GÜZEL BİR HAKİKAT: ÖLÜM 

 

 

"ey yaşam senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir."

Lucius Annaeus Seneca

 

"Ölüm olmasaydı onu icat etmek zorunda kalırdık.

Voltaire

 

"Hiçbir ölü, öldüğü için hasret çekmez. Ancak taatinin azlığına yanar. Yoksa ölen kimse; kuyudan ovaya çıkmış, zevk u safa meclisine ulaşmıştır. Orası doğruluk yeridir, orada yalan yoktur. Ayranla sarhoş olan, has şarabı ne bilsin? Orası öyle bir doğruluk yurdudur ki, Hak onlarla beraberdir. Su ve çamurdan (bedenden) kurtulmuş, nur ile dostturlar. Bu hayat için iki nefesin kaldı. Bari gayret et de, ercesine öl." 

Mevlana 

 

Ölüm, uyumak, dinlenmektir...  Bu dünyadaki yorgunluklara ve kahırlara veda etmektir.

 

Gözü dönmüş talihin sapanına, oklarına,
İçin için katlanmak mı daha soylu,
Yoksa bir dertler denizine karşı silaha sarılıp
Son vermek mi onlara?
Ölmek, uyumak…
Hepsi bu… ve bir uykuyla
Yürek sızısına ve bedeni bekleyen
Binlerce doğal darbeye son verdik diyebilmek…
Hangi insan gönülden istemezdi bu bitişi!
Ölmek, uyumak… uyumak, belki rüya görmek.
Ha! İş burada. Çünkü o ölüm uykusunda,
Şu fani bedenden sıyrılıp çıktığımızda,
Göreceğimiz rüyalar bizi duraksatır ister istemez.
İşte felaketi onca uzun ömürlü kılan da bu
Kim katlanırdı yoksa zamanın kırbaçlarına, küfürlerine,
Zorbanın haksızlığına, kibirli adamın hakaretine,
Hor görülen aşkın acılarına, adaletin gecikmesine,
Devlet görevlisinin kendini bilmezliğine;
Sabırla bekleyen erdemli kişinin,
Değersiz insanlardan gördüğü muameleye,
İnsan yalın bir hançer darbesiyle hesabı kesebilecekken?
Kim katlanırdı, bu yorgun yaşamın yükü altında
Homurdanıp terlemeye,
Ölümden sonraki bir şeyin korkusu olmasaydı?
Sınırlarını bir geçenin bir daha dönmediği
O bilinmeyen ülkenin korkusu kafamızı karıştırıp
Bizleri, tanımadığımız dertlere koşup gitmektense,
Başımızdakilere katlanmak zorunda bırakmasaydı?
İşte bunları düşündükçe
Ödlek olup çıkıyoruz hepimiz,
Ve işte böyle kararlılığın doğal rengi,
Endişenin soluk gölgesiyle bozuluyor;
Bulutları hedef alan büyük ve iddialı atılımlar
Bu yüzden yörüngesinden sapıyor
Ve bir girişim olmaktan çıkıyor adları.
Hey, o da kim? Güzel Ophelia!
Peri kızı, dualarında benim günahlarımı da unutma"

William Shakespeare , Hamlet

 

Ölüm gerçektir... Her canlının tadacağı bir gerçektir..

 

bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;
yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş.
sütbeyaz duvarlarda, çivilerin gölgesi;
artık ne bir çıtırtı, ne de bir ayak sesi...
yatıyor yatağında, dimdik, upuzun, ölü;
üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
bezin üstünde, ayak parmaklarının izi;
mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.
son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;
gözleri renkli bir cam, mıhlı ahşap tavana.
sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;
küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir ân kadar.
sarkık dudaklarında asılı titrek bir ân;
belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.
bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;
bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm
Necip Fazıl Kısakürek 

 

Ölüm bir hakikattir...

Hakikatin ölüm olduğunu gördüm...

Ölümlü dünyada hakikati gördüm...

 

Bir mezar taşı...

 

var mıdır dünyada gelip de kalan
gülüp baştan başa muradın alan
muradı maksudu hepisi yalan
ölümlü dünyada hakikat gördüm
Aşık Veysel

 

biçare gönüller. ne giden son gemidir bu.
hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
Yahya Kemal Beyatlı

 

 

Ölüm, adalettir; şu balçık dünyadaki  adaletsizliklerden uzaklaşmaktır... Ölüm adildir...

 

'...bir eski acem şairi :
"ölüm âdildir" - diyor, -
"aynı haşmetle vurur şahı fakiri."

hâşim,
neden şaşıyorsunuz?
hiç duymadınız mıydı kardeşim,
herhangi bir şahın bir gemi ambarında
bir kömür küfesiyle öldüğünü?...

Nazim Hikmet

 

Ölüm, herkes için birdir; zengin, yoksul tanımaz... Makam-mevkii bilmez... Kefene sığacak kadar küçük en insanoğlu!

 

 

Ölüm güzeldir; dinlemez sultan!

 

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
Karacaoğlan

 

Ölüm, barıştır, huzurdur;  bir hiç uğruna yapılan kavgaların, savaşların, çatışmaların, huzursuzlukların son bulmasıdır...

 

Ölüm bir köprüdür; varmaktır, kavuşmaktır, kucaklaşmaktır...

 

"Ölüm bir köprüdür, dostu dosta kavuşturur."

 Hz. Muhammed

 

Ölüm çok güzel bir şeydir... Öyle güzel bir şeydir ki!...

 

Ölüm güzel şey,budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber?...
Öleceğiz müjdeler olsun,müjdeler olsun !
Ölümüde öldüren Rabbe secdeler olsun!

 

Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;
Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!
O demdeki,perdeler kalkar,perdeler iner,
Azraile hoşgeldin,diyebilmekte hüner...

 

O dem çocuklar gibi sevinçten zıplar mısın?
Toprağın altındaki saklambaçta varmısın?
Ölüm ölene bayram,bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel,bayramda tahta ata binmek var.!...

 

Ufka bakarlar;ölüm uzaktamı uzakta...
Ve tabut bekler,suya inmek için kızakta.....
Sultan olmak dilersen,tacı,sorgucu,unut !
Zafer araban senin,gıcırtılı bir tabut!

Necip Fazıl Kısakürek

 

Ölüm, ihtiraslardan, maldan-mülkten vazgeçme yoludur...  

Mezarına birlikte girecek şeyi kazan! Sonra uzan!

 

Ticaretin tüm ziyan!" diye bir ses rüyada; 
Mezarına birlikte girecek şeyi kazan! 
Seni gözleyen eşya, bitpazarı dünyada, 
Patiska kefen, çürük teneşir, isli kazan. 

Minarede "ölü var!" diye bir acı salâ... 
Er kişi niyetine saf saf namaz.. Ne alâ! 
Böyledir de ölüme kimse inanmaz hâlâ! 
Ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazan...

N. F. Kısakürek

 

ve Ölüm aslında bir yeniden var oluştur... aslında doğmaya hazırlıktır....

 

 

***