DEĞERLİ YAŞAM, DEĞERLERLE YAŞAM...

 

Bir şiir yazmak istedim, ama şair değilim!...

şiir yazmak için şair olmak mı, lazımmış!

hissettiklerini yazacaksın,

alacaksın kalemi eline,

yok, yok öyle de değil!

yatacaksın yatağa,

aklına şiir yazmak gelecek,

yazacaksın beynine...

sonra...

sonra, kalkacaksın gecenin karanlığında,

unutmayayım diye,

bulduğun kağıt parçasına bir şeyler karalayacaksın,

bir başlangıç yapacaksın,

sonra ilham perileri seni tekrar ziyaret edecek,

ve ortaya duygularını yansıtan dizeler ortaya çıkacak...

 

***

"yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi..."

demiş bir şair, Ataol Behramoğlu

bir diğeri, N.H.Ran;

"yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela,"

 

***

Eğer yaşıyorsan, önce...

ilk önce, yaşamın değerini bileceksin,

'y a ş a m  d e ğ e r l i'

diyeceksin,

buna gönülden inanacaksın,

ve bunun değerini, hakkını vereceksin.

 

yaşam, kısadır...

yaşam, nasıl gelip geçtiğini anlayamadığın bir hızlı trendir,

yaşamı değerli yapan da o'dur, yani kıt olmasıdır,

yaşamın değerini anlayabilmen için

bu temel iktisat olgusunu asla ve asla aklından çıkarmayacaksın,

yaşam, kıttır...

yaşam değerlidir,

zaman değerlidir,

yaşarken yaşadığın her zamanın değerini bileceksin, bilmelisin...

 

"Hayat kısa insanoğlu! Kesildikçe biten otlar gibi yeşermeyeceksin bir daha"

Ömer Hayyam

 

 

***

değerlerin olacak,

bir yaşam anayasan olacak mesela,

 yaşam hakkı gibi kutsal değerlerden başlayacaksın,

ilkelerin olacak... prensiplerin...

değerler yaratıp bunları gönül anayasana kaydedeceksin,

şöyle diyeceksin mesela;

 

başkalarını incitmeyeceğim,

başkalarının hakkını gasp etmeyeceğim,

başkalarına zulüm etmeyeceğim,

başkalarını istismar ederek, suistimal ederek, ezerek, sömürerek yaşamayacağım,

aynen böyle diyeceksin...

 

kendine yapacağın iyilik ve kötülükler kendine,

fakat, önce başkalarına zarar vermemeyi kalbinin derinliklerine işleyeceksin,

 

değerlerini oluştururken aklına değer vereceksin,

mutabakatın aklına saygı duyacaksın,

sadece başkalarının aklı ile hareket etmeyeceksin,

ne yasalar, ne kutsal kitapların manzumeleri...

ne de toplumun göreceli ahlak kuralları...

bunların hiç birine mutlak doğrular olarak itaat etmeyeceksin...

ve kendini de çok akıllı sanıp yanılgıya düşmeyeceksin...

insan aklının sınırlarını da sorgulayacaksın...

 

kör olmayacaksın,

kar körlüğünden kendini kurtaracaksın,

bağnaz, bigot kafalı olmayacaksın,

değerler, insanlığın ortak değerleridir, buna inanacaksın,

 

değerlerin olacak değerlerin...

gönül anayasanda yazılı değerlerin...

bilgi,

liyakat,

dürüstlük,

etik,

erdem,

hoşgörü,

gibi ...

 

***

değer üreteceksin..

yaşam bedava değildir, bileceksin,

değerler yaratacaksın,

çalışacaksın,

üreteceksin,

yani, şu devletin istatistik enstitüsü, senin ürettiklerini

gayri safi milli hasıla  dedikleri şeye ekleyecekler,

hah işte!, bak benim de bunun içinde şu kadar hakkım var diyeceksin,

 

asalak olmayacaksın,

parazit olmayacaksın,

beleşçi olmayacaksın,

mal, hizmet üreteceksin,

o zaman yaşamayı hak edersin,

 

bedava yaşamak olmaz!...

geride bir şeyler bırakacaksın,

yaşama katma değerler katacaksın...

Mehmet Akif'in muhteşem dizelerini her yerde ezbere okuyacaksın,

"Ölen insan mıdır, ondan kalacak şey: eseri;
Bir eşek göçtü mü, ondan da nihayet: semeri"

eser bırakacaksın, eser...

bağda, bahçede ektiğin biçtiğin,

kitaplarda gözlerinin cevherlerini eskittiğin,

çoluk-çocuğuna helal para kazanmak için sırtında onlarca yük taşıdığın...

 

***

değer ver(m)e(ye)ceksin...

önce bu hayatta değersiz insanlara fazla değer vermeyeceksin,

kimseye hak ettiğinden daha fazla değer vermeyeceksin,

hak ettiği kadarını vereceksin, daha fazlasını değil,

 

insan, bir fotoğraf gibidir, ne kadar büyütürsen

o kadar kalitesi düşer!..

 

değerli ile değersizi ayırd edeceksin,

adi çıkarların uğruna kimseye yalakalık yapmayacaksın,

kimsenin dalkavuğu olmayacaksın,

onurlu ve şerefli bir insan olmak için çabalayacaksın.

 

 

***

değerli insanlar, değersiz insanlar...

Bu dünyada iki türlü insan vardır, bileceksin, bilmelisin...

değerli insanlar, değersiz insanlar...

değeri yüksek olan insanlar, değeri düşük olan insanlar...

 “Bu dünyada iki tür insan vardır:

Dünün insanları ve yarının insanları.

Ey ihvan, siz hangindensiniz?

Yaklaşın yanıma da göreyim sizi.

Aydınlığın alemine dalanlardan mı yoksa,

karanlığın diyarında ilerleyenlerden misiniz?”

Kahlil Gibran

 

ben yaşamdan şunu öğrendim, şunu gözlemledim ve şuna inanırım;

parasal bir ekonominin hakim olduğu günümüz modern toplumlarında

insanların çoğunluğu değeri düşük, ayarı düşük sınıfındandır,

 

sen, bu sınıfın bir mensubu olamayacaksın,

 

menfaat, menfaat, menfaat...

menfaati asla, asla kötülemeyeceksin,

hatta Adam Smith gibi onu çoğu zaman yücelteceksin...

bireysel menfaatin olmadığı bir yerde kollektif bir menfaat olmaz! Bunu bileceksin...

fakat insanların büyük çoğunluğunun adi çıkarlarına odaklanmış mahlukatlar olduğuna inanacaksın,

adi menfaatlere odaklanmış bir değeri düşük insan olmayacaksın...

 

***

paranın değeri...

sadece insanlara değil, paraya da hak ettiğinden daha fazla değer vermeyeceksin,

paranın teorisini anlatan bir profesör gibi;

'para bir mübadele aracıdır', diyeceksin,

'para ihtiyat saiki ile ihtiyaç duyduğumuz bir şeydir' diyeceksin,

fakat...

 

dinin, imanın para olmayacak,

para ile yatıp, para ile kalkmayacaksın,

mal, mülk delisi olmayacaksın,

azı karar, çoğu zarar bileceksin,

Ömer Hayyam'ın dizelerini bir değil, bin kere okuyacaksın,

 

"Niceleri geldi neler istediler

Sonunda dünyayı bırakıp gittiler

Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?

O gidenlerde hep senin gibiydiler"

Ömer Hayyam

 

makam ve mevkiinin  değeri...

makam ve mevkii elde etmek ve oralarda kalmak için şeref ve onurunu ayaklar altına almayacaksın,

yalakalık yapmayacaksın,

makam ve mevkii, insanın ahlakını bozar bileceksin,

bir göreve talip olacaksan ya da seçileceksen önce kendi vicdanında oraya layık olduğuna inanacaksın,

yeri ve zamanı geldiğinde de erdemli insana yakışır şekilde veda edeceksin,

makam ve mevkii için kendini paralamayacaksın,

 

"Allah,  eğer yeteneklerim var ise ve yararlı işler yapabileceksem

 sadece erdemli şehirlerde bana liderlik, yöneticilik yapmayı nasip etsin"

diyeceksin...

 

Adi çıkarlarına odaklanmış erdemsiz bir topluluğu ya da toplumu yönetmek erdemli bir insanın işi olabilir mi!

 

 

Okumanın değeri ve okulun değeri...

okumak aydınlanmaktır... 

okumak, öğrenmektir..

okumak, gelişmektir...

ama sanma ki, okula gitmek aydınlanmaktır!..

sanma ki okula gitmek öğrenmektir!..

eskiden diplomasız aydınlar vardı, şimdi ise diplomalı cahiller!..

 

"Okumak cehaleti alır, eşeklik baki kalır."
 

 

işte sen o değersiz diplomalı cahiller topluluğunun bir üyesi olmayacaksın...

isminin başında yer alan profesör, doçent ünvanı ile

değerli bir bilim insanı olamazsın!..

Değerin, isminin başında yer alan ünvanla değil, sahip olduğun bilgi ile ölçülür..

Vali olmuşsun neye yarar,önce adam olacaksın adam!..

 

 

 ***

değerli taşların değeri...

bir de değerli taşlara fazla değer atfeden değersiz insanlar kategorisinde olmayacaksın,

yok, tek taş, iki taş!...

yok, chopard'mış... Yok, garrard'mış!...

safir'miş, zümrüt'müş, yakut'muş!..

elmas'mış, pırlanta'ymış!...

Yazık sana ey değerli taşa büyük değerler atfeden değersiz insan!...

Yazık sana ey gösteriş meraklısı!...

 

"nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok,

nice elbiseler gördüm içinde insan yok."

Mevlana

 

 ***

kadının değeri...

ve...

kadını da, değerler silsilende en başa yerleştirmeyeceksin,

önce...

önce, ananın ayaklarını öperek, ayaklarına eğilerek,

ana olmanın, kadın olmanın en büyük kutsallardan biri olduğuna inanacaksın,

 

ana ile baba hiç bir olur mu?

doğanın bu inanılmaz kuralını her yerde görmüyor musun?

Bak şu Lily'ye...

gofreti, kahta'lı mıçıları doğurduktan sonra aylarca korumadı mı, doyurmadı mı?...

bütün gece başka hemcinslerinden, hem de o erkek cinslerden korumak için nöbet tutmadı mı?

nerede o baba olacak kalpsizler!...

 

anne olmak kutsaldır, ayaklarına eğilip öpeceksin...

kadın: özeldir, güzeldir...

 kendine bir çift ayakkabı, ona üç çift ayakkabı alacaksın...

sırtında terler dökerek kazandıklarını karına ve çocuklarına sunmaktan mutlu olacaksın... Olmalısın...

 

kadınına değer vereceksin,

 

Hah, şimdi de başa dönelim!

söyleyeceğimizi söyleyelim,

kadını da,

değerler silsilende en başa yerleştirmeyeceksin,

ve bir kadın muhabbeti olduğunda hemen ayağa kalkıp, espri yaptım edasıyla

Necip Fazıl'dan şu şiiri okumayı ihmal etmeyeceksin:

"Kalıp değil bir fikir...
Elmas sorguçlu fakir;
Açıkta sırrı bakir;
Kadın...
Çölde kaçan bir serap;
Yönü kementli mihrap...
Madeni som ıstırap;
Kadın...
Dipsiz hasrete tuzak;
En yakınken en uzak....
Tadı zehrinde erzak;
Kadın... "

Necip Fazıl Kısakürek

 ***

Ey insan, değerin, değer atfettiğin şeyler ile ölçülür...

 

'değer' ürettiğin kadar değerlisin...

 

ve gönül anayasanda kaydettiğin 'değerlerin' var ise değerlisin...

 

 

"İnsanın değeri ulaşmak istediğiyle ölçülür, ulaştığıyla değil."

Halil Gibran