DEVLET YÖNETİMİNDE ŞEFFAFLIK / SAYDAMLIK ÜZERİNE...

  

“Şeffaflık, politikayı temizleyecek ilaçlardan birisidir. Hiç bir şey şeffaflık kadar politikadaki kötü uygulamaları kontrol edemez. Evinin çevresindeki duvarın etrafına bir delik açmaya çalışan bir İrlandalı’ya ne yaptığı sorulduğunda İrlandalı şöyle cevap vermiş: ‘evin budrum katındaki karanlığın dışarı çıkması için uğraşıyorum...’
Galiba, bizim şimdi yapmamız gereken de budur.”

Woodrow Wilson

  

 

Demokrasiyi koruyacak ve siyasal gücün kötüye kullanılmasını önleyecek tedbirlerden birisi de yönetimde açıklık yani, şeffaflıktır. Demokrasiyi dezenfekte edecek en iyi ilaçlardan birisi “gün ışığında yönetim”dir. Devlet yönetiminde gerçekten şeffaflık var ise siyasal kirlilikler hemen su yüzüne çıkar. Bu bakımdan yolsuzlukların etkin ve keskin bir ilacı şeffaf yönetimdir. Şeffaf devlet bir camekandan halkın, temsilcilerini izlemesi ve kontrol etmesine imkan sağlar.


Yönetimde şeffaflığın sağlanması bazı anayasal ve yasal tedbirlerin alınmasını gerektirir. En başta, yönetimin aldığı kararlar ve yaptığı işlem ve eylemler hakkında vatandaşlara bilgi aktarması önem taşır. Yönetimde gizlilik ve örtbas ancak anayasal ve yasal çerçevede vatandaşın bilgi edinme özgürlüğünün güvence altına alınması halinde bir anlam ifade eder. Bu bakımdan, yönetim açısından “bilgi verme görevi”, yönetilenler için de “bilgi edinme özgürlüğü” açık olarak ve istisnalarıyla anayasada ve yasalarda düzenlenmelidir. İkinci olarak, “yönetimde tanıtım” şeffaf devlet için gereklidir. Yöneticiler alacakaranlıktan çıkmalı ve halka aldığı kararlar, yaptığı işlemler ve kamu hesapları hakkında bilgi vermelidir. Bunun için tüm kamu kurum ve kuruluşları, yılda en az bir kez faaliyetleri ve hesapları hakkında bir raporu yayınlamalı ve kamuoyunun bilgisine sunmalıdırlar. Mali hesapların mutlaka bağımsız denetim firmaları tarafından onaylanması ve açıklanması çok önem taşımaktadır. Bilginin açıklanması, şeffaflık için zorunludur.


Şeffaf devlet aynı zamanda “yönetime ulaşabilme” (accessability) özgürlüğünü de içermelidir. Vatandaşlar kamu kurum ve kuruluşlarındaki yöneticilere kolaylıkla ulaşabilmelidirler. Bunun için gerekli yasal düzenlemelerin mutlaka yapılması gereklidir. Halkın kamusal kararların alındığı yerlere (örneğin, parlementoya, belediye meclisi toplantı salonlarına) dinleyici olarak katılabilmesi de yönetimde şeffaflık için önem taşır.


Bir diğer önlem Ombudsman kurumunun oluşturulmasıdır. Ombudsman, halkın yönetimle ilgili şikayet ve başvurularını dinleyen ve çözüme kavuşturmaya çalışan bir kurum olarak faaliyet göstermelidir. Başta İskandinav ülkeleri olmak üzere bugün bir çok gelişmiş ülkede ombudsman büroları, şeffaf devlet için önemli bir görevi yerine getirmektedirler. Rüşvet ve yolsuzluk olaylarının çok sık yaşandığı kurumlarda ve işlemlerde şeffaflığa azami özen gösterilmelidir. Satınalma ve ihale mevzuatında, teşvik mevzuatında ilkelerin ve kuralların çok iyi belirlenmesi ve açıklık içerisinde uygulanması gerekir.


Siyasi ahlak tartışmalarının hiç gündemden düşmediği, rüşvet ve yolsuzluk skandallarının ardı arkasının kesilmediği ülkemizde yapmamız gereken, politikada oyunun kurallarını yeniden oluşturmaktır. Mevcut devletçi sistemden beslenen bazı oyuncular pek işlerine gelmediğinden şeffaf devlet için gerekli kuralları oluşturmaktan bugüne değin hep kaçma eğiliminde olmuşlardır. Biz bireyler ve sivil toplum örgütleri olarak yönetişim ve şeffaflık için mücadele etmeliyiz.