AKADEMİK SAYDAMLIK

(Üniversitelerin Öğretim Elemanı İhtiyacı ve

Gazetelere  Verilen İlanlar !..)

 

Prof.Dr.Coşkun Can Aktan

 

 

Saydamlık, demokrasinin gereğidir.

Saydamlık, “açık toplum” olmanın gereğidir.

Bir topluma aydınlık sunacak kurumların başında gelen üniversitelerde de “saydamlık” olmazsa olmaz koşullardan birisidir.

Aşağıda sunacağımız bilgileri okuduktan sonra ülkemizde üniversitelerin akademik dürüstlük ve akademik saydamlık yönünden nerede bulunduğuna siz karar verin!...

***

Üniversiteler profesör, doçent ya da araştırma görevlisi ihtiyacı olduğunda  gazetelere ilan verirler. Ya da bu ihtiyaçlarını yazılı olarak diğer üniversitelere iletirler. Sizin bu ilan ve duyurulara ulaşmanız için ya tüm günlük gazeteleri takip etmeniz yada üniversitelerin çoğu zaman düzensiz duyuru panolarını takip etmeniz gerekir. Öyle değil mi?

Oysa bu ciddi sorunu ortadan kaldıracak basit çözümler vardır:

Üniversiteler öğretim elemanı ihtiyaçlarını merkezi bir organa (Yüksek Öğretim Kurulu ya da Üniversitelerarası Kurul) bildirebilirler ve ilanlar bu merkezi kuruluş tarafından aylık yayınlanacak bir gazetede ilan edilebilir ve ayrıca tüm üniversitelerin web sayfalarında duyurulabilir.

Bu oldukça basit ve her akıllı insanın asla karşı çıkmayacağı bir çözüm önerisidir. Fakat nedense yıllardır aynı yanlış sistem devam eder...

Niçin?

Gazetelere para kazandırmak için mi?

İlanı birilerinin görmemesi için mi?

Niçin?...

Bu sorunun cevabını mantıklı olarak açıklayacak hiçbir kimsenin olmayacağına inanıyorum...

Dahası var...

Bugün herhangi bir gazetede öğretim elemanı ilanı görüldüğünde biliyoruz ki, o kadro ilanı veren üniversitede görev yapan bir öğretim üyesi için açılmıştır. Bu herkesin bildiği ahlaksız bir teklif duyurusudur!..

Şeffaf değildir... Zira bu ilanı görmek için her gün günlük gazeteleri takip etmek gerekir..

Masraflıdır... Zira, ilan için gazetelere hiç de az olmayan ödemeler yapılmaktadır...

Danışıklı döğüştür... Zira, ilan kadroya atanacak kişi bilinerek verilir ve o kişi atanır. Dışarıdan bir kişinin o kadroya atanması ihtimali oldukça düşüktür.

Özetle, mevcut sistem üniversitelere yakışmayacak ahlaksızlıktan başka bir şey değildir.

Tekrarlayalım.. Çözüm oldukça basittir... Şunlar yapılmalıdır:

1.Üniversiteler öğretim elemanı ihtiyaçlarını merkezi bir organa (Yüksek Öğretim Kurulu ya da Üniversitelerarası Kurul) bildirmelidirler.

2. Merkezi organ, öğretim elemanı ilanlarını aylık yayınlanacak bir bültenle duyurmalıdır.Bu bültenin YÖK veya Üniversitelerarası Kurul tarafından yayınlanması ve tüm gazete bayilerine dağıtılması mümkündür. Bir başka öneri de şudur. Hazırlanan iş ilanı bülteninin özel bir kuruluşa ihale edilerek yayınlanması da sağlanabilir. İlanı yayınlayacak kuruluş reklam gelirleri ile bülteni yayınlayabilir. Bu sistemde bülten yayınlama dolayısıyla devlet üniversiteleri masraf yapmayacakları gibi, ihaleyi alan özel kuruluştan bir gelir dahi sağlayabilirler.

3. Öğretim elemanı ile ilgili duyurular ayrıca tüm üniversitelerin web sayfalarında yer almalıdır.

Bu önerileri bulmak için çok zeki ya da akıllı olmak gerekmez!

Samimiyet... Samimiyet... Samimiyet....

Biz üniversiteleri gerçekten iyileştirmek istiyor muyuz?