MASKELİ BALO:

GÖRÜNEN YÜZLER VE GİZLENMİŞ KİŞİLİKLER

 

 

 

Hayat bir maskeli balo aslında…

Her gün bir baloya gider gibi sokağa çıkıyoruz…

İşe gidiyoruz..

İnsanlarla iletişim kuruyoruz…

ve sonra evimize geri dönüyor, maskemizi çıkarıyor ve kirli yüzümüzü yıkıyoruz…

 

 

JUNG FELSEFESİ:

PERSONA

 

 

Persona, bir insanın dış dünyaya karşı taktığı maske ya da takındığı kimliktir. Bu balçık dünyada bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için çoğu zaman bu gereklidir ve hatta kimi durumlarda zorunludur.

 

Persona, insanlarla uyum içinde olmamızı ve iyi geçinmemizi sağlar.

 

Persona, hiç hoşlanmadığımız  ve hatta nefret dahi ettiğimiz kişilerle birlikteyken onlarla samimi ve dostça sohbetler etmemize imkan sağlar... Hatta sarılırız, kucaklaşırız, birbirimizi seviyormuş gibi sohbetler yaparız... Ahenk içinde olmamız gerektiğini düşünürüz ve böyle davranırız...

 

Persona, bir çeşit maskedir  ve bu maske sayesinde insan  gerçek doğasını, huyunu, mizajnı, karakterini saklar. Maskenin arkasında olan bitene ‘özel yaşam’ denir.

 

Persona, çevremizdekilerin bizi görüp tanıdıkları yanımızdır...

 

Ne görüyorlarsa biz O'yuz diye düşünürler, oysa biz O değiliz...

 

Gerçek biz maskenin arkasındaki kişiliktir.

 

Persona olarak durumumuza, pozisyonumuza, menfaatlerimize göre davranış ve tutumlar sergileriz…

 

Çevredeki insanların “çok beyefendi”, “çok hanımefendi”, “çok saygılı”, “çok terbiyeli…” , “çok uyumlu”, “herkesle iyi geçinen”  vs tanımlamaları aslında gerçek kişiliğe değil, persona’ya atıfta bulunur... Yani maskeye bakarak söylediğimiz sözlerdir bunlar…

 

Persona, Carl Gustav Jung’un terminolojisinde egonun, gerçek kişiliğini ve yüzünü toplumdan saklamak amacıyla yarattığı bir dış çehredir, yani bir maskedir.

 

Persona bir dış kişiliktir.  Sahte kişiliktir.

 

Bir insan dışarıda ayrı bir insan, eve gelip maskesini çıkardığında ayrı bir insan olur…

Öyleyse gerçek kişilik hangisidir?

 

Hangi yüz gerçek kişiliği ve karakteri sergiler…

 

 

mesleğimden bazı kişisel gözlemlerim....

 

Çalıştığınız kurumda her Persona'nın bir gölge ile dolaştığını fark edebilir misiniz?

 

Örneğin, mesleki geleceği, başarısı, yükselmesi,  kariyeri vs. size bağlı ise Persona şu davranış ve tutumları sergiler:

 

Sadakat, bağlılık, itaat, iltifat, yalakalık, dalkavukluk vs.

 

Bu aşamalarda Gölge derin bir uykuda olmasa bile uyku pozisyonundadır...

 

Menfaatler, iyilikler vs. tamamlandığında ve Persona'nın o kişiye olan bağımlılığı kalmadığında Persona şu davranış ve tutumları sergiler:

 

Yavaş yavaş uzaklaşma, kaçma, arayıp sormama...

Yapılan iyilikleri unutma... Yapılan iyiliklere artık eskisi gibi değer atfetmeme...

Ve yeni bir menfaat alanı ve bir çıkar çatışması alanı ortaya çıktığında vefasızlık, nankörlük, ve hatta ihanet...

 

Persona maskeyi çıkarmıştır artık... Gölge, Persona'nın yerini almıştır...

 

JUNG FELSEFESİ: GÖLGE

“Herkes bir gölge taşır.”

“Everyone carries a shadow”

Carl Gustav Jung

 

 

Carl Gustav Jung

 

 

Persona , görünen yüzdür.

Gölge ise görünmeyen yüz…

Persona genellikle insanlardan gizlenir, saklanır…

 

Gölge,  egonun başkalarından saklamaya çalıştığı  karanlık yüzümüzdür. 

 

Bir persona’nın  “gölge” kişiliğini anlamak kimi zaman güçtür ve çok uzun zaman alabilir…

 

Menfaat…

Durum…

Pozisyon…

Elde edilen iyilikler…

Korku…

Vs. vs…

 

Persona tüm bunlara göre bir kişilik sergiler….

Bu ve burada sayılmayan pek çok faktör dolayısıyla persona yıllarca aynı maske ile yoluna devam edebilir…

 

Yatar, kalkar, maskesini takar, akşam tekrar evine gelir, maskesini çıkarır ve sonra  kirli yüzünü yıkar ve yatar…

 

Persona, günahsız bir aziz gibi dolaşır durur…

Ama Persona’nın Gölge’si  arka planda günahları işlemeye devam eder…

 

Persona, korku varsa ona itaat eder..

Kişiliğini, şahsiyetini, onurunu tamamen korkuya teslim eder....

 

Persona, makam-mekviiye daima eğilir..

Bir persona'nın bir makam sahibi insan ile konuşurken ne kadar alçaltıcı davranışlar sergilediğini izlemek pek hoştur!

Hele ki, Persana'nın makam sahibi kişiden bir menfaati varsa el-etek öper, kişiliğini ayaklar altına alır...

 

“Bir kişinin kendi gölgesi ile yüzleşebilmesi için

kendisini kendi ışığında görmesi gerekir."

Carl Gustav Jung

 

 

 

Persona, menfaati olduğu sürece iyi ve güzel bir insandır.

 

Persona, iyilikler elde ettiği sürece size minnet ve sadakatini esirgemeyen insandır.

 

Persona, bulunduğu konumuna ve pozisyonuna göre uyumlu ve ahenkli bir iş arkadaşınızdır.

 

Persona, korkuya itaat eden bir kişiliktir.

 

Persona güce ve otoriteye boyun eğen bir kişiliktir.

 

Persona güç kimde ise onu alkışlayan bir kişiliktir.

 

***

 

Gölge, saklı bir kişiliktir.

 

Gölge, kişinin karanlık dehlizdeki görünmeyen yüzüdür…

 

Bekler… Bekler…

 

Zamanı geldiğinde o dehlizden çıkar ve gerçek yüzünü gösterir….

 

Menfaati bittiğinde ve menfaatlerin bittiğine emin olduğunda su yüzüne çıkar…

 

Elde ettiği iyilikler sona erdiğinde gölge, karanlık dehlizden uyanır ve dışarı çıkar…

 

Maskenin arkasından tek tek karaktersizlikler ortaya çıkar…

 

Nankörlük…

 

Vefasızlık…

 

Ahde vefasızlık…

 

Hayırsızlık…

 

Karamala…

 

İftira…

 

Hainlik…

 

 

 

JUNG FELSEFESİ:

 erdemli insan = gölgesiz insan

 

Erdemli insan maske takmaz...

 

Görünen yüzü ne ise görünmeyen yüzü de aynıdır...

 

Erdemli insan, göründüğü gibi bir insandır.

 

Erdemli insan, olduğu gibi görünen bir insandır.

 

Erdemli insan, maske takan insanlardan hoşlanmaz... Onlar gibi olmaz... Onlar gibi davranmaz...

 

Erdemli insan, doğru ne ise onu söyler...  Dokuz köyden kovulur...

 

Erdemli insan, haksızlıklara karşı sessiz kalmaz...  Vicdanı onu rahatsız eder...

 

Erdemli insanın maskesi yoktur.... O'nu takip eden bir Gölge'si de yoktur...

 

 

“Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.”

Carl Jung

 

 

 

 

 

Kimdir?

Carl Gustav Jung

( 1875 – 1961 )

İsviçreli psikiyatr, Analitik psikolojinin kurucusu. Derinlik psikolojisinin Sigmund Freud ve Alfred Adler ile beraber üç büyük kurucusundan birisi olarak kabul edilir...