SOSYAL SERMAYE ÜZERİNE...

 

 “Üstat dedi ki; İradeni gerçek prensipler için kullan. Erdemli olan şeyleri kazanmaya çalış. Kendini iyiliğe ver. Eğlencelerin sanat için olsun.”

Konfüçyüs

"İnsanın kendisini ıslah etmesi erdemle, başkalarını ıslah etmesi ise bilgi ile olur. Erdem ve bilgi, hsing (doğa)‘in iki ahlaki özelliğidir ve insanı Tao (Doğru Yol)’ya  ulaştırır.”

 

 

finansal sermaye

 

Parası var...  Sadece geçinecek kadar değil fazlasıyla parası var... Bankada mevduatı var... Doları var, Avro'su var....

fiziki sermaye

 

Evi var... Sadece başını sokacak bir evi değil hem yazlığı var hem de dağ evi var... Bir değil belki birden çok evleri var...

fiziki sermaye

 

Arabası var... "Ayağım yerden kesilsin" türünden değil!...  Pahalı ve lüks bir arabaları var... Yaz olunca kullanabileceği üstü açık arabası ve hatta 4x4 arabası da var...  Hanımının ve çocuklarının arabası var elbette...

fiziki sermaye

 

Evde bir televizyon olur mu? Salonda çok  büyük ekran bir televizyon var... Ebeveyn yatak odasında bir diğeri... Ve çocukların odalarının her birinde...

fiziki sermaye

 

Markalı kıyafetlerinin paha biçilmez değerlerini ancak gardrobuna bakarak anlayabilirsin!...  Bir özel ayakabı gardrobunadaki ayakabılarının sayısını saymayı unutma!... Bir tek şu LW çantasının değeri ne kadar biliyor musun? Tam tamına 5500 Dolar!... Bir çanta deyip de geçme....

 

İşte bunlar da mücevherleri... 

 

beşeri sermaye + entellektüel sermaye

 

Kendisinin ve eşinin eğitimi var... Hem de çok iyi eğitimleri var ... Yüksek kariyerleri var... Çocuklarının yabancı ülkelerde özel okullarda tahsil görüyorlar...

 

Buraya kadar hepsi güzel...

Evi güzel, arabası özel...

 

Peki neyi eksik bu ailenin!...

 

Bir tane çocuk var! İkinci YOK!

Akraba YOK!... Var olan da zaten yoğunluktan aranmıyor, sorulmuyor...

Nine YOK! Dede YOK!

Var olan da zaten huzurevinde!...

Komşuların sempatik olanlarına asansörde merhaba deniliyor.. Yani komşu da YOK!

Karı koca arasında ağlar ve bağlar neredeyse YOK!...

Meşguliyetten ya da mecburiyetten birlikte kahvaltı da YOK!...

Eve gelindiğinde birlikte televizyon seyretmek YOK!...

Herkes kendi odasında kendi televizyonundan istediği programı seyrediyor!...

 

İş arkadaşları  var ama güven YOK!...

Bir kaç akraba var ama güven YOK!...

Karı-koca arasında güven yok! (mal-ayrılığı rejimi resmi nikah öncesinde ve nikah başvurusunda imzalanmış!...)

 

Edep YOK! edep!...

Terbiye YOK! terbiye !...

Saygı YOK! saygı !...

 

Velhasıl her  türlü mal-mülk, servet ve sermaye var amma bir şey yok onun adı da:

sosyal sermaye...

 

  

SOSYAL SERMAYESİ GÜÇLÜ TOPLUM : AHLAK + ERDEM + DEĞERLER

 

“Hiçbir miras dürüstlük kadar zengin değildir.”

William Shakespeare

 “Hiçbir şey erdemden daha güzel değildir.”

Mingjiao

 “İyi insanlar erdemi sevdikleri için kötü şeyler yapmaktan nefret ederler. Kötü insanlar cezalandırılmaktan korktukları için kötü şeyler yapmaktan nefret ederler.”

Horace

 “Sadece tek bir kategorik zorunluluk vardır ve o da şudur: Yalnızca evrensel bir yasa olmasını isteyebileceğiniz bir maxime (kurala) göre hareket edin.”

Immanuel Kant

***

 

İnsanlar arasındaki ilişkiler, toplum içinde var olan bireylerin kendi yaşam alanlarını ve bu alanların sınırlarını, niteliklerini ve bu alan içindeki davranışlarını belirleyen önemli bir bağdır. İnsanlar arasındaki bu ilişkiler ya da bağlar, temelde bireylerin ve buna bağlı olarak toplumların inşasında önemli bir yapı taşı durumundadır.

Çok genel olarak toplumsal bağları, formel ve informel kuralları (normları) ifade eden “sosyal sermaye” kavramı politik ve sosyolojik boyutlarının yanı sıra ekonomik boyutları ile de önem taşımaktadır.

Sosyal sermaye, kapsamı para ile ifade edilen finansal sermaye ve topyekun eğitim düzeyini ifade eden beşeri sermayeden farklı olarak, toplumdaki tüm sosyal gruplar arasındaki ilişkilerin sürekliliğini ve bağların sağlamlığını, toplumda tüm bireyler ve gruplar arasında karşılıklı güveni ve bu güveni tesis edecek formel ve informel kuralları ve bunlar etrafında şekillenecek sivil toplum örgütlerini kapsamaktadır.

Ekonomi bilimi açısından asıl inceleme konusu ise tüm bu kavramlarla beraber sosyal sermayenin ekonomik büyüme ve kalkınmayı nasıl etkilediği meselesidir. Bugün iktisatçılar ekonomik büyüme ve kalkınma açısından finansal sermaye ve beşeri sermayenin çok önemli olduğunu kabul etmektedirler. Ancak çok uzun yıllar iktisatçıların ihmal ettiği “sosyal sermaye” boyutunun önemi giderek daha fazla anlaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı sosyal sermaye kavramını açıklamak ve sosyal sermaye konusunda temel bilgileri ortaya koymaktır.

Sosyal sermaye; toplumsal yaşamda ahlak, sivil erdem, güven, kurallar ve kurumlar, sosyal normlar, değerler ve inançlar gibi kavramlarla ifade edilen unsurların tamamını ifade etmektedir. Sosyal sermaye ayrıca bir toplumdaki tüm mikro ve makro aktörler arasındaki ilişkiler ağını da kapsamaktadır. Bunun yanı sıra sosyal sermaye; güven, davranış, işbirliği ve benzeri ortak normların toplum adına etkin bir işlev kazanmasına olanak sağlayan motive edici bir güçtür.

Aslında bir yönüyle sosyal sermaye ile ifade edilmek istenen kültürel sermayedir. Fakat kültür, sosyal sermayeyi de içeren çok daha geniş kapsamlı bir kavramdır.

İktisadi, sosyal, siyasal ve psikolojik gelişme ve ilerleme çok önemli ölçüde toplumların sosyal sermaye altyapılarına bağlı bulunmaktadır. Tek başına, finansal sermaye (para), maddi-fiziki sermaye, ve beşeri sermayenin (eğitim) hiç biri toplumların bütünsel olarak sağlıklı ve sürdürülebilir gelişmesine ve ilerlemesine olanak sağlamazlar. Nasıl ki, para, maddi servet gibi zenginlikler ve eğitim  tek başına bireylerin mutlu olmalarına yetmiyorsa, makro düzeyde de toplumların maddi zenginliklerinin ötesinde gelişme ve ilerlemeleri komşuluk ilişkileri, güven, sosyal normlar, etik, erdem, inanç ve değerler gibi manevi zenginliklere dayalı bulunmaktadır. Modern kapitalist ülkelerde sağlanan ekonomik refah, ancak sosyal sermaye ile bütünleştiği takdirde anlamlı ve kalıcı olabilir.

 

İNSAN SERMAYESİ VE SOSYAL SERMAYE : BİR ELMANIN İKİ YARISI...

 

İnsan sermayesi ve sosyal sermayesi birbirlerinin tamamlayıcı parçalarıdır.

Eğitime fazlasıyla yatırım yapmış ve insani sermayesi açısından güçlü bir noktaya ulaşmış bir toplumda belki ekonomik refah düzeyi artmış olabilir ancak böylesi bir toplumda eğer ağlar, bağlar, değerler, güven gibi sosyal sermaye unsurları zayıf ise o toplumda huzur, barış ve manevi açıdan mutluluk seviyesine ulaşmak pek mümkün olmayabilir. (C Alanı)

Tam tersi bir durum da olabilir. Sosyal sermaye unsurları yönünden güçlü bir toplum inşa edilmiş olabilir, ancak bu toplumda eğer bilgi, beceri, yetenekler gibi insani sermaye unsurları yeterli ölçüde gelişmemiş ise o toplumda ekonomik refah düzeyinin yeterince artması beklenemez.  Eğitime, bilime, bilgi ve iletişim teknolojilerine, yenilik ve yaratıcılığa önem vermeden tek başına sosyal sermayenin güçlü olması da bir anlam ifade etmeyebilir. (B Alanı)

İdeal bir durum  A alanında ortaya çıkmaktadır. Bu alanda insani sermaye ve sosyal sermaye birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Bu durum neticesinde bir taraftan ekonomik refah, diğer taraftan da sosyal refahın maksimizasyonu sağlanmış olur.

 

 

Bir Başka Analiz:

 İnsan sermayesine yatırım yapılması netice olarak daha yüksek bir katma değer (value added) imkanı sağlar.  Sosyal sermaye ise değerlere (values) sahip bir toplum oluşmasına imkan verir. Maddi (parasal) değerler, katma değerin artan bir fonksiyonudur ve netice olarak ekonomik refah seviyesini yükseltir. Oysa ahlaki değerler (ethical values), evrensel değerler (universal values) vs. güçlü ve sağlıklı bir toplumun çimentosudur ve o topluma huzur, güven, barış sağlar.

Özetle, bir ülkenin zenginliği pekala o ülkedeki kişi başına düşen GSYİH ya da GSMH ‘nın yüksek bir rakama yükselmesi le açıklanabilir ama bu artışın neticesindeki ekonomik refah, toplumsal refah anlamına gelmez.

Aynı şekilde, ekonomik refahın artışına paralel olarak eğitim ve sağlık ve diğer sosyal faktörlerdeki iyileşmeler de pekala arzulanır bir hedef olmakla beraber sonuçta yine toplumsal refahın optimizasyonu ya da maksimizasyonu anlamına gelmez. Başka bir ifadeyle, insani kalkınma (human development) göstergelerinde bir iyileşme otomatik olarak o ülke insanlarına sosyal refah, düzen, barış huzur ve güven vs. getirmez.

Kişi başına milli gelirdeki artış (ekonomik büyüme) yanısıra insani kalkınma göstergelerinde iyileşmelerin “tamamlayıcısı” olarak sosyal sermaye göstergelerinde de iyileşmeler olması önemlidir ve dahası toplumun barış, huzur, güven, birlik, beraberlik vs içinde yaşaması için elzemdir.