MUHAFAZAKARLIK ÜZERİNE...

 

 

"Muhafazakarlık nedir?

Eski ve denenmişe hayran olmamak, yeni ve denenmemişe muhalif olmak değil midir?"

Abraham Lincoln

 

Muhafazakarlık (Conservatism), en kısa ve öz olarak "mevcut hukuki durumun (status quo) muhafazası"nı savunan ve toplumsal yaşamda radikal değişimlere kuşku ile bakan bir düşünce  olarak tanımlanabilir. Bir başka tanımla, muhafazakarlık, toplumda geleneksel kurumlara (aile, eğitim,din ve saire.) saygı duyulması gerektiğini benimseyen ve bu kurumlarda yapılacak değişikliklerin ya da reformların deformasyonlara yol açabileceği  kaygısını vurgulayan bir doktrindir.

Muhafazakar düşüncenin ilk savunucularından biri 18. yüzyıl İngiliz düşünürü Edmund Burke (1729-1797) dir. Burke'in muhafazakarlık hakkındaki fikirleri “Fransa'daki Devrim Üzerine Düşünceler” (Reflections on the Revolution in France) ve “Yeni Whig'lerden Eski Whig'lere Bir Rica” (An Appeal From the New Whigs to the Old) adlı kitaplarında yer alır.

 muhafazakarlık  ve  liberal düşünce: bir karşılaştırma

Muhafazakarlık, liberal doktrin ile bazı benzerlikler göstermesine rağmen ondan pek çok konuda ayrılır. Muhafazakar düşünce ile liberal düşünce arasındaki farklılıkları şu şekilde özetleyebiliriz:

- Muhafazakarlık, en başta mevcut hukuki durum yani status quo'nın değişmesine şüphe ile bakmaktadır. Bu açıdan muhafazakarlık şüpheci bir doktrindir. Bir diğer ifadeyle, toplumda radikal reformlar yapılarak mevcut geleneklerin, kural ve kurumların değiştirilmesi konusunda şüphecidir. Liberalizm bu açıdan muhafazakarlıktan ayrılır. Liberal düşünürlerin bir çoğu iyi bir toplumsal düzen oluşturmak için kural ve kurumların değiştirilmesini savunurlar.

- Muhafazakarlık, anti-rasyonalist bir düşünceyi savunur. Bu yönüyle, muhafazakarlar; David Hume ve onu takiben Adam Smith, Frederic Bastiat ve F.A.von Hayek gibi liberallerden farklı düşünmezler.

- Muhafazakarlık, merkezi bir güç ve otorite sistemi bulunmadan istikrarlı bir toplumun olamayacağı düşüncesini savunur. Devlete itaat ve kanunlara riayet muhafazakar düşüncenin belirgin bir özelliğidir. Bu açıdan muhafazakar düşünce, İngiliz siyaset bilimcisi Norman Barry tarafından "devlete itaat ve kanunlara riayet mistisizmi" olarak adlandırılmaktadır. (Barry,l989) Liberalizm, bu açıdan muhafazakarlıktan ayrılır. Liberalizm, güçlü bir devletin özgürlükler için ciddi tehlike olduğunu savunur. Liberalizm, devletin görev ve fonksiyonlarının mümkün olduğu ölçüde sınırlandırılmasından yanadır.

- Muhafazakarlık, "bireyci" değil "toplumcu" bir  doktrindir. Muhafazakarlar, liberalizmin metodolojik bireycilik ilkesini reddederler. Onlara göre bireyden daha önemli olan aile ve toplumdur. Muhafazakarlığı bu yönüyle Toplumcu Bireycilik (Communitarian Individual ism) olarak da tanımlayanlar vardır.

- Muhafazakarlık, liberalizm gibi piyasa ekonomisini savunur. Hür teşebbüs, özel mülkiyet, rekabet, özgürlük gibi temel kurumlar muhafazakarlar tarafından da savunulmaktadır.

- Din ve ahlak, muhafazakarlar tarafından önem verilen ve saygı duyulan kurumların başında gelir. Muhafazakarların bir çoğunda din ve ahlaka saygı ve bağlılık sözkonusudur. Özellikle çağdaş muhafazakarlar din ve ahlak kurumlarına saygı duyarken, laiklik ilkesine de önem verirler. Muhafazakarlara göre, din ve ahlakın devlet tarafından korunması ve gözetilmesi ancak din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gereklidir. Muhafazakarlardan farklı olarak, liberaller din ve ahlak kurumlarının tamamen bir özgürlük meselesi olduğuna inanırlar. 

- Muhafazakar düşüncede demokrasi ve kanun hakimiyetine inanç sözkonusudur. Muhafazakarların demokrasi konusundaki düşünceleri esasen liberallerin görüşleri ile tezat teşkil etmemektedir.

- Muhafazakarların adalet konusundaki düşünceleri de önem taşımaktadır. Adalet konusunda muhafazakarlar, eşitliğin ya da sosyal adaletin sosyal politikanın temel bir amacı olmasını reddederler. Her ne kadar liberallerden farklı olarak muhafazakarlar piyasa tarafından kendiliğinden ve keyfi olarak belirlenen gelir dağılımının kişilerin liyakat veya hak etmelerine göre değişikliğe uğraması gerektiğini ileri sürseler de, bu toplumda doğal olarak eşit yetenekte olmayan kişilere eşitçi bir gelir ve servet kalıbının zorla kabul ettirilmesini kendiliğinden haklı kılmaz. Muhafazakarlara göre, toplumda sadece servete dayanmayan doğal bir hiyerarşi vardır ve bunun devamlı devlet müdahaleleriyle bozulması, hiyerarşinin sağladığı gerekli istikrarı bozar. Muhafazakarların, gelirin yeniden dağıtımının sosyal düzene yönelik tehdidine nazaran, çağdaş klasik liberallerin öncelikle üstünde durdukları, kişisel mülkiyet hakkının ihlalinden daha az endişe duyduklarına dikkat edilmelidir.

-  Muhafazakar düşüncede, özel mülkiyet ve veraset kurumları da önem taşımaktadır. Muhafazakarlara göre devlet meşruiyetin tek kaynağı değildir ve toplum hayatında geleneklerin, içtihat hukukunun ve yerleşmiş olan mülkiyet haklarının önemli bir değeri vardır. Bunlardan başka klasik liberallerin aksine, mülkiyet hakkı öncelikle bireyci mülkiyet hakkı teorisine dayanmaz, fakat özel mülkiyetin sosyal dengeye yaptığı katkıya dayanır. Muhafazakarların "mülkiyet bir hak olduğu kadar sorumluluktur" ilkesi bu noktayı güzel bir şekilde yansıtır. Mülkiyet hakkı kişinin kendine ait olanla dilediğini yapmada sınırsız bir hakka sahip olması demek değildir. Muhafazakarlara göre mülkiyet hakkı, toplumun ihtiyaçları ile sınırlıdır.

Önemle belirtelim ki, özellikle 1980'li yılların başlarından itibaren eski liberal düşünce (klasik liberalizm) gibi, eski muhafazakar düşünce de önem kazanmış, ancak günün koşullarına göre bazı değişiklikler göstermiştir. Geçtiğimiz son on yıl içerisinde Neo-liberalizm ve Neo-muhafazakarlık yeniden doğmuş ve önem kazanmıştır.

Günümüzde Neo-muhafazakar düşüncenin temsilcileri arasında başta iki İngiliz düşünür; Michael Oakheshott ve Roger Scruton'u belirtmek gerekir. Oakheshott'in “Kanun Hakimiyeti” (The Rule of Law) ve Scruton'ın “Muhafazakarlığın Anlamı” (The Meaning of Conservatism) adlı eserleri önem taşımaktadır.

İngiltere dışında çağdaş muhafazakarlığın temsilcileri arasında Robert Nisbet, Norroan Podhoretz, Irwlng Kristol ve Daniel Bell'i saymak gereklidir. ABD'de bunlardan önce Eski Muhafazakar düşüncenin önde gelen temsilcisi Russell Kirk olmuştur. Kirk 1953 yılında “Muhafazakar Görüş” (The Conservative Mind) adlı eserini yayınlamıştır. ABD'de günümüzde özellikle Irwing Kristol muhafazakar düşüncenin en popüler isimlerinden birisidir. Kristol'ın “Kapitalizme İki Alkış” (Two Cheers for Capitalism) ve “Bir Neo-Muhafazakarın Düşünceleri” (Reflections of A Neo-Conservative) adlı eserleri önem taşımaktadır.

 

Okuma Tavsiyesi:

Coşkun Can Aktan., "Muhafazakarlık ve Liberal Düşünce", Köprü Dergisi,  Kış/2007, Sayı 97. ss.51-57.

http://www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=EskiSayilar&Goster=Yazi&YaziNo=825