SERBEST TİCARET ÜZERİNE...

 

“Genel olarak ticaret ve işbölümü ne kadar serbest olursa; ve rekabet mevcut olursa halk o ölçüde fazla fayda sağlar.”

Adam Smith

 

 

“Eğer ürettiğimiz malı bir başkası daha ucuza üretiyorsa,

o ülkenin malını satın almamız daha iyidir.”

Adam Smith

 

 “Serbest ticaret sisteminde her ülke emek ve sermayesini en fazla yararlanacağı mal ve hizmet üretimine tahsis eder. Bu şekilde, bir ülkenin kendi avantajını ve yararını düşünmesi ile evrensel fayda arasında yakın ilişki vardır. Sanayiyi teşvik etmek, zekayı ödüllendirmek, doğanın verdiklerini doğru bir şekilde kullanmak emeğin daha etkin dağılımını sağlar. Bunun neticesinde üretim artar, genel fayda yükselir... Medeniyet ve evrensel milletler topluluğu gelişir.”

David Ricardo

 

 

***

 

  

Liberal ekonomik düzende, yani piyasa ekonomisinde serbest mübadele ve serbest ticaret esastır. Gerek iç ticarette ve gerekse dış ticarette üretim ve tüketim sürecinin "serbestlik" içerisinde gerçekleşmesi savunulur.

Liberal ekonomik düzende "tercih özgürlüğü" temel ilkelerden birisidir. Üretici hangi tür mal ve hizmet üretiminde bulunacağına, ne miktarda ve kimler için üretim yapacağına, ne fiyatla mal ve hizmet satacağına kendisi karar verir. Bu üreticinin tercih özgürlüğüdür. Ayrıca tüketici de hangi mal ve hizmeti ne miktarda ve kimden satın alacağına kendisi karar verir. Bu ikincisine ise tüketicinin tercih özgürlüğü adı verilir.

Ancak gerek iç ticarette ve gerekse dış ticarette devlet bazen ekonomiye müdahale ederek piyasa mübadelesi ve fiyat mekanizmasının işleyişine bazı sınırlamalar getirebilir. Örneğin, iç ticarette bazı mal ve hizmetlerin üretimini ve satışını kendi tekeline alabilir. Devlet, piyasa ekonomisinde üreticilerin ne fiyatla mal ve hizmet satacağına fiyat kontrol komiteleri aracılığıyla kendisi karar verebilir. Yine bir başka örnek; devlet, üreticinin ya da firma sahibinin istihdam edeceği işçinin taban ücretini kendisi tesbit edebilir. Bu örnekleri pekala genişletmek mümkündür.

Devlet iç ticarette olduğu gibi dış ticarette de çeşitli düzenlemeler yaparak serbest ticareti engelleyen bazı düzenlemeler yapabilir. İthalat yasakları, tarifeler, miktar kısıtlamaları, kambiyo kuru denetimi, devalüasyon vb. araçları kullanarak serbest ticareti sınırlayabilir. Hemen belirtelim ki liberalizmin ekonomik düzen modeli olan piyasa ekonomisi, ülkeler arasında serbest ticareti savunur. Liberalizmin babası olarak kabul ettigimiz Adam Smith, Ulusların Zenginliğinin Mahiyeti ve Sebepleri  Üzerine Bir Araştırma (1776) adlı eserinde serbest ticareti Ulusların Zenginliği için gerekli görmüştür. Onu takiben David Ricardo Politik İktisat ve Vergilemenin ilkeleri (1817) adlı eserinde serbest ticaretin yararlarını çok güzel bir şekilde ve örneklerle açıklamıştır. Adam Smith ve David  Ricardo'nun eserlerinin yayınlanmasından günümüze değin serbest ticaret hala tartışılmaktadır. Liberal düşünürler, serbest ticaretin başlıca yararlarını şu şekilde açıklamaktadırlar:

·         Serbest ticaretle işbölümü ve uzmanlaşmadan yararlanmak suretiyle dünya kaynakları daha verimli ve etkin bir şekilde kullanılır.

·         Serbest ticaret yapmak suretiyle geniş pazar imkanlarından yararlanma ve geniş ölçekte üretim yapmanın doğal bir sonucu olarak birim başına üretim maliyeti azalır. Teknik ifadeyle pozitif ölçek ekonomilerinin (içsel ekonomilerin) bir sonucu olarak üretimde ortalama maliyetler azalır.

·         Uluslararası rekabet, işletmeleri daha etkin ve verimli çalışmaya, daha kaliteli ve ucuz mal ve hizmet sunmaya sevkeder.

·         Serbest ticaret, teknolojik buluş ve yenilikleri artırır. Bu suretle üretim teknolojisi yenilenir.

·         Serbest ticaret, know-how'un gelişmesine yardımcı olur.

·         Serbest ticaret, iç ticarette aksak (eksik) rekabet oluşumlarını ve haksız rekabeti ortadan kaldırır.

·         Serbest ticaret sayesinde uluslararası dışsal ekonomiler ortaya çıkar ve bu ülkelerin daha hızlı büyüme ve gelişmelerine imkan sağlar. Örneğin, yeni teknoloji transferi, teknolojik bir dışsal ekonomidir. Nitelikli insangücü eğitimi ve transferi yoluyla ülkeler karşılıklı yararlar elde ederler.

·         Serbest ticaret hem üretimde etkinlik (efficiency) hem de tüketimde etkinlik (effectiveness) sağlar. Üretimde etkinlik üreticilerin gelişmiş ülkelerden modern sermaye malları ithal ederek daha kolay ve ucuza mal ve hizmet üretmeleridir. Üretimde etkinlik sonucu verimlilik artar, ekonomi büyür ve gelişir. Tüketimde etkinlik, tüketicinin kendi ülkesinde bulamadığı mal ve hizmetleri tüketim malları ithali sayesinde kullanma, yani tüketim imkanına sahip olmasıdır. Tüketimde etkinlik, daha ucuza, daha kaliteli ve değişik türde mal ve hizmetin tüketilmesi demektir. 

·         Serbest ticaret, uluslararası emek ve sermaye hareketleri sayesinde ülke ekonomisinin büyümesini ve gelişmesini sağlar. Örneğin, yabancı sermaye ile yeni istihdam alanları sözkonusu olabilir.

Önemle belirtelim ki serbest ticaretin yararlarını bu kadarla sınırlı olarak saymak doğru olmaz. Serbest ticaretin yukarıda belirtilen yarar ve avantajları yanında sakıncalarını ve dezavantajlarını görmemek de konuya objektif bakılmadığı anlamına gelir. Serbest ticaretin yararları yanısıra ülke ekonomisi yönünden bazı sakıncaları da sözkonusu olabilir. Şimdi serbest ticaretin sakıncalarını özetledikten sonra bazı değerlendirmeler yapalım:

·         Serbest ticaret, ülke ekonomisinde yeni kurulan ve gelişen sanayilerin korumasız bırakılmasına ve bunun sonucunda sanayinin gelişmemesi ve çöküşüne neden olabilir.

·         Serbest ticaret, özellikle sermaye malları ithal eden ülkelerde ödemeler bilançosunda veya daha dar anlamda dış ticaret bilançosundaki açıkların daha da artmasına neden olabilir.

·         Serbest ticaret özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından dışa bağımlılığı artırabilir.

·         Şimdi tüm bu açıklamalardan sonra şu soruyu soralım; serbest ticaret mi, yoksa serbest ticaretin tamamen ya da kısmen engellenmesi yani korumacılık mı daha doğrudur?

Artık günümüzde serbest ticaretin yerine kendi kendine yeterliliği ve kendi kendine gelişmeyi savunan içe dönük kapalı bir ekonomi anlayışını savunmak sözkonusu olamaz ve olmamalıdır. Böylesine bir dar merkantilist zihniyet ve yaklaşım globalleşmenin sözkonusu olduğu günümüz dünyasında artık geçerliliğini yitirmiştir. Günümüzde serbest ticareti ve ülkeler arasında ekonomik bütünleşmeyi esas alan Açık Ekonomi geçerlidir. Ancak günümüzde sanayileşmiş ülkeler, serbest ticareti savunmakla ve bunun yararlarını gözardı etmemekle birlikte belirli ölçüde korumacılık politikalarını da uygulamaktadırlar. Uluslararası rekabete dayanamayacak ve bu rekabet baskısı altında tamamen yok olacak sanayilerinin korunması için sınırlı da olsa bazı korumacı önlemler almaktadırlar.

***

 

“Korumacılık gerçekte tüketiciyi sömürmek demektir.”

Milton Friedman

 

“Ticaret serbest bırakıldığında daha fazla büyür ve gelişir.”

 Edmund Burke

 

“Ticaret barışçı bir sistemdir, fertleri olduğu kadar milletleri de birbirlerine yararlı kılmak suretiyle insanlığı birbirine yakınlaştıracak biçimde işler.”

Thomas Paine

 

 “Ticaretin olmadığı bir çöl ülkesinde iyi bir yol yapılmaz.”

Adam Smith

 

“Portekiz’de şarabın üretilmesi için bir yılda 80 işçi, kumaşın üretilmesi için ise 90 işçi gerekli olabilir. Bu durumda Portekiz’in şarap ihraç ederek kumaşı daha ucuz üretildiği İngiltere’den ithal etmesi daha avantajlı olabilir.”

David Ricardo

 

 “Ticaret ile uğraşmak milletleri uzlaştırır, savaşları engeller, barışı güçlendirir; bireylerin faaliyetlerinin toplum yararına olmasına hizmet eder.”

Hugh of St. Victor

 

“Malların ucuzluğu ve iyi kalitesi ancak üreticilerin ve satıcıların tamamen serbest bırakılması ile etkin bir şekilde sağlanılabilir.”

 John Stuart Mill

 

“Mısır kanunları ne demektir?

Cevap: Mısır kanunları, çalışanların ürettikleri malları arazi sahiplerinin dükkanları dışında başka bir yerde değiştirememeleri demektir. Peki bu kanunlardan kimler yararlanır? Cevap: Pek tabi ki, bunları destekleyen arazi sahipleri.” 

T.Perronet Thopmsan

 

 “Sosyal yaşamda kazanılan iki büyük değer vardır: Bilgi ve ticaret.”

Ayn Rand

 

“Ticaret serbest bırakıldığında daha fazla büyür ve gelişir.”

Edmund Burke

 

“Kapitalizmin dış politikasının özü serbest ticarettir; yani ticarette konulan duvarların, korumacı gümrüklerin ve özel imtiyazların kaldırılmasıdır; dünya ticaretinin, birbirleriyle doğrudan ilişkide bulunan bütün ülkelerin vatandaşları arasında, serbest uluslararası değişim ve rekabete doğru yolların açılmasıdır.” 

Ayn Rand