LİBERALİZM :: KAPİTALİZM  ÜZERİNE

 

“Liberalizm devletin fonksiyonlarının ve güçlerinin sınırlandırılması ile alakalıdır.”

Friedrich A.von Hayek

 

 

Liberalizm kavramı yerine bazen, "liberalleşme", "serbest piyasa ekonomisi", "pazar ekonomisi", "sosyal piyasa ekonomisi", "kapitalizm", "serbest ekonomi", "açık ekonomi" vb. kavramları sıklıkla kullanıyoruz. Oysa liberalizm, bu kavramları da içeren daha geniş boyutlu şemsiye bir kavramdır. Liberalizm herşeyden önce 17. yüzyılda ortaya çıkmış ve günümüze değin gelişimini sürdürmüş bir ekonomik ve siyasal doktrindir.

Bu çalışmada  önce liberalizmin tanımı, temel ilkeleri ve daha sonra da liberal doktrinin tarihsel gelişimini ortaya koymaya çalışacağız. Aşağıda liberal doktrinin doğuşu ve tarihi gelişimi bir tablo içerisinde sunulmuştur. Bu çalışmadaki açıklamalarımızı aşağıdaki tablo çerçevesinde sürdüreceğiz. Tablodan anlaşılacağı üzere liberalizm esasen bir siyasi doktrin olarak doğmuştur. Siyasal liberalizmin kurucusu olarak John Locke kabul edilir. Liberalizm daha sonra başta Adam Smith olmak üzere, diğer klasik iktisatçıların eserleri ile İktisadi Liberalizm hüviyetini kazanmıştır. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın ilk yarısında Müdahaleci Liberalizm ön plana çıkmıştır. İçinde yaşadığımız çağın son çeyreğinde ise Neo-Liberalizm ve Libertarianizm akımları önem kazanmıştır.

 

 

 LİBERALİZM: TANIMI VE TEMEL İLKELERİ

Bir doktrin olarak liberalizmin kökenleri Eski Antik Yunan Şehir Devleti’ne kadar uzanmaktadır. Liberalizmin etimolojik temeli Yunanca "hürriyet" anlamına gelen "Eleutheria" kelimesine dayanmaktadır.

Liberalizm kavramı Fransızca kökenli "Libre" kelime­sinden türetilmiştir. "Libre" Fransızca'da "boş", "serbest" (unoccupied) anlamına gelmektedir. İngilizce'de kullanılan "liberty" kelimesi ise "özgürlük", "serbestlik" anlamlarında kullanılmaktadır. Liberalizm kavramı zaman içinde özgürlüğü savunan bir düşünce ya da ideoloji olarak kul­lanılmaya başlanmıştır. Liberalizm günümüzde iktisadi ve siyasi bir doktrin olarak kabul edilmektedir. Doğuşundan günümüze kadarki gelişimini esas alarak liberalizmi şu şekilde tanımlayabiliriz:

Liberalizm, bireyciliğe dayalı, bireylerin siyasal ve ekonomik alandaki hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, piyasa ekonomisinin tabii işleyişine bırakılarak, dev­letin ekonomiye müdahalelerinin en az düzeye indirilmesini savunan bir doktrindir. Bu tanım çerçevesinde libera­lizmin temel ilkelerini şu şekilde özetleyebiliriz:

Bireycilik. Liberalizm bireyi esas alan ve onu bir takım kollektif kurum ya da varlıklardan (örneğin, sınıf, toplum, halk, millet gibi.) daha üstün kabul eden bir an­layışı savunur. Bir başka ifadeyle, liberalizm, metodolojik olarak "Bireyci" yaklaşımı esas alır ve sos­yal, ekonomik ve siyasal olayları incelerken temel olarak birey eylem ve davranışlarından hareket eder. Liberalizme göre kutsal olan "Devlet" ya da diğer organik birimler değil "Birey"dir.

Rasyonalite ve Ekonomik İnsan (Homo Economicus). Bireyler rasyonel ve tutarlı tercihlere sahiptirler. Bi­reyler rasyonel olmaları sonucunda faydalarını ve özel çıkarlarını maksimize edecek tercihlerde bulunurlar. Kısaca bireylerin tercihlerinde bir Homo Economicus motifi, yani rasyonel düşünme, karar verme ve bireysel çıkar maksimizasyonu hakimdir. Liberalizm, gerek özel ge­rekse kamusal tercih ve kararlarda "özel çıkar" motivasyo­nunu kabul ederken, "kamu çıkarı/yararı", "toplum yararı/iyiliği" gibi kavramlara karşı çıkar. Liberal düşünürlere göre toplumun iyiliği ya da mutluluğu ancak özel çıkar maksimizasyonu ile mümkün olabilir.

Özgürlük. Liberalizmin "olmazsa olmaz" ilkelerin­den birisi ve en önemlisi özgürlüktür. Özgürlük, bireyin baskı ve zorlama altında kalmaksızın istediğini yapması ve istediği gibi davranabilmesidir. Liberalizmin bu özgürlük anlayışı "negatif özgürlük" olarak da ad­landırılmaktadır. Bireyin eylem ve davranışlarında tama­men serbest olması "pür özgürlüğü" ifade eder. Ancak, pür özgürlük başkalarının özgürlüğünü zedeleyebilir. Bu açıdan ileride açıklanacağı üzere klasik liberalizm taraf­tarları ile aşırı liberalizm taraftarları (libertarianistler) arasında özgürlük anlayışı arasında bazı fikir ayrılıkları mevcuttur.

Laissez Faire ve Doğal Düzen. Liberal doktrinin laissez-faire ve doğal düzen ilkesi şunu ifade eder: Eko­nominin işleyişinde bir Doğal Düzen sözkonusudur. Do­layısıyla devlet bu doğal işleyen düzene müdahale etme­melidir. Doğal düzen anlayışını ilk olarak Fizyokratlar "Laissez-faire, Laissez-passer" (Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler) sloganı ile savunmuşlardır. Önemle belirtelim ki liberalizmin gelişimi ile birlikte doğal düzen anlayışında zaman içerisinde bir değişme olmuştur. Örneğin, Adam Smith'in doğal düzeni, fizyokratlarınki gibi tanrısal olmaktan çok, bireysel çıkarlarla (görünmez el) gerçekleştirilebilen bir düzendir. Frederic Bastiat'ın Doğal Ahenk Düzeni, F.A.von Hayek'in Spontan Düzen an­layışları özünde doğal düzeni savunan yaklaşımlardır.

Liberal doktrinde doğal düzeni savunanların görüşleri Evrimci Rasyonalizm ya da Anti-Rasyonalizm olarak bilinir. Anti-rasyonalist liberal düşünürler (David Hume, Adam Smith, Frederic Bastiat, F.A Hayek ve diğerleri) ekonominin tabii işleyişine bırakılmasını ve in­san aklı tarafından ekonomiye bilinçli müdahaleler yapılmamasını savunurlar. Evrimci Rasyonalizmin karşıtı görüş ise Yapıcı Rasyonalizm ya da Kurucu Rasyonalizm olarak bilinir. Kurucu Rasyonalizm'e aynı zamanda Kar­tezyenizm de denilmektedir. Bu yaklaşımı savunanlara göre (Rene Descartes, John Locke, Herbert Spencer, Mil­ton Friedman, James M. Buchanan ve diğerleri) göre in­san aklı, iyi bir sosyal düzenin temel ilkelerini saptayabi­lir. İnsanlar rasyonel (akıllı) varlıklardır ve öyle oldukları için de iyi bir sosyal düzen oluşturabilirler. Kısaca Kurucu Rasyonalizmi savunanlar doğal düzeni değil, düzenin iyi işlemesi için insan aklının ürünü olan politikaların yürürlüğe konulmasını savunurlar.

Piyasa Ekonomisi. Liberalizm, ekonomik sistem olarak "Piyasa Ekonomisi"ni savunur. Piyasa Ekonomisi ya da Kapitalizm; rekabete dayalı, karı esas alan, özel mülkiyet, miras, sözleşme yapma, teşebbüs ve tercih özgürlüğünün güvence altına alınmış olduğu ve devletin fiyat mekanizmasının işleyişine en az düzeyde müdahale ettiği bir ekonomik sistem modelidir. Klasik liberalizm, ka­pitalizmin karşıtı bir ekonomik sistem modeli olan sosya­lizme bütünüyle karşı çıkmaktadır. "Karma Ekonomi" ya da "Sosyal Piyasa Ekonomisi" modeli ile liberalizm uyuşabilmektedir.

Sınırlı ve Sorumlu Devlet. Liberalizmin devlet an­layışı Sınırlı ve Sorumlu Devlet yaklaşımı olarak ad­landırılabilir. Liberal düşünürler -libertarianistler hariç - devletin; adalet, iç güvenlik ve dış güvenlik (savunma) hiz­metlerini üstlenmesini, bunun dışında diğer kamusal, yarı kamusal ve özel mal ve hizmetlerin üretiminin piyasa eko­nomisine bırakılmasını savunmaktadırlar. Liberalizmin bu devlet anlayışı Gece Bekçisi Devleti, Koruyucu Devlet, Jandarma Devlet, Tarafsız Devlet gibi kavramlarla ifade edilmektedir. Sınırlı ve Sorumlu Devlet yaklaşımı Müdahaleci Devlet anlayışına karşıdır. Bu anlayış aynı zamanda Baba Devlet anlayışı olarak tanımlaya­bileceğimiz Paternalizm'e de karşıdır. Sınırlı ve sorumlu Devlet anlayışına dayalı liberalizm, küçükler, akıl hasta­ları vb. kimseler dışındaki toplum üyeleri için devletin ye­niden dağıtıcı (redistributive) politikalar uygulamasına özünde karşı çıkar.

Yukarıdaki açıklamalara dayalı olarak liberalizmin temel ilkelerini bir şema içerisinde göstermek yararlı olacaktır (Bkz. Şekil-l). Liberalizm ya da Liberal Sosyal Düzenin iki ana temeli vardır: Birincisi Liberal Ekonomik Düzen'dir. İkincisi ise Liberal Siyasal Düzen'dir. Liberal ekonomik düzen "Kapitalizm" ya da "Serbest Piyasa Ekonomisi" olarak da adlandırılabilir. Liberal ekonomik düzenin temel ilkeleri; özel mülkiyet, rekabet, miras, serbest girişim, fiyat mekanizması ve ekonomik hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması olarak belirtilebilir. Liberal siyasal düzen ise Liberal Demokrasi'dir. Liberal demokrasi ile, devletin güç ve yetkilerinin sınırlandığı ve temel siyasi hakların ve özgürlüklerin güvence altına alınmış olduğu bir düzen kastedilmektedir. Liberal siyasal düzenin temel ilkeleri ise kanun hakimiyeti ve hukukun üstünlüğü, sınırlı ve sorumlu devlet ve temel siyasi hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması olarak belirtilebilir.

 

 Kaynak: Coşkun Can Aktan.,  Gerçek Liberalizm Nedir? İstanbul : T Yayınları, 1994.

 

***

 

“Liberalizmi burjuvazinin gücü olarak anlayınca onu reddetmek kolaydır; devletin gücünü sınırlamak şeklinde anlayınca ise reddetmek güçtür.”

Norberto Bobbio

 

“Liberalizm, özgürlüğü temel amaç, bireyi de toplumda temel varlık olarak ele alır. Liberalizm, devletin rolünü azaltmak ve böylece bireyin toplumdaki rolünü genişletmek için Laissez-faire ilkesini savunur. Dünya milletlerinin barış ve demokrasi içinde yaşamaları için serbest ticareti savunur. Politik alanda; temsili devlet sistemini, parlementer kurumları, devletin keyfi gücünün sınırlanmasını, insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını destekler.”

Milton Friedman

 

“Kapitalizm, mülkiyet haklarını da kapsayarak, bütün birey haklarını tanıyan, bütün mülkiyetin özel bireylerce sahiplenildiği bir sosyal sistemdir.”

Ayn Rand

 

Ayn Rand

“Özgür toplumu – ki bu kapitalizmdir – savunmak isteyen bir kimse; özgür toplumun vazgeçilmez temelinin birey hakları ilkesi olduğunu bilmelidir. Birey haklarını muhafaza etmek isteyen bir kimse, kapitalizmin birey haklarını kapsayabilecek ve koruyabilecek tek sistem olduğunu anlamalıdır.”

Ayn Rand