AYIP ÜZERİNE...

 

“Doğal olan hiçbir şey, utandırıcı değildir.”
Aristofones

 

“Biz insanlar üç türlü yel çıkarırız: Altımızdan çıkan pek pistir, ağzımızdan çıkan bir oburluk belirtisi sayılır üçüncüsü hapşırmadır, baştan geldiği ve ayıp yanı olmadığı için hoş yüzle karşılarız onu böyle.”

Michel de Montaigne

 

 

  

Peru-Brezilya-Kolombiya... Bu üç ülkenin buluştuğu Iquitos'dayım... Yahua yerlilerini ziyaret ediyorum...  Yaşadıkları köy Rio Momon nehri üzerinde... bir tekne ile varıyorum... Göğüsleri açık biçimde bizi karşılıyorlar...

 

 

Namibya'dayım.. Ovahimba ya da kısaca Himba'lar diye bilinen bir etnik topluluk... Keçi yağı, bazı otlar ve özel bir topraktan elde ettikleri otjize adı verilen turuncu renkte macunu saçlarına ve vücutlarına sürüyorlar. Göğüsleri açıkta...

 

***

 

Bu resimler üzerinden bazı sorular soralım...

 

"Bu kadınların yaptıkları ne ayıp?" mı diyeceğiz...

Ayıp! Çok ayıp ! mı diyeceğiz!

 

Ya da onları gösteriş tüketimine malzeme olarak kullandığım için sözünüz bana "ayıp mı?" diyecekseniz?

Bu yarı çıplak kadınlarla poz verdiğim için sözünüz bana "çok ayıp!" mı diyeceksiniz!...

 

Ne derseniz deyin? Ne diyecekseniz deyin?

 

Bunlar ayıp değil beyler!

Gelenekleri ile yaşayan bu kadınların görüntülerinde zerre kadar ayıp denen bir şey şey yok!

Ayıp nedir biliyor musunuz?

Bakın size ayıbın ne olduğunu anlatayım?

 

 

 

***

 

 

Bin bir türlü alavare ve dalavere içinde...

Üçkağıtçı...

Sahtekar...

Yalancı....

Bunlar ayıbın önde gidenleridir...

 

Arkadan gelenleri de şunlardır:

 

Öyle ulu orta geğirmek....

Sokağın ortasında balgam çıkarıp tükürerek ileriye fırlatmak...

vs. vs. vs....

 

***

 

Mesleki ayıplar vardır bir de!...

Kendi mesleğimden örnekler vereyim...

 

Mesleği öğretmenlik olan öğretmen müsveddelerine bakıyorum!

 

İsminin başında Prof.Dr. ya da Doç.Dr  ünvanlarını kullanan  ama buna layık olmayan akademisyenleri görüyorum!

 

İşini sorumluluk ahlakı ile bağdaşmayacak şekilde yapan hocalar!

 

Kes-kopyala-yapıştır ile makale yazanlar!

Yabancı dil bilmediği halde  bir ortak yazar bularak yabancı dilde makaleye ismini dahil edenler!

Daha üniversite öğrenimini yeni bitirmiş ve yüksek lisans eğitimi yapan bir öğrencinin yaptığı bir seminer çalışmasına adı eklemekten utanmayan danışman hocalar!

Emek vermeden makaleye "Ortak Yazar" olarak ismini eklemekten utanmayan hocalar!

Asistanlarına makale yazdıranlar! Kitap yazdıranlar!

Asistanına yazdırdığı kitap farklı üniversitelerde okutulsun gayreti içinde olan pazarlamacı hocalar!

Ek ders soygunu peşinde koşan hocalar!

"Bir iki öğrenci bulalım da doktora programı açılsın, ek ders ücretinden mahrum kalmayalım" hesabı yapan değersiz insanlar!

Hakkıyla, layıkıyla yapılmayan tezsiz yüksek lisans, uzaktan eğitim, yaz okulu programları...  Tek amaç para!

Uyduruk seçmeli dersler türeterek ders sayısını artırma gayretleri! Para, Para, Para!

Yazık! Yazık! Yazık!

 

Ayıp bunlardır!...

 

***

 

 

Bir başka meslekten örnekler vereyim....

Açın televizyonları bakın!...

Gelenekleriniz, inancınız dolayısıyla bir öpüşme sahnesi karşınıza çıkabilir!

O televizyon filminin çekildiği yerde öpüşme günlük yaşam içinde sevgi ifade eden bir duygu yansımasıdır... Biz buna ayıp diyemeyiz!

 

Ayıp nedir biliyor musunuz?

Kalemini bir başkasına kiralamış ve satmış bir gazeteci...

Tek işi iktidarı övmek, dalkavukluk-yalakalık yapmak...

İnsanlara yalan, yanlış haber sunmak...

 

Bir despotluğun satılmış bir kalemi olmaktır ayıp!

Bir tiranlığın kiralanmış bir kalemi olmaktır ayıp!

 

 

***

 

Ayıplı bir mal satmaktır ayıp!

Terazinin dirhemi üzerine elini bastırarak mal satmaktır ayıp!

Süte su karıştırarak satmaktır ayıp!

Ticari ahlaka uygun olmayan davranışlar sergilemektir ayıp!...

Devletten rant elde ederek zengin olmaktır ayıp!

Yasal soygunculuktur ayıp olan!