Bu dünya bilginin, ilimin, bilimin değer gördüğü bir dünya değildir...

 

 

"Eksik olmam ehillerden, Kaça görün cahillerden
Allah bizar bahillerden, Bahil didar görür değil"

Yunus Emre

 

Bu dünya cahil-cühela takımının makam-mevkii-ünvan sahibi olduğu ve değer bulduğu bir dünyadır!...

 

“Yüksek makamların şunun bunun aracılığı ile verilmesi doğru değildir.

En bilgilisi hangisi ise ona vermek gerektir...”

Koçi Bey

“Bir cahilin, sırf eskidir diye bir bilginin önünde geçirilmesi haksızlıktır. Bilgi ve diyaneti olunca, genç de olsa zarar vermez. Yaşlı ile genç, bilgi ve marifette eşit olunca yaşlının öne geçmesi daha doğrudur. Amma bilgi ve marifetten hissesiz olunca 1000 yaşında da olsa halka faydası olmaz. Ve hakkı, yanlıştan ayıramaz.”

Koçi Bey

 

Eğer  bir kurumda YOL (Tao) varsa orada ehil birinin aşağı konumda olması haksızlıktır, onursuzluktan başka bir şey değildir...

 

Eğer bir kurumda YOL (Tao) yoksa orada kayırma-kollama ile bir makam ve mevkiide oturan kişiye onursuzluk bahşedilmiş demektir.

 

“Bir ülkede bir yol varsa orada yoksul ve aşağı konumda olmak onursuzluktur. Bir ülkede Yol yoksa orada zengin ve soylu olmak onursuzluktur.”

Konfüçyüs

 

Bu kadarı ile de kalmamışsa eğer!... Eşek vezir, katır silahtar olmuşsa vay halimize!...

 

 “Gör ne hâle düştük ey gâzi hünkâr,

Eşek vezir olmuş, katır silahtar.”

Ziya Paşa

“Katırın biri bir arpayı yemiş, semirmiş; başlamış zıplamaya. Bir yandan da: “Ben at dayıma çekmişim, her şeyim ona benziyor!” dermiş. Ama bir gün katırı koşturmuşlar. Koşu bittikten sonra suratını asmış, birdenbire aklına babası eşek gelmiş.”

Azop Masalları

 

“Devenin biri bir ırmaktan geçiyormuş, aptesi gelmiş, pisleyivermiş. Irmağın suyu da hızla akıyormuş; deve bir de bakmış ki pisliği önüne geçmiş, gidiyor: Bu da ne? Demiş, daha demin arkamdaydı, şimdi önüme geçmiş!.”

Azop Masalları

 

LİYAKAT... LİYAKAT.. LİYAKAT...

Hani nerede liyakat!...

Varsa yoksa... Kayırma... Kollama... Torpil... İltimas... Nepotizm... Korinizm...

 

Kim ne anlar Zen derslerinden!...

 

 “Bir iş arkadaşı aradığınız zaman,

bu kişi öğretmeniniz olmaya layık,

her zaman saygı ve onur duyacağınız

ve iş yaparken örnek alabileceğiniz biri olmalıdır,

böylece ilişkinizin yararı olur.

Sizden yalnızca biraz daha iyi olan bir öğretmeni,

sizin henüz erişemediklerinize karşı izlemelisiniz.

Fakat bir öğretmen sizinle eşitse,

böyle bir öğretmene hiç sahip olmamak daha iyidir.”

Zen Dersleri

 

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?

 

‘Çoğu zaman sarayda olsun,  kentte olsun ipek ya da Hollanda kumaşından palto giymiş,  midesine kadar geniş kemerli,  maroken pabuçlu,  maroken takkeli,  yakası kolalı,  saçı başı düzgün,  al al yanaklı bir kişi,  metafizik bilgileri açıklar,  azizelerin başındaki halelerin anlamını belirtir ve tanrı ruhunu açıklamaya kalkışırsa ona bilgin derler Öte yandan,   çalışma odasına gömülmüş,  alçak gönüllü,  düşünen,  araştıran,  soruşturan,  karşılaştıran,  ömür boyunca yazıp çizen ya da okuyana da bilgiç derler ’

La Bruyere

 

Hiç hak edenle, hak etmeyen bir tutulur mu?

 

‘Nice insanlar,  bahçelere sonradan getirilip dikilmiş,  köklü ve yetişkin ağaçlara benzerler;  güzel yerlere yerleştirilen bu ağaçlar,  onların geçmişini ve nasıl yetiştiklerini bilmeyenlerin gözünü büyüler ’

La Bruyere

 

"Yüksek makamların şunun bunun aracılığı ile verilmesi doğru değildir. En bilgilisi hangisi ise ona verilmek gerektir... Bir cahilin, sırf eskidir diye bir bilgilinin önüne geçmesi haksızlıktır. Bilgi ve diyaneti olunca, genç de olsa zarar vermez. Yaşlı ile genç, bilgi ile marifette eşit olunca yaşlının önüne geçmesi daha doğrudur. Amma bilgi ve marifetten yoksun olunca 1000 yaşında da olsa halka faydası olmaz. Ve hakkı yanlıştan ayıramaz."

Koçi Bey