DEMOKRASİ VE DESPOTİZM

 

 

Amerikan özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bir büyük ismi... James Madison...

  

Demokrasi’nin seçimle gelen bir despotizm ya da tiranlık rejimine dönüşmesi tehlikesi olduğunu ne güzel anlatıyor Federalist Papers içerisinde...

Elective despotism terimini kullanıyor... .. Türkçe'ye iki kelime olarak tercüme imkanı zor... "Seçimle gelen despotizm"  diye tercüme edebiliriz....

Seçimle gelmiş bir hükümetin güç ve yetkilerinin diğer organlar (yasame ve yargı) tarafından etkin biçimde kontrol edilmesi ve sınırlandırılmasının önemini anlatıyor...

***

Özgürlük, doğuştan insanın ruhuna ve bedenine yazılmış ve kazılmış bir değerdir.

Özgürlük, devletin insanlara bahşettiği ya da lütfettiği bir hak değildir. İnsanın,  insan olarak sahip olduğu ve olabileceği en temel haktır özgürlük…. Düşünmek, konuşmak, yazmak, inanmak ya da inanmamak… İbadet etmek ya da etmemek… Bunlar en tabii haklardır…

Tüm insanlık tarihi boyunca özgürlüğün en büyük düşmanı sınırsız devlet olmuştur.  Despotizm, tiranlık, dikta ve zorbalık rejimleri altında insan hak ve özgürlükleri daima ihlal edilmiştir. Otoriter ve totaliter rejimlerin yıkılması ile özgürlük mücadelesinin sona erdiği düşüncesine kapılmak büyük bir yanılgıdır. Demokrasi’nin seçimle gelen bir despotizm ya da tiranlık rejimine dönüşmesi tehlikesi her zaman mevcuttur.  Özgürlüklerin güvence altına alınması ancak gerçek bir anayasal demokrasiye inanmak ve bu yönde kurallar ve kurumlar oluşturmakla mümkün olabilir… Kurallar ve kurumların önemini ve değerini anlamadığımız sürece demokrasi daima despotların elinde bir oyuncak ve özgürlükler daima ihlal edilecektir.

 Özgürlük meşalesi hiç sönmeyecek bir alev değildir… Bu meşaleyi söndürecek despotlar ve zalimler tarih boyunca var olmuştur ve tereddütsüz daima var olacaktır…

Özgürlüğün sahibi devlet değildir, halktır, millettir… O zaman bu meşalenin ebediyen aydınlık sunması ve sönmemesi için onu taşıyacak ve koruyacak olanlar da insanlardır…