MEDYA AHLAKI ÜZERİNE...

 

 

Medya, haber ve bilgi üreten tüm araçları ve kurumları (gazete, dergi, radyo, TV, internet vs.) içermektedir. Başka bir ifadeyle, medya denildiğinde bundan tüm kitle iletişim araçları anlaşılmaktadır. Bu çerçevede medya kavramının aşağıdaki unsurları içerdiğini söyleyebiliriz:

 

·         Yazılı iletişim araçları (gazete ve dergiler vs.)

·         Sesli/işitsel iletişim aracı (radyo, )

·         Görsel iletişim araçları (televizyon, internet vs.)

 

Aslında bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler neticesinde yukarıda yapılan klasik sınıflandırma bugün için yeterli değildir. İnternet, elektronik posta (e-mail), multimedya, interaktif televizyon, cep telefonu, cep bilgisayarı, dijital gazete, tele-eğitim, tele sağlık gibi yeni iletişim teknolojileri medya kavramı içerisinde değerlendirilmektedir.

 

Medya kuruluşlarının da diğer kurumlar ve meslekler gibi bazı ahlaki ilke ve standartlar dahilinde hareket etmesi tabiidir.  Medya ahlakını kavram olarak tanımlamadan önce medyada ahlaka uygun olmayan davranışlara bazı örnekler vermeye çalışalım:

 

·         Doğru olmayan haberler yazmak ve yayınlamak,

·         Kişileri karalayıcı (hakaret, kötülemek, aşağılamak vs.) yayınlar yapmak,

·         Taraflı yayın yapmak,

·         Yorum yaparak halkın belirli bir kesim veya konu aleyhinde olumsuz düşünmesini sağlamak,

·         Mahkeme kararı olmaksızın kişiler hakkında suçlayıcı yayın yapmak,

·         Şantaj haberlerle belirli kişi ve kurumları karalamak,  bu yolla çıkar temin etmeye çalışmak,

·         Şiddet içeren yayınlar yapmak,

·         Pornografik yayınlar yapmak,

·         Bireylerin cevap ve tekzip haklarını ihlal etmek veya bireylere bu hakları sağlarken adil olmamak,

·         Siyasal partileri ve bu parti mensuplarını ve ideolojilerini karalayıcı ve küçümseyici yayın yapmak,

·         Bazı “kiralık kalemler” istihdam ederek onlara gazete patronlarının istekleri doğrultusunda yazılar yazdırmak; aynı şekilde televizyonlarda  bazı kişileri bu amaçlar doğrultusunda kullanmak,

·         İktidar partisinden menfaat temin etmeye çalışmak, bunun için lobicilik yapmak vs.

 

Bu örnekleri pekala daha da artırabiliriz. Ancak anlaşılan şu ki, medya ahlakı, tüm kitle iletişim araçlarını elinde bulunduran kuruluşların ve bu kuruluşlarda görev yapan kişilerin  ahlaki  ilkeleri dikkate almaları  demektir.

 

Medya ahlakı, tüm kitle iletişim araçlarının (radyo, televizyon, gazete vs.)  ahlaki ilke ve standartlar çerçevesinde hareket etmelerini ifade eden bir kavramdır.

 

·         Basın ahlakı,

·         Radyo ve televizyon yayıncılığı ahlakı,

·         Gazetecilik ahlakı,

·         Reklamcılık ahlakı,

·         Vs.

 

 

MEDYA AHLAKININ TESİS EDİLMESİNE YÖNELİK ÖNERİLER

 

Medya kuruluşları ve bu kuruluşlarda görev yapan tüm çalışanlar hangi ahlaki ilke ve standartlar dahilinde hareket etmelidirler? Medya ahlakını tesis etmek için ne yapılmalıdır?  Bu konudaki önerilerimizi şu şekilde özetleyebiliriz:

 

  • Medya kuruluşunda  medya ahlakı konusunda yazılı ahlak kuralları ve kodları oluşturulmalıdır,

  • Medya kuruluşu, medya ahlakı konusunda “ahlak standartları” tespit etmeli ve bu standartlara uygun hareket etmelidir,

  • Lider ve üst yönetimin medya çalışanlarına örnek olacak şekilde ahlaki davranış ve eylemlerde bulunması gereklidir,

  • Lider ve üst yönetimin medya ahlakının tesis edilmesi konusunda kararlı ve inançlı olması gereklidir,

  • Medya kuruluşunda üst yönetim tarafından medya ahlakı konusundaki çalışmaları izlemek üzere bir “Ahlak Kurulu” oluşturulmalıdır,

  • Medya kuruluşunda “ahlak kültürü”nün uzun dönemli olarak kurumsallaşması gereklidir,

  • Medya kuruluşunda medya ahlakına yönelik davranış ve eylemler takdir görmeli ve ödüllendirilmeli; buna karşın medya ahlakına uygun olmayan davranışlar kınanmalı, gerekirse cezalandırılmalıdır,

  • Medya kuruluşunda ahlak konusuna önem verildiği açık olarak hissedilmelidir. (Örneğin, organizasyonda medya ahlakına yönelik afiş ve sloganlar asılmalıdır.),

  • Medya ahlakı konusunda çalışanlara sürekli eğitim sağlanılmalıdır. Ayrıca, medya konusunda eğitim verecek okulların kuruluşu desteklenmeli ve özendirilmelidir.

  • Medya ahlakına yönelik hukuksal düzenlemeler (örneğin, haksız rekabet ile mücadele, tüketici koruma, vs.) yapılmalıdır,

  • Medya ahlakına yönelik bazı resmi kurumlar (rekabet kurulu, tüketici koruma kurumu, radyo ve televizyon yayınlarını izleme kurulu vs.) oluşturulmalıdır.

  • Ahlak ve kalite arasında çok yakın bir ilişki bulunmaktadır. Medya kuruluşlarının  toplam kalite yönetimini uygulamaları son derece önem taşımaktadır.

 

Medya ahlakının tesis edilmesi için organizasyonun kendisinin çaba göstermesi ve bu konuda yukarıda belirtilen karaları alması ve uygulaması son derece önem taşımaktadır. Bununla birlikte devletin de, medya sektörünün ahlaki ilkelere ve standartlara uygun hareket etmesi için bazı yasal düzenlemeler yapması gereklidir.  Bu konudaki önerilerimizi ise şu şekilde özetleyebiliriz:

 

·         Medyadaki tekelleşmeyi ve bu yöndeki oluşumları engelleyecek yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmalıdır,

 

·         Medyanın genel ahlaka uygun olmayan yayın yapmasını engelleyecek yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmalıdır,

 

·         Medya Ombudsmanı ya da Medya İzleme Kurulu adı altında gönüllü ve bağımsız bir sivil toplum  kuruluşunun oluşturulması yönünde devlet desteği sağlanmalı, gerekirse bu kuruluş yarı-kamusal bir organizasyon olarak oluşturulmalıdır.

 

Önemle belirtelim ki medya ahlakının tesis edilmesi amaçlanırken  medya özgürlüğünü sınırlayacak anayasal ve yasal düzenlemeler yapılması konusunda son derece hassas olmak gereklidir. Medyanın devlet müdahalelerine (sansür vs.) maruz bırakılması  demokrasi açısından kabul edilemez. Haber alma hakkı, bireyin temel hak ve özgürlüklerinden birisidir. Bu bakımdan medyanın bireyleri bilgilendirmek üzere yaptığı haber ve yayınlar üzerindeki engeller kaldırılmalı, medya kuruluşları ve mensupları her türlü bilgi ve belgeye sınırlama olmaksızın –yasalarda sayılan gizli bilgi ve belgeler hariç-  ulaşabilmelidirler. Şeffaflık, demokrasinin gereğidir. Kamu yönetiminde gizliliğin olduğu yerde demokrasiden sözedilemez; devlet müdahalelerin yoğun olduğu bir ortamda da özgürlüklerden sözedilemez.

 

Bütün diğer özgürlük alanlarında olduğu gibi medyanın da  özgürlük alanının doğal olarak sınırları bulunmaktadır. Asıl olan medya özgürlüğüdür. Ancak, medya kuruluşlarının ve medya mensuplarının başka kişi ve kurumların özgürlük alanına müdahalede bulunması doğru değildir. Demokrasilerde medyanın kamuoyunu bilgilendirmesi ve kamuoyu temsilciliği görevi bulunmaktadır. Demokrasilerde, yasama, yürütme, yargı organı dışında medyaya “dördüncü güç” denmesinin nedeni budur.  Burada unutulmaması gereken ve dikkat edilmesi gereken husus medyanın “sınırsız güç” ya da “mutlak güç” odağı haline gelmesidir.

 

Özetle, demokrasinin kurumsallaşması açısından bir taraftan medya özgürlüğünü – daha yaygın olarak kullanılan ifadeyle basın özgürlüğünü-  anayasal ve yasal normlarla güvence altına almak; bununla birlikte medyanın toplumda bir “enformatik güç odağı” haline gelmesini engellemek ve aynı zamanda medya kuruluşlarının ve medya mensuplarının ahlaki ilkelere uygun şekilde mesleklerini yerine getirmeleri için önlemler almak gereklidir.

 

Medya, demokrasi için hem “bilgilendirme” , hem de “denetleme” işlevini gören çok önemli bir kurumdur. Bu işlevler ancak ahlaki kurallara saygılı hareket edilen çoğulcu bir ortamda yerine getirilebilir.