KARTEZYEN FELSEFE:

DÜŞÜNMEK ::

ŞÜPHECİLİK :: GÖRECELİLİK:: DENEYCİLİK...

 

 

“Düşünüyorum, öyleyse varım.”

(Cogito, ergo sum; je pense, donj je suis.)

Rene Descartes

 

“Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek.

Şüphe etmek düşünmektir.

Düşünmekse var olmaktır.

Öyleyse var olduğum şüphesizdir.

Düşünüyorum, o halde varım.

İlk bilgim bu sağlam bilgidir.

Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim.”

Rene Descartes

 

“Bizim çıkış noktamız bireyin subjektivitesidir... Çıkış noktamızdan bakıldığında ‘düşünüyorum öyleyse varım’ gerçeğinden başka bir gerçek olamaz. Herhangi bir gerçekten önce, bir mutlak gerçek olmalıdır. Bu gerçeği kavramak basittir, zira bireyin varlığında mevcuttur.”

Rene Descartes

 

“İlk olarak, açık bir şekilde bilmediğim bir şeyi asla doğru olarak kabul etmem. İkinci olarak, doğru çözüme ulaşmak için incelediğim konuyu mümkün olduğu ölçüde küçük parçalara ayırır, ondan sonra analiz ederim. Üçüncü olarak, küçükten başlayarak büyüğe doğru adım adım ilerleyerek düşüncelerimi netleştirmeye çalışırım. Nihayet, son olarak, her durumun sonucunu ortaya koyar ve genel olarak gözden geçiririm.”

Rene Descartes

 

 

  

Bilgi sürekli olarak büyümekte ve bu süreçte üç konu önem taşımaktadır:

 

Şüphecilik:

Bilginin büyümesi karşısında şüpheci olmak gerekir. Mutlak doğru yoktur. Her önermeyi şüphe ile karşılamak gerekir. Şüphecilik (agnostizm), insanın evrendeki olayları, olguları ve nesnelerin nedenlerini ve oluşumunu tamamen bilemeyeceğini ifade eden öğretidir.

 

“Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.”

Rene Descartes

 

 

Subjektivizm/Relativizm:

Bilginin büyümesi karşısında subjektif düşünmek gerekir. Doğru ve yanlış, kişiden kişiye değişir.

 

 “Birine göre adaletli olan şey, diğerine göre haksızlıktır; birine göre güzel olan, diğerine göre çirkindir; birine göre bilgelik olan, diğerine göre çılgınlıktır.”

Ralph Waldo Emerson

 

Instrumentalizm:

Bilginin büyümesi karşısında instrumentalist düşünmek gerekir. Bilimin belli bir durumda en uygun neden ve sonuçların araştırılmasını sağlamaktan başka bir objektif gerçekliği yoktur. Bilimsel yasalar, teori ve kavramlar birer araçtan (instrument) başka bir şey değildir.

 

Özetle, gerçek, tek ve mutlak değildir.

 

Gerçek aynı zamanda ebedi değildir. Dünyadaki değişime paralel olarak yeni doğrular ve gerçekler ortaya çıkabilir.

 

***

 

 

***

 

 

 “Sana bir şeyi nasıl bilebileceğini öğreteyim mi?

Bildiğin zaman bildiğini anla, bilmediğin zaman ise bilmediğini anla.”

Konfüçyüs

 

 “Doğanın sonsuz gücü karşısında daha saygılı olmamız, bilgisizliğimizi, yetersizliğimizi bilmemiz gerekir.”

Michel de Montaigne

 

“Ben ne biliyorum?”

Michel de Montaigne

 

 “Düşüncenin doğruluğu pratik doğrulamayla kanıtlanır.”

Bernardino Telesio

 

“Bir şey biliyorsam o da hiç bir şey bilmediğimdir.”

Sokrates

 

“Hiç bir şey bilmediğimi de kesin olarak bilmiyorum.”

Arksilaos

 

 “Ebedi gerçeklik olmadığı gibi, mutlak doğru da yoktur.”

Friedrich Nietzsche

 

 “Bilgelik için tek anahtar devamlı soru sormaktır... Şüphe ederek bir araştırmaya başlarız. Araştırmakla da doğruya ulaşırız.”

Peter Abelard

 

 “Tecrübe bütün öğretmenlerin en iyisidir.”

 Publilus Syrus

 

 “...Unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta

bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.”

Xsentius

 

“İnsanın evrendeki durumu, bir kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve dinler ama hiç bir şey anlamaz.”

William Jones

 

 “Evren insan için uyumsuzdur ve bilinemez.”

Albert Camus

 

“İnsanın bilebileceği tek şey olan kendisiyle yetinmelidir.”

Protagoros

 

“Etraflıca çalış, doğru bir şekilde araştır, dikkatlice düşün, düşündüklerini gözden geçir, ciddi ve samimi bir şekilde uygula.”

Konfüçyüs

 

“Bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiç bir şey yoktur. Bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki, bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyeceğimiz bir sujenin birbirlerine olan ilgisinden doğmuştur.”

Immanuel Kant

  

“Doğuştan bilgi yoktur ve insan zekası doğduktan sonra dolmaya başlayan bomboş bir levha (tabula rasa) dır.”

John Locke

 

“İşe kesinliklerle başlayan, şüphelerle bitirir. Şüphelerle başlamaya razı olan, kesinliklerle bitirir.”

Francis Bacon

 

 “Deneyiniz, deneyiniz, denemeden hiç bir şeye inanmayınız.”

Francis Bacon

 

“Hala öğreniyorum.”

Michelangelo

 

“İlmin değeri de diğer mumların kendisinden ışık aldığı enerji kaynağına benzer.”

Nizamülmülk