SOSYAL DEVLETİN SOSYAL MALİYETİ

 

 

“Devlet vatandaşların pozitif refahı ile ilgilenmekten kaçınmalıdır.”

Wilhelm von Humboldt

 

  

 

Refah Devleti, sosyal refahın optimizasyonu için kapsamlı devlet müdahalelerini öngörmektedir.

 

Sosyal refah devletinin temel amacı ülke halkının yaşam ve refah düzeyinin yükseltilmesi için bireylerin ekonomik ve sosyal haklarının devlet tarafından alınacak önlemlerle ve yapılacak müdahalelerle iyileştirilmesi ve piyasa ekonomisinin işleyişinden doğan olumsuzlukların ortadan kaldırılmasıdır.

 

Sosyal refah devleti, gelir ve servet dağılımındaki dengesizliklerin, gelirin yeniden dağılımı politikaları ile iyileştirilebileceğini savunur.

 

Refah devleti anlayışında, toplumda her sorunun devlet ve siyasal süreç kanalıyla çözümleneceği düşüncesi hakimdir.

 

Sosyal refah devleti, sosyal refahın en üst düzeye çıkarılmasını amaçlamaktadır. Ancak sosyal refah devleti anlayışında, ekonomik ve sosyal hakların kapsamının genişlemesi devletin giderek büyümesine neden olur. Büyüyen devlet ise sorunların kaynağını oluşturur.

 

 “Yasalar ve mevzuat ne kadar fazla olursa, hırsızlar ve soyguncuların sayısı da o kadar artacaktır.”

 Lao-Tzu

 

“Kendi refahımızı, herkesin refahının güvence altına alınmasının dışında bir yolla güvence altına alamayız. Kendinizin mutlu olmasını diliyorsanız, başkalarının da mutlu olmasına rıza göstermek zorundasınız.”

 Bertrand Russell

  

“Refah Devleti Noel Baba’ya benziyor. Zira, Noel Baba fakirden çok zenginlere hediye veriyor.”

J.Pen

 

 

 ***

 

Sosyal devletin ortaya çıkardığı ilk sorun, finansman ile ilgilidir. Sosyal devlet modelinde devlet müdahalesi ve kamu harcamaları sürekli olarak artmakta, bunun sonucunda vergi yükü ağırlaşmaktadır. Ağır vergi yükü; toplam tasarruflar, yatırımlar ve çalışma gayretini olumsuz yönde etkilemektedir. Tüm bunların sonucunda ekonomik büyüme yavaşlamakta ve prodüktivite krizi ortaya çıkmaktadır. Ağır verginin toplam yatırımlar üzerindeki etkisi işsizlik sorununu daha da ağırlaştırmaktadır. Artan kamu harcamaları dolayısıyla bütçe açıkları giderek büyümektedir. Kamu harcamalarının finansmanında vergi dışı kaynaklara (borçlanma ve emisyon) başvurulması kaçınılmaz olmaktadır.

 

İkinci olarak sosyal refah devleti, sosyal ve ekonomik hakların giderek kötüye kullanılması sonucunu doğurmaktadır. Refah devleti anlayışında bireyler, giderek herşeyi devletten beklemektedir. Siyasi rekabet içerisinde oy kazanmak uğruna siyasal iktidarların da ekonomik ve sosyal hakların kapsamını genişletme eğiliminde oldukları görülmektedir.

 

“Devlet transferleri kesinlikle toplamı negatif olan oyunlardır.”

Gordon Tullock

 

“Yoldaki soygunculardan farklı olarak teşvikler ve tarifeler yoluyla devletten soygunculuk yapanlar sadece yasayı ihlal etmekle kalmazlar, aynı zamanda yasal araçlarla kötü işleri yaparlar.”

Frederic Bastiat

 

“Sevgili halkım, sizler devlet tarafından soyuluyorsunuz. Bu şekilde ifade etmek kaba olabilir, fakat en azından yeterince açıktır.”

Frederic Bastiat

 

“Paul’a ödemek için Peter’den çal.” “Decoiffer St.Pierre pour coiffer.”

St.Paul.

 

“Korumacılık, sosyalizm ve komünizm yasal soygunun çeşitleridir.”

 Frederic Bastiat

 

“Devlet müdahale ettikçe, sanayiye zarar verir, sanayiyi teşvik için devletin ekonomiye müdahalesi dahi sanayiye zarar verir.”

 Claude Henri Saint-Simon

 

“Refah devletlerinin temel sorunu; çalışmayı, tasarrufu ve girişimciliği caydırarak, çalışma ile çalışmanın ödülleri arasındaki ilişkiyi koparma eğilimidir.”

Assar Lindbeck