İHTİYARLIK /YAŞLILIK  ÜZERİNE

 

Merdivenlerden çıkmayı değil inmeyi tercih ettiğin zaman.. işte o zaman artık yaşlanıyorum dersin!

“İhtiyarlık denen şey, beyaz saçlardan ve yüz buruşukluğundan ziyade, artık geç kalındığı, oyunun oynanmış olduğu ve bundan sonra, sahnenin başka bir nesle ait olduğu duygusunu hissetmektir.”
Andre Maurois

Hayatın artık  bir şeyler vermeyi bırakıp geri almaya başladığını düşündüğünde artık yaşlandığını anlarsın!...

Sanki bir oyunun son perdesine yaklaşıyor gibisin!...

“Yaşlılık yıllarında sürdürülen yaşam, bir trajedinin beşinci perdesini andırır. Kişi trajik bir sonun yaklaştığını bilir; ancak bunun ne olduğunu bilmez henüz.”
Arthur Schopenhauer

Arthur Schopenhauer

 

“Yaşamın sonuna doğru durum tıpkı maskelerin çıkartıldığı bir maskeli balonun sonuna doğru olan bitene benzer, insan, yaşamı süresince temas halinde olduğu kişilerin aslında kim olduklarını görür şimdi. Çünkü karakterler gün ışığına çıkmış, eylemler meyvelerini vermiş, başarılar hak ettikleri değerlere kavuşmuş, bütün yanıltıcı imgeler de parçalanmıştır. Yani bütün bunlar için zaman gerekliydi.”
Arthur Schopenhauer

 

***

Ölümden hiç bir zaman korkmadım, ihtiyarlıktan korktuğum kadar...

Yaşlı olmaktan  bir adım ilerisidir, ihtiyarlık!...

Farkına varmazsın!... Bir gece ansızın ihtiyarlık sabahı ile uyanmış hissedersin kendini!

Said Nursi

 

Anlamazsın!...  Nasıl yaşlandığını? Yılların nasıl geçtiğini? Hep genç kalacakmışsın gibi düşünürsün ve öyle yaşarsın!...

 

Ve derler ya "elden-ayaktan düşmeden..."

Öyle ölmek isterim!...

ve kimseye bir yük olmadan!

“Bence ihtiyarlıktaki en acı şey o yaşa gelen insanın,

başkalarına sıkıntı verdiğini hissetmesidir.”
Caecilius

İşte htiyarlığın tam halidir O!...

ve ben ondan korkarım, ölümden korkmadığım kadar!...

“İhtiyarlık  ölümden çok daha korkunçtur.”
Juvenal

ve Tanrı'ya şükürlerimi sunarım "yaşadıklarım" için...  

Dolu dolu yaşadığım için!

Hayatın hem hoş ve hem de boş olduğunu çok erken anladığım için!

Şükürler olsun!

"Hayat ne gideni getirir,

Ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir…

Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın,

Ya da yaşayamadım diye ağlamayacaksın…"

Tolstoy

 

***

“Yaşlanmadan önce, iyi yaşamak; yaşlandıktan sonra da, iyi ölmek istedim.”


Seneca

 “İhtiyarlığın rengi benim sakallarımın yanında bir ihtar nişanıdır ki bana yolsuz davranışlar, kötü işler yapmaya meydan kalmadığını bildirir. Bana bu akları boya diyenler oldu. Ben de onlara şöyle dedim: Ben bu ihtiyarlığı, bu ak saç ve sakalı diri olarak üzerimde taşımak istemiyorum. Bir de onları siyah boyaların altına gömüp ölü olarak nasıl taşıyayım."
İbn-i Sina

“Gençliğimizdeki neşelilik ve karamsarlığa kapılmama hali, kısmen hayat tepesine tırmanıyor ve tepenin öteki tarafındaki ölümü görmüyor olduğumuz gerçeğine dayanır.
Gençlikle yaşlılık arasında temel fark her zaman şu olacaktır: Gençliğin önünde yaşam, yaşlılığın önünde ölüm vardır; böylece gençlik kısa bir geçmişe, uzun bir geleceğe sahiptir, yaşlılıkta ise durum tam tersinedir.”
Arthur Schopenhauer

“Gençliğimizde yaşamımız için önem taşıyan ve büyük sonuçlar doğuracak olayların ve kişilerin karşımıza davul zurnayla çıkacaklarını sanırız: ama yaşlılığımızda geri dönüp baktığımızda, bunların hepsinin de sessizce, arka kapıdan ve adeta dikkati çekmeden içeri süzülmüş olduklarını görürüz.
Gençliğin bakış açısından bakıldığında hayat sonsuz derecede uzun bir yolculuktur: yaşlılıktan bakınca çok kısa bir geçmişe benzer. Gemiyle uzaklaştığınızda kıyıdaki nesneler daha küçük, tanınması ve ayırt edilmesi daha zor hale gelirler, aynı şekilde olaylar ve etkinliklerle dolu geçmiş yıllarınızı da tanıyamazsınız.”
Arthur Schopenhauer

***

Minutatim vires et robur adultum
Frangit et in partem pejorem liquitur oetas


“Yıllar için için aşındırır
Olgunluk çağına varmış güçleri”
Lucretius

Ubi jam validis quassatum est viribus aevi Corpus, et obtusis
ceciderunt viribus artus, Claudicat ingenium, delirat linguaque
mensque.


“Vücut yaşın ağır yumruğu altında ezilince,
makinenin yayları gevşeyince, düşünce de sendeliyor:
dilimiz tutulmaya; zihnimiz karışmaya başlıyor.”
Lucretius

“İhtiyarlığımın bana verdiği bütün ferahlık, hayatı bulandıran arzu ve
endişelerden birçoğunu söndürmüş olmasıdır: Dünyanın gidişine,
servete, büyüklüğe, bilime, sağlığa, kendime ait tasam kalmadı.”
Michel de Montaigne