BİLGİ ÜZERİNE... İLİM ÜZERİNE... BİLİM ÜZERİNE...

 

  

ve ben .. kendim....

yüksek lisans yaptım, doktora yaptım, doçent oldum, profesör oldum...

 

Henüz daha büyük bir şey, mesela ordinaryüs olamadım! 

 

Dekan-rektör gibi öyle büyük bir adam ve öyle yüksek bir makam sahibi olamadım!

 

Yaşadığım yılların yarısından fazlasını sözde bir ilim-bilim dünyasında geçirdim!...

 

Alnında terlerini silememiş  bir gariban emekçiden  4-5 katı daha fazla maaş alan bir doçentin-profesörün bin-bir türlü alavere-dalavere ile  nasıl "ek ders ücreti"   adı altında yasal soygun yaptığına tanık oldum...

Tanık oldum değil!...

30 yıldır üniversitelerdeki kalitesizlik ve etik-dışı uygulamalar içinde  yaşadım, yıllarımı geçirdim...

Harcadım..

Daha doğrusu israf ettim!

 

Anladım ki meğer ilim bir hiç imiş!..

 

“Gezdim Halep ile Şamı, Eyledim ilmi talep,

Meğer ilim bir hiç imiş, İllâ edep illâ edep.”   

Yunus Emre

“İlim meclisine girdim, kıldım talep, İlim tâ gerilerde kaldı, illâ edep illâ edep.” 

Ziya Paşa

 

ve gördüm ki şu bilim çukurunun kara kazmacıları bilginin hazinelerini yağmalıyorlar!...

Torpille, kayırma-kollamayla işe alınan asistanlar!

Ünvan için oradan-buradan kes-kopyala-yapıştır yapan sözde bilim insanları!

Üç-beş uyduruk hakemli dergide yapılan yayın! Puan toplama telaşı!

Formaliteler ve prosedürler tamamlandıktan sonra alınan ünvan!

Yan-gel yat!

Atalet, rehavet, tembellik, miskinlik!

Kıskançlık, çekememezlik!

Engelleme, köstek olma!

Mobbing, psikolojik yıldırma!

Aynı koridorda, aynı binada, aynı kurumda  geçen bir yarım asır!

Sonuçta bezginlik, yılgınlık!

Küçük çıkarlar için kavgalar, küskünlükler!

Küçük bir makam için taraf tutmalar, dışlamalar, oyunlar, entrikalar!

İşte bu!

Gördüğüm, gözlemlediğim üniversite bu!

 

***

 

2003 yılında yazdığım bir kitap... Özlenen Üniversite, Yaşanan Üniversite...

Lütfen okuyunuz!

Gözlerinin cevherlerini eskiten biz!...

Size de okumak düşüyor!

Doğruları yazmışsak o zaman size düşen bu doğruları başkalarıyla paylaşmak...

Bir başkasının cesaret edip söylediği ve yazdığı doğruları paylaşmak, dile getirmek...

Bunu yapın yeter!..

O zaman o Özlenen Üniversite bir gün gerçek olur belki!

 

resmi tıklayınız ve kitabın tamamını okuyunuz...

 

Eylemsizliğin derin uykusundan uyanın artık!

Şu bilim çukurunun kara kazmacılarını  görün artık!

 

" Eylemsizliğin derin uykusunda kendilerinden

geçmiş aydınlık bekçilerinin önünde cehalet çapulcularının

bilginin hazinelerini nasıl yağmaladıklarını gördüm."

Khalil Gibran

"Anatomist ne der Trappist'e?

Mezarcı ne der iskelet kemirene?

Hekim ne der atlet jeologa

Toprakla uğraşıp da çok yorulana

Ya sonsuzluğun yuhaladığı cebir uzmanı

Ne diyor şu sayıların haşarı çobanına?

Ne diyor şu bilim çukurunun kara kazmacıları

Ellerinde kazmaları, soluk, titrek benizleriyle?

Hepsinin dediği şu: Ey insan!

Karanlık, yoksulluk, körlük, yanlışlık,

Hiçlik, duman, budalalık, yas!

İşte sen bunlarla övünüyorsun!" 

Albert Bayet