ÖZÜR DİLEMEK ÜZERİNE...

 

 

 

  

Çok mu zor bu iki kelimeyi ağzından çıkarmak!...

Hepsi iki kelime:

_ Özür dilerim....

Eğer karşındaki adam gibi bir adam ise o da sana şu cevabı verir:

_ Tamam, önemli değil.

***

Psikanalizin kurucusu... Psikolojinin babası  Avusturyalı nörolog Sigmund Freud..

Diyor ki: 

_ Sevgili kardeşim, haksız olduğunuzu pekala biliyorsunuz ve bunun pekala farkındasınız ama bir türlü gelip de iki kelime edemiyorsunuz... Hepsi şu kadar basit:

_ Özür dilerim....

Bu iki sözü söyleyemiyorsunuz!...

Neden?

Nedenini anlatmadan önce...

***

.... bir şeyleri hatırlayalım....

Birlikte güzel günlerimiz ve hatıralarımız olmadı mı?

Birlikte gülüp, eğlenmedik mi?

Birlikte yol arkadaşı olmadık mı?

Aynı yolda yürüyeceğimize söz vermedik mi?

Sana bir arkadaştan öteye ilgi ve sevgi göstermedim mi?

Bunun ötesinde... Çok ötesinde...

Sana daima iyilikler sunmadım mı?

Destek olmadım mı?

ve tüm bunlar için bana "Can dostum!" demedin mi!

"Canım abim!" demedin mi?

"Hocam!..."  "Hocam!   demedin mi!...

"Yaptığınız iyilikleri hiç bir zaman unutmayacağım..." demedin mi?

"Sizi bir abim gibi, babam gibi görüyorum ve öyle hissediyorum!... demedin mi?

ve sonra uygun bir şekilde veda bile etmeden yolunu ayırdın!...

Saklandın!

Gizlendin!

Telefonu açmadın!

Cevap yazmadın!!

Halbuki buna ne gerek vardı!

Arkadaşlıkta, dostlukta yanlış anlamalar, anlaşmazlıklar, çatışmalar olabilir...

Zaman gelir yollar ayrılabilir...

Pekala olabilir, olması doğaldır....

Ama bunları tamir edecek yollar da vardır!...

Vefasızlık etmeden veda etmek diye bir şey de vardır!...

***

 

Tekrar Sigmund Freud'a dönelim ve onun psikoloji sözlüğüne ilave ettiği bazı terimleri açıklayarak devam edelim:

Restorative justice: 

Yani şu demek, ortada bir kırgınlık , dargınlık var ise bunun gerisinde bir haksızlık mutlaka vardır ve bu tamir edilebilir... Restore edilebilir!...

Ortada bir haksızlık var değil mi!

Bu haksızlık olmasa bir kırılma ve darılma olmazdı değil mi?

Hiç bir şey yokken, durup dururken O insan sana kırılmış olamaz değil mi?

Tekrar Sigmund Freud'un dili ile söyleyelim...

Denial:  

Yani şu demek, haksızlık, hata ya da yanlış yapan kişi özür dilemekten kaçınır , yaptığı hatayı ya da yanlışı kabul etmez, red eder!... Ya da aradaki anlaşmazlığı restore etmek yerine sessiz kalır, kayıtsız ve duyarsız davranır!...

***

İşte yanlış da burada güzel kardeşim!

Freud'un kendi sözleri :

“Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz anlamına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.”

Sigmund Freud

 

Freud, hatalı olan ego'nun savunma mekanizmaları (defenses mechanisms) geliştireceğini açıklayan bir kaç önemli yazı kaleme almıştır...

Ego aslında çok basit olarak dargınlığı, kırgınlığı, anlaşmazlığı ya  da haksızlığı restore edebilir...

_ Özür dilerim.

diyebilir...

Ama ego bunu  yapmaz ve savunmaya geçer... Haklı olduğunu ifade edecek karşı açıklamalar yapar, hatta öfkelenir, kızar...  Yada sessiz kalır, kaçar...

Ego!

Ben derim ki: egoyu bırak güzel kardeşim!

Erdemli ruhlara yakışmaz!

 "Özür dilemek" erdemdir, sevgili kardeşim..

Uzat elini!...

Korkma, küçük düşmezsin!..

Korkma, aşağıya düşmezsin!..

Tam aksine yükselirsin!

Erdem boşuna mı doğdu!

 

_"Yüzüne nasıl bakacağım!...." 

Bırak bunları bırak!...

Mahcubiyeti bırak!...

İnadı, gururu, kibiri bırak!...

Ama samimiyetle bak ve özür dileyeceksen bunu adam gibi yap!...

Uzat elini!...