TOPLAM AHLAK ÜZERİNE..

 

Ahlaki bir toplumsal düzenin varolabilmesi ve kurumsallaşabilmesi için birey ahlakından sosyal ahlaka; ticaret ahlakından her türlü meslek ahlakına; siyasal ahlaktan medya ahlakına; akademik ahlaktan çevre ahlakına kadar tüm alanlarda ve mesleklerde ahlakın bir toplumun temeli olduğu bilincinin var olması gerekir. Ayrıca oyuncuların ahlaklı davranmayabileceği varsayımını hiçbir zaman gözardı etmeksizin  oyunun kurallarını adil ve ahlaki ilkeler çerçevesinde belirlemek gerekir. İnsan ahlakı kadar, sistem ahlakı da önem taşır. Bu çerçevede hem siyasal düzenin hem de ekonomik düzenin ahlaki temellerinin var olması gerekir.

Özetle, eğer temiz bir toplum oluşturulmak isteniyorsa o takdirde toplumda tüm bireylerin ve kurumların “ahlak” önceliğinin olması gerekir. Temiz toplum için temiz siyaset yetmez. Temiz toplum için “toplam ahlak” ı tesis etmek bir zorunluluktur.

 

 

ahlak üzerine yazılmış kitaplarımıza ulaşmak için yukarıdaki kitap kapağını tıklayınız:

 

***

 

 “Hiç kimseye kötülük etmedim.

Yakınlarımı bahtsızlığa sürüklemedim.

Gerçek evinde alçaklık etmedim.

Kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım.

Benim yüzümden kimse korku duymadı,

yoksulluk ve acı çekmedi, bahtsız olmadı.

Tanrıların kötü gördükleri şeyleri hiç bir zaman yapmadım.

Kölelere kötü muamele etmedim ve ettirmedim.

Kimseyi aç bırakmadım.

Kimseye göz yaşı döktürmedim.

Kimseyi öldürmedim ve kimsenin

kahpece öldürülmesini emretmedim.

Kimseye yalan söylemedim.

Hiç bir utandırıcı davranışta bulunmadım.

Zina etmedim.

Yiyecekleri pahalı ve eksik satmadım.

Terazinin dirhemi üzerine hiç bir zaman elimi bastırmadım.

Teraziyle tartarken hiç bir zaman hile yapmadım.

Süt çocuklarının ağızlarından  sütü uzaklaştırmadım.

Hayvanları çalmadım.

Tanrının kuşlarını avlamadım.

Ölmüş balığı tutmadım.

Hiç bir arkın suyunu başka yöne çevirmedim.

Ben temizim, temizim, temizim...”

***

Eski Mısır metinlerinden Ölüler Kitabı‘nda yazılı olan bu dizeleri  ilk kez okuyunca toplumsal düzende ahlakı tesis etmenin “bütünsel”  bir perspektife dayalı olması gerektiğini düşündüm. Bir bireyin yalan söylememesi, hırsızlık yapmaması, başkalarına zulüm etmemesi gibi eylem ve davranışlar “birey ahlakı”nın gereğidir. Birey bir ailenin parçasıdır ya da unsurudur. Bu nedenle bireyin zaman ve mekan farklılıklarına göre değişmekle birlikte her toplumda var olan “aile ahlakı” ilkelerine de uygun davranması beklenir. Örneğin zina, genel olarak aile yaşamına uygun olmayan bir eylem ve davranış olarak kabul edilir. Öte yandan, bireyler toplum içerisinde değişik görevler üstlenmişlerdir. Yapılan iş ve üstlenilen göreve bağlı olarak çeşitli meslekler ortaya çıkmıştır. Ticaret, sanayi, hizmetler sektörü içerisinde sayısız meslek bulunmaktadır. Mesleklerini icra eden bireylerin toplumda genel olarak “gayri ahlaki” olarak nitelendirilen eylem ve davranışlardan kaçınmaları gerekir. Örneğin, yukarıdaki dizelerde de ifade edildiği üzere “terazinin dirhemi üzerine elini bastırarak” haksız kazanç elde etmek doğru değildir. Ticaret için geçerli olan bu ilke, diğer tüm meslekler için de farklı şekillerde geçerlidir. Bir tıp doktorunun, bir avukatın, bir gazetecinin, bir öğretmenin, mesleğini ifa ederken uyması gereken bazı kurallar vardır ve var olmalıdır . Öte yandan, bireyin içinde yaşadığı doğaya, çevreye, insanlara karşı da ödev ve sorumlukları bulunmaktadır.  Örneğin, insanların kendileri dışındaki canlılara zarar vermeleri, doğayı ve çevreyi tahrip etmeleri kabul edilebilir mi?

Ölüler Kitabı’ndaki her dize ahlakın ne derece bütünsel olduğunu ortaya koymaktadır. Bireyin ev, aile, iş yaşamında mutlaka bazı ahlaki ilkelere ve kurallara uygun davranması önem taşımaktadır. Aynı şekilde bireyin, içinde yaşadığı topluma, insanlara, diğer canlılara, doğaya ve çevreye karşı da sorumlulukları bulunmaktadır. Tüm bu ilkeler, ödev ve sorumluluklar “birey ahlakı”, “aile ahlakı”, “iş ahlakı”, “ticaret ahlakı”, “eğitim ahlakı”, “çevre ahlakı” gibi kavramları ortaya çıkarmıştır.

1990'lı yıllarda kaleme aldığımız iki kitap... Ne doçent ne de profesör olmak için kaleme alındı!... Sadece temiz bir toplum ve temiz bir siyasete olan inancımız bizi yazmaya sevk etti...