İLKÇAĞ'DAN GÜNÜMÜZE AHLAK FELSEFELERİ

 

 

Prof.Dr.C.C.Aktan

 

 

Hangi eylem ve davranışlarımız doğru veya yanlıştır? Ahlaklı ya da ahlaksız olmanın kriterleri nelerdir? Eski Antik Çağ’dan günümüze değin bazı tanınmış filozofların bu türden sorulara verdikleri yanıtları şu şekilde özetleyebiliriz:[1]

Protagoras Ahlakı.  Protagoras (İ.Ö. 482-323)’ın ahlak öğretisidir. Pratagoras’a göre insan her şeyin ölçüsüdür. Genel geçerliliğe sahip doğrular yoktur. Doğrular ve yanlışlar insandan insana değişir.

Kynik Ahlakı. Sinoplu Diyojen’in (İ.Ö. 412-323) ahlak öğretisidir. Ahlak ve erdem peşinde koşmak doğru değildir. Erdem tüm istek ve tutkulardan vazgeçerek yaşamaktır. Mutlu olmak için hiç bir şeye aldırış etmeden yaşamalıdır. “Gölge etme başka ihsan istemem senden” kinik felsefesinin (kinikizm)  temelidir.                                             

Sinop'lu Diojen

Kirene Ahlakı. Aristippos’un (İ.Ö. 435-355)  öğretisi. Haz veren şey iyi, acı veren şey ise kötüdür. İnsanın amacı en yüksek hazza ulaşmaktır. İnsan kendisine haz vermeyen şeylerden uzak durmalıdır. Kirene ahlakının bu öğretisine, Haz Ahlakı (Hedonizm) adı da verilmektedir.

Sokrates Ahlakı. Sokrates’in (İ.Ö. 469-399)  öğretisi. İnsanın temel amacı erdeme ulaşmak olmalıdır. Erdem ancak bilgelikle mümkündür.

Eflatun Ahlakı. Eflatun (İ.Ö. 427-347)’a göre ahlaki davranışların temel gayesi “en yüksek iyi”dir. İyilik erdem demektir. İnsanlar erdeme; bilgelik, yiğitlik, ölçülülük ve adalet ile ulaşırlar.

Aristo Ahlakı. Aristo (İ.Ö. 385-322)’ya göre toplumda yönetenler ve yönetilenler arasında bir ayrım yapılması ahlakidir. Aristo şöyle der: “Öküz, yoksul kişinin kölesidir; yoksul köle de efendisinin...” Aristo’ya göre toplumda her zaman üsttekiler ve güçlüler yönetir; alttakiler veya güçsüzler ise yönetilir.

Perikles Ahlakı.  Perikles (İ.Ö. 495-429) ‘e göre vatandaşlar kendi özel işlerini yaparlarken kamu işlerinden de kendilerini tamamen soyutlamamalıdırlar. Vatandaşlar, toplumsal sorunlar ve devlet yönetiminde ortaya çıkan sorunlarla da ilgilenmelidirler.

Stoa Ahlakı. İlkçağ ahlak felsefelerinden biri olan Stoa ahlakına göre, doğru yasalar ve kurallar ancak akıl yolu ile bulunabilir. Stoa ahlakına, “rasyonalist ahlak” da denilmektedir.

Epiktetos Ahlakı. İlkçağ düşünürlerinden Epiktetos’un ahlak öğretisi. Epiktetos’un ifadeleriyle “bilge odur ki kimseyi kötülemez; kimseyi övmez; kimseden yakınmaz; kimseyi suçlamaz.”... Bu ahlak felsefesi “sekinizm” olarak da adlandırılmaktadır.

Epiküros Ahlakı . Epiküros (İ.Ö. 341-270)’un ahlak anlayışı. Epiküros’a göre mutluluk “erdem” peşinde koşmakla değil, gündelik ve yalın kaygıların ötesinde sükun ve huzurla temin edilir. Epikürizm ahlak öğretisinde iki temel ilke söz konusudur. Ataraksia (ruh dinginliği) ve Apathos (ilgisizlik).

 

 

Konfüçyüs Ahlakı. Konfüçyüs (İ.Ö. 551-478) şöyle der: “Hiç erişemeyecekmişsin , yada yitirecekmişsin gibi çalış.” Konfüçyüs, çalışma ahlakının önemi üzerinde duran düşünürlerin başında gelir. Konfüçyüs’e  göre çalışma, mutluluğa ve refaha ulaşmanın yoludur.

 

 

St. Augustinus Ahlakı. St. Augustinus (İ.Ö. 354-430)’ın ahlak anlayışı ise şu şekilde özetlenebilir. “Hiç ölmeyecekmişsin gibi çalış, yarın ölecekmişsin gibi ibadet et.” St.Augustinus’a göre, insan Tanrı’nın egemenliğine boyun eğmeli ve Tanrı’ya ibadet etmelidir. İnsanlar arasındaki eşitsizliklere isyan etmek yerine Tanrı’ya şükredilmelidir.

 

Machiavelli Ahlakı.  Niccolo Machiavelli (1469-1527)’nin ahlak anlayışı: “Amaca ulaşmak için her araç meşrudur.”

 

Bacon Ahlakı. Francis Bacon (1564-1626)’a dinsel inançlar ve buyruklar olmadan da ahlaklı olunabilir. (Laik ahlak felsefesi)

Locke Ahlakı. Siyasi liberalizmin kurucusu olarak kabul edilen John Locke (1632-1704)’a göre bireyin doğal hakları (yaşam, özgürlük ve mülkiyet hakları) asla ihlal edilemez. Bireyden ya da devletten kaynaklanan ve doğal hakları ihlal eden her türlü zorlama  gayri ahlakidir. Locke, ahlaki meselelere “haklar” yönünden bakmaktadır.

Mandeville Ahlakı. Bernard de Mandeville (1670-1733)’in ahlak öğretisi. Ahlak denen şey, içi boş bir kavramdır. İnsanlar kendi çıkarları olmazsa, toplum yararına ve ahlaka uygun davranmazlar.

  Bergson Ahlakı. Fransız  filozof Henri Bergson (1859-1941)’un ahlak anlayışı. Bergson’a göre iki türlü ahlak vardır: kapalı ahlak ve açık ahlak. Kapalı ahlak,  bireyin özgürlüğünü dikkate almayan ve zorlama yoluyla ya da gelenek ya da tabuların baskısıyla oluşturulmuş ahlaktır.  Açık ahlak ise bireyin özgürlüğünü ön planda tutan, değişik kişilikleri hesaba katan ahlak anlayışıdır.

Bentham Ahlakı. Jeremy Bentham (1748-1832)’ın ahlak öğretisi. “En üstün iyi” faydadır. İyiyi, kötüden ayırmak için faydalı olup olmadığına bakmalıdır. Bentham’ın “faydacı ahlak” anlayışı Hedonizmin bir uzantısıdır. Bentham şöyle der: “zevkin kendisi iyidir, tek iyidir...acı kötüdür. İyi ve kötünün başka bir anlamı yoktur.” Bentham’a göre amaç, “en fazla sayıda insanın en fazla mutluluğudur.”

Nietzsche Ahlakı. Friedrich Nietszche (1844-1900)’nin ahlak öğretisi. İnsan doğal bir varlıktır. Erdem kadar erdemsizlik de normal karşılanmalıdır. Ahlaki ölçüler ve normlar koymak saçma ve gereksizdir.

 

Kant Ahlakı. Immanuel Kant (1724-1804)’ın ahlak anlayışı. Her yerde ve zamanda neyi yapmamız gerektiğini değil, neyi istememiz gerektiğini savunan ahlak öğretisi. “Sana yapılmasını istemediğini, sen de başkasına yapma.” Kant’a göre insanlar aynı zamanda genel bir yasa ve evrensel bir kural olmasını isteyecekleri bir kurala göre hareket etmelidir.

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere ahlak, filozoflar arasında farklı şekilde yorumlanmaktadır. Liberal düşünür Bernard de Mandeville,  ahlak denen şeyin esasen içi boş bir kavram olduğunu belirtmektedir. Mandeville ahlakı, insanların “özel çıkarları” na uygun davranış motivasyonlarına sahip olduğunu, bu yüzden ahlakın hiç bir zaman sanıldığı gibi “evrensellik” ve “standart olma” özelliğine sahip olamayacağını ortaya koymaktadır. Alman  filozof Friedrich Nietzsche ve Mandeville insanların uyması gereken ölçüler ve normlar koymanın saçma ve gereksizliğinden sözetmektedirler. Bu düşünürlere göre, insan doğal bir varlıktır. İnsanın doğal davranış ve eylemleri üzerine “ahlaki” bir takım kurallar empoze etmek doğru olmayabilir.

Özetle, eski Antik Çağ’dan günümüze değin ahlak konusu üzerinde her zaman tartışılmıştır. Neyin iyi (kötü) ve neyin yanlış (doğru) olduğu konularında herkes tarafından her yerde ve her zamanda kabul edilebilecek normlar ve kurallar koymak zor olmuştur.

 


 

[1] Bu konuda bir sınıflandırma denemesi tarafımızdan şu kitap içerisinde yapılmıştır:  C.C.Aktan, Temiz Toplum ve Temiz Siyaset, İstanbul: T Yayınları, 1994.s. s.16 vd. Bu çalışmamızda yaptığımız sınıflandırma daha da geliştirilmiştir.

 

 

  Kaynak: C.C.Aktan,  Ahlak ve Ahlak Felsefesi, İstanbul: ARI Düşünce ve Toplumsal Gelişim Derneği Yayını, 1999.