NANKÖRLÜK ÜZERİNE...

 

 

 “İnsanlar genellikle nankör, iki yüzlü, çıkarlarında hasis yaradılıştadırlar.”

Niccolo Machiavelli

‘Her bakımdan üstün ve yakınlarına yararlı olan kişi,

onlar tarafından en az aranan kişidir. ’

La Bruyere

 

 

Ey tuz ve ekmek hakkı bilmeyen insan! Ey nankör insan!...

Bu sözleri bir gün okursan kendini tanır mısın?

1. Bazen bir tohumu alıp ekersiniz… O tohumu siz alır ve siz ekersiniz…

 

2. Sularsınız…

 

 3. Budarsınız…

 

4. Dallarının ve yapraklarının güzel olmasına özen gösterirsiniz..

 

5. En güzel meyveleri  vermesi için yıllarca emek verirsiniz… Sonra şöyle uzaktan bakarsınız…

 

6. Başka ağaçlar bodur kalmışken, sizin ağacınız diğerlerine boy atmış!.. Bundan onur ve gurur duyarsınız…

 

7. Sonra meyveleri birer birer  toplarsınız…

 

8. Bu arada haset erleri meyve veren ağaçları taşlamaktan geri durmazlar!...   Meyvelerinizi kıskanırlar, çekemezler!… Meyve veren ağaç taşlanır!...

 

9. Hele bir de meyvelerinizi pazara götürdüğünüzde hak ettiği değeri bulamayınca ‘ben niye bunca yıl ağaç diktim…’ diye düşünürsünüz…

 

10. Ama ne olursa olsun, diktiğiniz ağaçtan  meyveleri koparmaktan müthiş bir haz duyarsınız…

 

11. Dahası O meyvelerin hasılatını  alıp paylaşırsınız, paylaşmaktan haz duyarsınız.  Etrafınıza dağıtırsınız…  

 

12. Ve en trajik olanı!...  bir gün gelir kiraz-vişne diye ektiğiniz o ağaçtan başınıza büyük ve ağır bir muskat cevizi düşer!… 

 

***

 

Ey tuz ve ekmek hakkı bilmeyen insan! Aynaya bakınca ne görüyorsun? 

Ey ahde vefadan uzaklaşan insan!...  Aynanın kendisine değil, aynanın içinde ne görüyorsan ona bak!...

“Edep kişinin gönül aynasıdır."

Mevlana

“Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.

Bakamam, aynada, aynada vicdan;

Necip Fazıl Kısakürek

 

***

 

Ey nankör insan!... Kelamullah bilir misin? Kelam'dan anlar mısın?

“Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!”

Kur’an Şuara_19

 

 

“Denizde size bir sıkıntı dokununca; yalvardıklarınızın hepsi kaybolur.
Ancak O, kalır.Ama O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca, yüz çevirirsiniz.
Ve insan, zaten pek nankör olandır.” Kur’an İsra_67

 

Ey nankör insan!... Ey vefasız insan!...

Şemsuddin Tebrizi'nin hulul dünyasını , Celaleddin-i Rumi'nin gönül dünyasını bilir misin?

Vefa nedir bilir misin sen?

 

Vefasızlık nedir bilir misin sen?

"Dal goncayı bir sabah açılmış buldu,
Gül melteme bir masal deyip savruldu
Dünyada vefasızlığa bak; on günde
Bir gül yetişip, açıp, solup kayboldu."

Ömer Hayyam

 

Vefa nedir bilmez misin?

Vefa sadece 'has' ların vasfıdır! Nisyan ise  'ham'ların…

Has mısın? Has bir insan mısın? Karakter sahibi bir insan mısın?

Verdiğin sözü unutur musun? Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür derler...Öyle derler... Ama sen, sana yapılan bütün güzellikleri, iyilikleri de unutur musun?

 Verilen sözü tutmak temiz insanların işidir, anlar mısın?

“ Ahde vefa etmek,  akılla olur. Çünkü akıl, ahdini hatırlatır, akıl unutkanlık perdesini yırtar.Sözünü yerine getirmemek ahmaklıktandır.

Verdiği sözde durmak, temiz insanların işidir. "

Mevlana

 

 "İnsan bir ağaca benzer, sözü de ağacın köküne.

Kökün iyileşmesine, sağlamlaşmasına çalışmak gerek. Bozuk düzen ahid, çürümüş kök gibidir. Kökü çürümüş ağaç meyve vermez."

Mevlana

 

Ey insan, dava kapısını bırak da vefa kapısına gel...

"Şeytan gibi hasetçi değilsen dava kapısını bırak da vefa kapısına gel. Köpeğe bir kapıdan, bir lokma ekmek verilse o kapıya bağlanır, hizmetkar olur. Kapıya bekçi kesilir. Ona eziyet edilse, yiyeceği layıkıyla verilmese bile o kapıyı asla bırakmaz."

Mevlana

 

 Unutma! Yapılanları unutma!  Verilenleri unutma!  ab-ı hayatı unutma!...

 

"Sen de gönül ve gönül ehlinin kapısından bir hayli ab-ı hayat içtin,

gözlerin açıldı unutma.”

Mevlana

Yaptığın nankörlük ve vefasızlığı unutmak mümkün mü!..

Ama yine de  'af' davasında olalım derim... Dava kapısında nöbet tutuyor değilim!... 

İki bilinmezlik arası bir diyardayım... 'ar' içinde bir insansın artık biliyorum!... Bu 'ar' olsa da  'af' etmeye hazırım....  Çünkü ben araftayım...

Hadi bırak artık utanmayı!... Uzat elini!...  Kırılmış, tuz-buz olmuş bir dostluğun üzerine sarmaş-dolaş olacağız değil ya!... 

Geç kaldın o eli uzatmakta!... Çok geç kaldın!...

Geç kaldın ama en azından geçmeden bu fani dünyadan uzatıver şu elini!...

Ey tuz ve ekmek hakkı bilmeyen insan! Ey nankör insan!...

Hak ettiğinden daha fazla değer verdiğim vefasız insan!...

***

Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya.
 

Allah der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım…

Ve ekler; “Onsuz yaşayamam” deme, seni onsuz da yaşatırım.

Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar.

Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya.

Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur…

“Düşmem” dersin düşersin, “Şaşman” dersin şaşarsın.

En garibi de budur ya, “Öldüm” der durur, yine de yaşarsın.

Mevlana Celaleddin Rumi