ÜNİVERSİTELERDE

BİLGİ, LİYAKAT, ERDEM...

 

 

Prof.Dr.Coşkun Can Aktan

 

 

 “Sadece bir iyi vardır, bilgi; ve sadece bir kötü vardır, cehalet.”

Sokrates

 

 “Bir insanın erdemi onun renginde, inancında, ırkında ya da ahfadında değil bilgisinde ve ortaya koyduğu hizmetlerindedir... Bilgi sahibi olmuş bir çobanın oğlu, cahil bir veliahttan daha yararlıdır ulusuna. Bilgi sizin gerçek soyluluk simgenizdir.”

Kahlil Gibran[i]

 

“Hiçbir şey aydınlanmadan daha onurlu değildir, hiçbir şey erdemden daha güzel değildir.”

Mingjiao[ii]

 

Erdemi öğretmemek, öğrenmemek, adaletle karşılaşıldığında

onu benimsememek ve iyi olmayanı değiştirememek;

işte benim kaygılarım.”

Konfüçyüs[iii]

 

“Bir cahilin sırf eskidir diye bir bilgilinin önüne geçirilmesi haksızlıktır.”

Koçi Bey [iv]

 

Üniversiteler bilginin üretildiği, öğrenildiği, öğretildiği kurumlardır. Üniversitelerin temel amacı ve işlevi bilgi üretmektir. Bilgi, olmazsa eğitim ve öğretime ihtiyaç olmaz. Bu nedenle, üniversiteleri eğitim ve öğretim kurumları olarak görmekten öteye üniversiteleri bilim üreten kurumlar olarak düşünmek daha doğrudur.

Bilim, zeki, erdemli ve liyakat sahibi insanların yapabileceği ve yapması gereken bir iştir. Gerçek bilim adamı, araştırmayı ve öğrenmeyi seven idealist insanlardır. Bilim adamı, bilimin ışığında ilerler ve etrafını aydınlatır. Bilim adamı, toplumda yaşayan insanlara örnek olmak zorundadır. Bilim adamı, davranışlarında ve eylemlerinde erdem ve ahlak en yüksek derecede önem verir ve vermek zorundadır.

Bugün ülkemizde üniversiteler öylesine bir konumdadır ki, bilginin, erdemin ve liyakatin adeta mumla arandığı yerler olmuşlardır. Bilginin üretilmediği, sadece aktarıldığı, kopyalandığı ve hatta çalındığı bir mekan durumuna düşürülmüştür. Üniversitelerdeki kirlilik bilgiyi de kirletmiştir. Bilim adamlarına olan saygı ve güven yok olmuştur. Liyakatten uzaklaşılmış, kayırma ve kollamacılık yaygınlaşmıştır...

Ben kendi adıma içinde bulunduğum akademik camiada mutsuzum, ama umutsuz değilim...  Bugüne kadar, tüm olumsuzluklara rağmen bilgiye ve  öğrenmeye olan heyecanımı ve saygımı muhafaza etmeye çalıştım... İdealist insanların bugüne kadar yaptıklarını okuyarak ve öğrenerek mücadeleden yılmamanın önemli olduğuna kendimi inandırıyorum...

Bir idealist Lübnan’lı şair Halil Cibran’ın şu sözleri bize mücadele için güç veriyor:

“Ey ihvan, bu iki alaydan hangisine mensupsunuz? Gecenin sessizliğinde kendi yalnızlığınızla baş başayken bu soruyu sorun kendinize.

Geçmişin Köleleri alayın mı, yoksa Geleceğin Özgür alayına mı mensup olduğunuzu bir yargılayın.”[v]

***

“İlim böyle konuştu ve elini yanan alnıma koyarak bitirdi:

 ‘Sürdür yürüyüşünü. Oyalanma, İleri gitmek mükemmelliğe doğru ilerlemek demektir. Yürü ve Yaşam’ın yolundaki keskin taşlardan ya da dikenlerden hiç korkma.’ “ [vi]


 

horizontal rule

[i] Halil Cibran, Sözler, İstanbul: Anahtar Kitapları, 2. b. 1998. s.65.

[ii] Zen Dersleri, (İng. Hazırlayan: T.Cleary), İstanbul: Anahtar Kitaplar, 1993. s. 21.

[iii] C.Can Aktan, Yeni Global Gerçekler, İstanbul: TÜGİAD yayını, 2000.

[iv] Koçi Bey Risalesi, (Sadeleştiren: Zuhuri Danışman), Ankara: Sevinç Matbaası, 1985.

[v] Halil Cibran, Sözler, İstanbul: Anahtar Kitapları, 2. b. 1998. s.41.

[vi] Halil Cibran, Sözler, İstanbul: Anahtar Kitapları, 2. b. 1998. s.82.