BİZ PROFESÖRLER

 

 

“Biz profesörler, aldatıcı dış görünüşümüze karşın, iç alemimizde bilgisizliklerle, yetersizliklerle, bencilliklerle, haset ve çıkarcılıklar ve küçük hesaplarla, vasat insan kertesini aşamamış kimselerizdir. Asistanlarımızı, fakülteye veya ülkeye yararlı olmaları için ya da üstün yeteneklere ve karakterlere sahiptirler diye seçmeyiz. Kendi kişisel ihtiyaç ve angaryalarımıza yatkınlık esasına göre seçer, bizi gölgede bırakmasınlar diye genellikle düşük zekâ ve bilgi düzeyindekilerin ön plana çıkması için elimizden geleni yaparız... "

İlhan Arsel

"...Bana öyle geliyor ki, biz (profesörler), içimizde hiç kuşkusuz pek iyilerimiz olmakla beraber çoğumuz yetersiz... dahası ortaçağ üniversitelerinde hademelik yapamayacak kertede kimseleriz..."

 

İlhan Arsel...  Eserleri ile kimilerinin yüksek takdirlerini kazanmış ve kimileri için ise ölüm fermanı çoktan imzalanmış bir Türk akademsiyen ve yazarı idi... 

İlhan Arsel, yaşam güvenliğinin kalmadığı gerekçesiyle Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı... ve 2010 yılında ABD'nde hayata veda etti...

Radikal bir yazardı... Eleştirel bir yazardı...

Bizim İlhan Arsel'i bu sayfaya taşımamızın nedeni onun tüm görüşlerini beğeniyor ve kabul ediyor olmamız değildir...

Arsel, Biz Profesörler başlığını taşıyan bir kitap yayınlamış ve burada belki de kimselerin dile getirmediği bazı doğru tespitlerde bulunmuştur.

BİZ PROFESÖRLER...

 

Biz Profesörler başlığını Arsel'den ödünç alıyorum ve kendi tespitlerimi yapıyorum... İlk olarak Arsel'in şu tespitine aynen katıldığımı yazmakla başlamak istyorum:

Biz profesörler, vasat insan kertesini aşmamış kimselerizdir...

Biz profesörler, hiç bir eğitim almamış insanlarda dahi görülmeyecek  ahlaksızlıkları yapan kimselerizdir...

Biz profesörler, bir kaç saat fazla ders almak için aramızda ihtilaflar ve kavgalarla yıllarını aynı koridorda geçiren değersiz insanlarızdır....

Biz profesörler, sadece daha fazla ek ders ücreti almak için  uyduruk dersler türeterek seçmeli derslerin sayısını artıran ahlaksız kimselerizdir...

Biz profesörler, sadece "bir tek kişi başvursunda doktora programı açılsın ve ek ders ücretinden mahrum kalmayalım..." düşüncesi ile hareket edecek kadar basit kimselerizdir...

Biz profesörler, liyakati zerre kadar önemsemeden kayırma-kollama ile yüksek lisans ve doktora eğitimini tahrip eden kimselerizdir...

Biz profesörler, bırakın bir doktora öğrencisini, bir yüksek lisans talebesinin bile yaptığı seminer çalışmasına utanmadan adımızı "ortak yazar" olarak ekleyecek kadar değersiz kimselerizdir...

Biz profesörler, bir araştırma görevlisinin en verimli yıllarını tüketen ve ondan sadece kişisel hürmet ve hizmet ve aynı zamanda itaat ve sadakat beklentisi içinde olan değersiz kimselerizdir...

Biz profesörler, aynı üniversitede asistan olup ve yine aynı üniversitede emekli oluncaya kadar yarım asrı tembellik, rekabet ve atalet içerisinde geçiren kimselerizdir...

Biz profesörler, "sittinsene profesörlük" sisteminde yan-gelip yatan kimselerizdir...

Biz profesörler, ek ders ücreti almak için üzerine çok sayıda ders alan ve bu derslerini hakkıyla ve layıkıyla yapmayan ahlaksız insanlarızdır... Yetmedi, yaz okulunda da üzerinde ders alan ama derslerini asistanlarına yaptıran kimselerizdir...

Biz profesörler, ciddi bir araştırma yapmak yerine yazılmış pek çok ders kitabına bir ilave yapmayı tercih eden, kes-kopyala-yapıştır kolaycılığı ile asistanlarına ders kitabı yazdırna çok ahlaksız kimselerizdir.... Yetmedi, daha önce öğrencimiz olmuş olan ve halen başka üniversitelerde görev yapan yardımcı doçent ve doçentlere yazdırdığımız ders kitabını okutması için inanılmaz çabalar gösteren değersiz kimselerizdir...

Biz profesörler, birbirlerinin başarısını kıskanan, hasetlik içinde kıvranan, gücü ve imkanı var ise başarılı insanlara engel olan, köstek olan kimselerizdir...

Biz profesörler, İngilizce bilmeden uyduruk bir uluslararası konferansa başvuracak kadar "cahil cesareti" ile davranabilen kimselerizdir...

Biz profesörler, bir yabancı dil bilgisi olmadan sözümona yabancı dil bilgisi olan bir asistana kaynak olma utanmazlığını içimize sindirerek yabancı memlekette yapılan bir konferansa bildiri sunmaya gidebilecek kadar ahlaksız kimselerizdir....

Biz profesörler, eğer bir dekan seçilecekse hiç bir zaman liyakata oy vermeyecek kimselerizdir!...  Rahatımızı bozmayacak, bize müşkül çıkarmayacak kimse onu seçmeyi terih ederiz!...

Biz profesörler, eğer bir rektör seçilecekse hiç bir zaman liyakata oy vermeyecek kimselerizdir!...  Rahatımızı bozmayacak, bize müşkül çıkarmayacak kimse onu seçmeyi terih ederiz!...

Devamı gelecek...

Bu kadarı yetmez... Eksik olur...