MİLİTARİZM

 

 "...daha mükemmel tayyareler, daha müthiş infilâk maddeleri, daha tesirli toplar ve gazlar- bu sahada her islâh korku ve kin yekûnunu kabartıyor, milliyetçilik histerisinin sahasını genişletiyor. diğer bir ifade ile, silâhlarda her tekemmül, insanların benliklerinden kurtulmalarını bir kat daha güçleştiriyor, kendi nefislerinin, vatanperverlik, kahramanlık, şan ve şeref ve daha bilmem ne idealleri denilen o korkunç irtisamlardan kurtulmalarını bir kat daha müşkül bir hale sokuyor."

Aldous Huxley

 

Savaşlara lanet olsun!

O mükemmel tayyarelerinize de lanet olsun...

O müthiş infilâk maddelerine, daha tesirli toplar ve gazlarınıza da lanet olsun...

Sizin bir çit kavgası üzerine yaptığınız vatanseverliğe de lanet olsun...

Hayali sınırlar uğruna ölüm üzerinden yaptığınız milliyetçilik siyasetine de lanet olsun...

Ölümler üzerine yaptığınız merasimlere de lanet olsun...

Geçit törenlerine de lanet olsun...

Destanlarınıza, kahramanlık öykülerinize, şiirlerinize de lanet olsun...

Bir insan ömrünün en güzel yıllarını israf eden zorunlu askerliğinize de lanet olsun...

Gencecik ölümler üzerinden yaptığınız dini istismara da lanet olsun...

Katlettiğiniz bebekler, çocuklar ve masum tüm insanlar için size lanet olsun...

Size yazıklar olsun!...

 

Lanet olsun savaşlara...

Lanet olsun militarizme...

Lanet olsun silah tüccarlarına...

Lanet olsun eşkiya sürülerine...

Lanet olsun kilometrelerce uzaktan gelip masum insanların topraklarında işgal yapanlara...

Silah dağıtanlara, savaştan medet ve menfaat umanlara...

Lanet olsun böyle insanlığa...

 

 

ZORUNLU ASKERLİK ÜZERİNE...

 

“Zorunlu askerlik sisteminin yürürlükten kaldırılması konusunda konuşmalar yaparken bazıları “paragöz” diye kötü bir kelimeyi kullanıyorlardı. Bilebildiğim kadarıyla “paragöz” istediği için bir şeyi yapan kimsedir. Para karşılığında savaşan birisi “paragöz”dür. Paragözün karşıtı, zorunlu olarak askere alınmış kişilerdir. Zorunlu asker, savaşmadığı ya da asker olmak istemediği takdirde hapishaneye atılacak olan birisidir. Bu tanıma göre iki tür insan tipi ortaya çıkıyor: paragözler ve köleler. Ben bir paragöz olmayı tercih ederim.”

David Friedman

“İnsan haklarına devlet tarafından yapılan ihlaller içerisinde zorunlu askerlik en kötüsüdür. Zorunlu askerlik hakların gaspı ve ortadan kalkması demektir.”

Ayn Rand

 

Sadece üç kelime... "neden", "zorunlu" ve "askerlik"...

 

Bu üç kelimeyi bir araya getirip söylemek o kadar kolay değil... Sakıncalı ve dahası tehlikeli olanı, "neden" kelimesiydi çok uzun yıllar!... Bu soru sorulamazdı!... Sorulmaya cesaret bile edilemezdi!... İnternet çağında bu soruyu sormak ve tartışmak artık mümkün...

 

Sadece şu soruları sormak, öğrenmek, bilgilenmek ve insanları bilgilendirmek istiyorum:

 

Askeri insan gücü tedarikinde başlıca yöntemler ya da sistemler nelerdir?

 

Zorunlu askerliğin dışında diğer alternatif sistemler hangileridir?

 

Hangisi daha doğrudur?: Zorunlu askerlik mi?  gönüllü askerlik mi?

     

Hangisi, hangi açıdan daha doğrudur?: askeri perspektif, ekonomik perspektif, felsefi perspektif, sosyolojik perspektif, vs.

 

Zorunlu askerlik, ulus devletin bir zorunluluğu muydu? Ulus devlet giderek önemini kaybetmeye başladığına göre zorunlu askerliğe artık gerek yok mudur?

 

Zorunlu askerlik tarihsel zorunluluğun bir ürünü müydü?

 

Zorunlu askerliğin maliyetleri nelerdir? Bütçe maliyetinin dışında diğer maliyetler nelerdir? Fırsat maliyeti ne demektir?

 

 “Zorunlu askerlik sisteminin bireylere, ailelere ve topluma yüklediği sosyolojik maliyetleri o kadar yüksektir ki, eğer biz bu sistemin devam etmesinde ısrar edersek, korumaya çalıştığımız insanların yaşamlarını mahvedeceğiz. Toplumun geleceğinin güven altına alınması için bu sistemin terk edilmesi gerekir. Zorunlu askerlik sistematik olarak bizim iyi bir nesil için ümitlerimizi yok ediyor.”

American Friends Service Committee

 

Günümüzde hangi ülkeler bu sistemi devam ettiriyor? Hangi ülkeler, gönüllü askerlik sistemine geçtiler?

 

Zorunlu askerliğin terk edilmesi mümkün mü? Bu sistemin değişmesine engel olan aktörler ve faktörler nelerdir?

 

Profesyonel askerlik (gönüllü askerlik) sistemine geçen ülkelerin kazanımları neler olmuştur?

 

 

Askerlik hizmetinin özelleştirilmesi ülke bağımsızlığını tehlikeye düşürür mü?

 

*** 

“Düşüncelerim dolayısıyla cezaevine konulmam doğru bir hareket değildir. Hepsinden öteye, cezaevi zorunlu askerlikle aynı şeydir. İkisi de köleliktir.”

Paul Jacop

 

 

“Zorunlu askerlik özgürlüğü seven ve anlayan insanlar tarafından hoşgörü ile karşılanmaz.”

Lord Acton

  

“Zorunlu askerlik kölelikten başka nedir?”

Murray Rothbard

 

“Zorunlu askerlik iğrenç bir sistemdir.”

Sir Wilfrid Laurier

 

 “Askerlerin kanına işlemiş olan yüksek disiplin düşüncesi onların adalet düşüncesini zayıflatmaya yetmez mi? Disiplin demek itaat demektir.”

Emile Zola

 

 “Zorunlu askerlik yapmak istemiyorum. Zorunlu askerliğin özgür toplum ile uyumlu olmadığına ve ahlak dışı olduğuna inanıyorum. Ülkemi seviyorum ve gerektiğinde ülkemi savunurum.”

Benjamin H. Sasway

 

“Zorunlu askerlik sadece medeniyetin devamı için değil, aynı zamanda varlığımız için de ciddi bir tehlike oluşturur.”

Albert Einstein

 

“Yarbay, yüzbaşı, çavuş ve erlerin, toplara barut getiren miçolar ve tüm askerlerin hayranlık duyulacak bir düzen içerisinde tepeye doğru ve savaşa ilerleyerek yürüyüş yaptığını hayranlıkla izleyebilirsiniz. Fakat yürüyüş yapanların iradelerinin sağduyu ve vicdanlarının dışında bunu yaptığını göremeyebilirsiniz... Kimdir bu insanlar? İnsanlar öyle mi! ... Yoksa güce sahip olan vicdansız bir insanın emrinde yürüyen bir küçük tabur mudur?

Henry David Thoreau

 

 “Gönüllü ordu özgür bir ülkeyi savunacak en uygun, ahlaki ve patik yoldur.”

Ayn Rand

 

 “Bir gönüllü iki kişiye bedeldir.”

Frederick Chamier

 

“Fransız Devrimi sırasında ordu toplum için bir eğitim yuvası olarak ilan edildi ve bu çok geçmeden İngiltere ve Birleşik Krallık dışındaki her yerde kullanılır bir slogan hale geldi. Ama bu iddia nasıl bir değer taşımış olursa olsun, artık geçerli değildir. Askerlik hizmeti, acemi er diye, bir beceri edinememiş, disiplinsiz, temizlik anlayışından ve çalışma alışkanlıklarından habersiz, okuması yaşaması olmayan köylü delikanlılar geldiği dönemlerde yararlı alışkanlıklar aşılamış olabilir. Bugünkü nüfus böyle değildir. Gelişmekte olan dünya bile.... Tersine ordu, sivil toplum için yanlış bir eğitim yuvası olduğunu göstermiştir.”

Peter Drucker