ÜNİVERSİTELERDE STANDARDİZASYON ve AKREDİTASYON

 

 

Prof.Dr.Coşkun Can Aktan

 

 

“Standartlar yerleştirildikten sonra, yönetim tüm çalışanların bunlara sıkı biçimde uymasını sağlamlıdır.İnsan yönetimi budur. Eğer, yönetim, çalışanların yerleşik standart ve kurallara uymasını sağlayamıyorsa, yaptığı diğer şeylerin hiçbir önemi yoktur.... Standartların olmadığı yerde iyileştirme de olmaz.”

Masaaki Imai[i]

Standart, belirli bir amacın gerçekleştirilebilmesi için gerekli ve yeterli nitelik düzeyi olarak tanımlanabilir. Akreditasyon ise belirli bir malı üretmeye veya hizmeti vermeye aday bir kurum veya kuruluşun belirlenen standartlar çerçevesinde yeterliliğinin saptanmasıdır. Akreditasyon “standard” sözcüğünden bağımsız düşünülemez.[ii]

Üniversitelerde eğitim-öğretim ve araştırma kalitesinin ve bu konularda akademik performansın iyileştirilmesi için “standardizasyon” ve “akreditasyon” büyük önem taşımaktadır.

Standardizasyon ve akreditasyonun temel fonksiyonu, kabul edilebilecek kalite ve performans kriterlerini saptaması açısından, kalite güvencesi olmasıdır. Diğer temel fonksiyonu, organizasyon dışından değerlendirme yaparak eğitim-öğretim ve araştırma  kurumlarının ve performansının iyileştirilmesine katkısı nedeniyle kalite iyileştirmedir. Akreditasyonun fonksiyonu bu iki fonksiyonu da yerine getirmek durumundadır. Akreditasyonun bir diğer temel özelliği de, sürekli olmamasıdır. Yani, akreditasyon, bir kere akredite olan bir kurumun belgelenen niteliklere sürekli sahip olacağı anlamına gelmez. Bunun belirli aralıklarla yenilenmesi gerekir.[iii]

Standardizasyon Gerekli mi? Nerede Başlamalı, Nerede Bitmeli?

Üniversitelerde standardizasyon deyince bundan başlıca şu konuları anlayabiliriz:

 

§         Ders programlarının oluşturulması,

§         Derslerde okutulacak olan materyallerin belirlenmesi,

§         Öğrencileri üniversitelere kabul için gerekli kriterler,

§         Öğretime elemanlarının mesleğe giriş kriterleri,

§         Öğretim elemanlarının kariyerlerinde ilerleme ve kadroya atanma kriterleri,

§         Genel olarak performans değerlendirme ve ölçme kriterleri,

§         Üniversiteler arasında rekabeti ve mobiliteyi sağlayacak kriterler vs.

Önemle belirtelim ki, bu ve daha bir çok konuda yüksek öğretim kurumlarında standardizasyona gidilmesinin yararları kadar bazı sakıncalarının da dikkate alınması gerekir.

Standardizasyonun ve aynı zamanda akreditasyonun yararları bugün artık tereddütsüz kabul edilen bir gerçektir. Standardizasyon, organizasyonel performansı artıracak önemli bir uygulamadır. Ancak bazı sakıncalarının da gözardı edilmemesi gerekir.

Bazı sorularla düşünme yeteneğimizi geliştirmeye çalışalım ve analizler yapmaya çalışalım:

Üniversitelerin aynı eğitim veren programları arasında ders programları arasında bir standardizasyona gidilmesi doğru mudur? Bu tekdüzelik yaratarak bilimin gelişmesini engellemez mi?

Bir doktora eğitiminde hangi derslerin okutulacağı nasıl tespit edilmelidir? Bu konuda karar her üniversitedeki bölümlerin kendi takdirlerine mi bırakılmalıdır? Yoksa, tüm üniversitelerde okutulacak dersler arasında bazı uyumlar ve asgari standartlar tespit edilmesi gerekir mi?

Öğretim elemanlarının mesleğe giriş ve yükseltilmesi ile ilgili standartların belirlenmesi üniversiteler üstü merkezi bir  organa mı bırakılmalı? Yoksa bu standartları ayrı ayrı üniversitelerin yetkilerine mi terk edilmeli?

Tüm bu konuların “akademik özgürlük”, “akademik özerklik” ve “akademik demokrasi” gibi kavramlarla çok yakın bir ilgisi bulunmaktadır.

Öneriler...

Benim bir bilim insanı olarak kendi kanaatim şudur:

Standardizasyonun ve aynı zamanda akreditasyonun yararları bugün evrensel düzeyde kabul görmektedir.  Sorun, standardizasyonun hani alanlarda olacağı ve belirlenecek standartların sınırları ile alakalıdır.

Kişisel önerilerimi şu şekilde sıralayabilirim:

Üniversitelerde akademik ünvanlara atanma ve yükseltilme standartları (kriterleri) mutlaka üniversiteler-üstü bir organ tarafından belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Bu türde bir standardizasyonun “akademik özerklik” ile bağdaşmayacağı iddiasını ciddiye almamak gerekir.

Üniversitelerde akademik personelin daha yüksek performansla çalışmaları için teşvik edici araçlar mutlaka üniversiteler-üstü bir organ tarafından önceden standartlar (kriterler) olarak  tespit edilmeli ve uygulanmalıdır. Örneğin, uluslararası hakemli dergilerde yayınlanacak makaleler içi bir parasal ödül konulacaksa, bu tür bir teşvik aracının tüm üniversiteler için geçerli olabilecek bir standarda dönüştürülmesinde yarar vardır.

Lisans ve lisans üstü programlarda okutulacak dersler yine  uluslararası başarılarıyla tanınmış üniversitelerin programları incelenerek “benchmarking” yöntemi ile tespit edilmelidir. Bu yetki üniversiteler-üstü bir organ tarafından belirlenmelidir. Ders programlarının kapsamı çok geniş olarak tespit edilmeli, bölümlerin programlarına ders seçebilme imkanı olmalıdır.

Önemle ve altını çizerek belirtelim ki, bu önerilerimizin “merkeziyetçilik”  ve “özerklik-dışı” olarak ele alınmaması gerekir.

Özerkliğin de, yerinden yönetimin de sınırları vardır... Her konu üniversitelerin ve öğretim elemanlarına bırakılacak olursa yozlaşma kaçınılmaz olur.


 

horizontal rule

[i] Helio Gomes, Kaliteli Sözler, İstanbul: Sistem Yayıncılık, 1998.s. 59 ve 141.

[ii] “Öğretmen Eğitiminde Akreditasyon:İngiltere Ve A.B.D. Örnekleri”, http://www.yok.gov.tr/egitim/ogretmen/ogretmen_egitiminde_kalite.htm

[iii] Bkz: Erkan Rehber, Yüksek Öğretimde Kalite Sorunu ve Akreditasyon, Bursa: Uludağ Üniversiesi Yayını, 2002. s.139-140.