YÜKSELEN EKONOMİLER VE YENİ FIRSATLAR

 

 

Modern toplumların gelişme ve ekonomik açıdan büyüme süreçlerinde uluslararası ticaretin oldukça etkin bir yeri vardır. Uluslararası ticaret, toplumların diğer toplulukların varlığından haberdar olup, ulaşım imkânlarını sağladıkları zamandan günümüze değin önemini sürekli arttırmış, ülkelerin gelişiminde büyük bir yere sahip olmuştur. Dış ticaret 21. yy. küresel ekonomik düzeninde de ülkelerin genel ekonomik politikalarında büyük yer edinmektedir.

Ülkelerarası sınırların yok olduğu, ilişkilerin zamanla daha iç içe girdiği küresel yeni dünya düzeninde, ülkelerin kendi sınırlarını kapatarak, yerel endüstri ve ekonomik avantajlar üzerine odaklanmış içsel ticaret politikalarını uygulamaları imkânsızdır. Bu tür içe kapalı politikalar 1980’li yıllardan beri etkisini kaybetmiştir.

Bir çok akademisyen rekabet gücü ve ülkenin dış ticaret performansı arasındaki ilişkilerin düzeyini araştıran çalışmalar yapmıştır. Ülkelerin belirli mal veya sektörlerdeki ihracat payı azaldığında ya da ülkeye giren ithal malların miktarı arttığında ülkenin rekabet gücünün azaldığı Rugman ve D’Cruz (1989) tarafından ifade edilmiştir[1]. Ülkenin rekabet gücündeki değişimlerin doğrudan dış ticaret performansıyla ilgili olduğu Cas ve arkadaşlarınca belirtilmiştir[2].

Dış ticaret ve ülkenin rekabet gücü arasındaki ilişkinin boyutu üzerinde daha önce yapılan çalışmalar, verimlilik, dış ticaret performansı ve milli gelirdeki artışlar üzerine yoğunlaşmıştı. Markusen (1992)[3], ülkenin rekabet gücünün ve dış ticaret performansının ülkedeki endüstriyel verimlilikten ve dış ticarete yönelik endüstrilerdeki verimlilik düzeyinden etkilendiğini savunmaktadır. Ayrıca Ezeala-Harrison(1995)[4], dış ticaret performansındaki değişimlerin rekabet gücünü doğrudan etkilediğini ifade etmektedir.

Dış ticaret ve rekabet gücü arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için yapılan çalışmaların bir bölümü de, yükselen ekonomilerin ihracat performansı ve uluslararası rekabet gücünü araştırmaya yöneliktir. Bu çalışmalarda uluslararası rekabet gücü ve ihracat performansı arasındaki ilişkiler ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Türkiye’nin ihracat performansının analiz edildiği çalışmada 1980 sonrası performansı mükemmel olarak nitelenip, ihracattaki artışın ülkenin gelişmesinde önemli yere sahip olduğu Celasun ve Rodrik(1989)[5] tarafından belirtilmektedir. Bu çalışmada Türkiye’nin ihracat performansında hükümetlerin verdiği ihracat teşviklerinin, coğrafi konumun ve Ortadoğu pazarına yakınlığın etkili olduğu vurgulanmaktadır. Anand ve arkadaşları (1990)[6] da yaşanan gelişmeyi Türk mucizesi olarak niteleyip, Türk lirasının değer kaybetmesine (devalüasyon) izin verilmesi ve diğer makro politikalarla da desteklenmesiyle başarının sağlandığı söylenmektedir. Celasun ve Rodrik’in yaptığı çalışmadan farklı bir metotla aradaki ilişkiyi açıklayan Arslan ve Wijinbergen(1990, 1993)[7] de, ihracatta yakalanan başarının döviz kurlarının ülkedeki esnek yapısına, Türk lirasının değer kaybetmesine izin veren makro ekonomik politikaların uygulanmasına ve hükümetlerce verilen teşviklere bağlı olduğunu ifade etmiştir. Bu çalışmaların tümünde yapılan analizlerde toplam ihracat tutarları veri olarak alınmıştır.

YÜKSELEN EKONOMİLERDE İHRACAT REKABET GÜCÜ

Çalışmanın bu bölümünde Türkiye’nin de yer aldığı 22 yükselen ekonominin ihracat performansları, Uluslararası Ticaret Örgütünden (International Trade Centre) sağlanan verilerle hesaplanmaya çalışılmaktadır.[8] 1993-1997 yılları arasında bu ülkelerin gerçekleştirdiği 4 basamaklı SITC[9] kodlu tüm ihraç ürünleri çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmada ülkelerin ihracat performansları hesaplanırken, diğer çalışmalardan farklı olarak toplam ihracat rakamları yerine, bireysel ürün performansından hareketle toplam ülkenin ihracat performansına ulaşılmaya çalışılmaktadır. İhraç edilen tüm 4 basamaklı ürünlerin performansı, dünya ve yükselen ekonomilerin kendi arasındaki pazarlarının performanslarına paralel olacak şekilde hesaplanmıştır. Çalışmada beş yıllık süre içinde, ülkelerin 1 milyon dolardan fazla satış yaptığı ve aynı sürenin en az üç yılı ihracatın gerçekleştirildiği ürünler analiz edilmiştir.

Bu bölümde daha önce yapılan rekabet gücü çalışmalarından farklı olarak bireysel ürün rekabet gücünden hareketle, yükselen ekonomilerin toplam ihracat rekabet güçlerine ulaşmak hedeflenmektedir. Çalışmada göreli(nispi) ürün performansı araştırılmaktadır.

Analizin yapıldığı beş yıllık dönemde, eğer belirli bir ürünün ihraç miktarı, aynı ürünün toplam dünya ihracatındaki artış hızından daha hızlı artış göstermişse ya da azalmadan daha az miktarda azalma gerçekleşmişse, bu ürün rekabet gücü olan ve başarılı bir ürün olarak nitelenmektedir. Aynı dönemde ele alınan ürünün ihracat artışı, dünya ihracat artış hızından daha az bir artış göstermiş ya da azalmadan daha büyük azalma gerçekleşmişse, rekabet gücü olmayan başarısız bir ürün olarak adlandırılmaktadır. Tüm ihraç ürünlerinin performansları analiz kapsamına alınarak, çalışmaya dinamik yapı kazandırılması amaçlanmıştır.

Ayrıca 22 ülkenin ihraç ettiği 4 basamaklı SITC kodlu ürünler, kendi ihracat performanslarına göre, çok başarılı, başarılı, başarısız ve çok başarısız olarak sınıflandırılmaktadır. Beş yıllık süreçte dünya ihracat artışının ağırlıklı ortalamasının %10.2 olduğu varsayımına dayanarak dünya ihracat artışından daha hızlı bir artış gösteren ürünlerin başarılı bir performans yakaladığı kabul edilmiş ve çok başarılı olarak nitelenmiştir. Aynı ürünün dünya performansından daha iyi olan, fakat yukarıdaki orandan daha az farklılık gösteren ürünler başarılı kabul edilmiştir. Ürünün ihracat performansı, dünya ihracatı performansından kötü ise ve aradaki fark dünya ihracat artış oranından fazla ise ürün çok başarısız bir ürün olarak nitelendirilmiş, farkın bu orandan daha az olması durumunda ise ürün başarısız kabul edilmiştir.

 Ürünlerin bu şekilde sınıflandırılmasındaki amaç, ülkenin ihracat ihraç ürünlerinin tek tek performanslarının ortaya konularak toplam ihracat rekabet gücüne ulaşılmasıdır. Literatürde yer alan bilimsel çalışmaların çoğunluğunda toplam ihracat rakamlarıyla çalışılması, ürün bazlı çalışmaların yetersiz oluşu, ülkelerin dış dünyadaki performanslarını arttıracak ürünleri belirlemesini engellemektedir. Ülkelerin dünya piyasasındaki yerlerini belirlemede ihracat performansları tek belirleyici unsur olmamasına karşın, yıkıcı rekabette başarılı olmanın yolu, ülkelerin ihraç ettikleri ürünlerin performanslarını tanıyabilmesinden geçmektedir.

Çalışmanın amacı yükselen ekonomilerin uluslararası ticaret platformunda performanslarının ortaya çıkarılması, birbirlerine göre ihracat rekabet gücü açısından konumlarının belirlenmesi ve örnek ülke olarak ele alınan Türkiye’nin ihraç ürünlerinden hareketle, ihracat rekabet gücüne etki eden faktörlerin analizidir. Böylece bu ülkelerin global rekabetteki yerleri ve ihracat rekabet gücü açısından konumları karşılaştırılıp, ülkelerin ulusal rekabet gücüne, ihracat rekabet güçlerinin etki derecesinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.

Çalışmada, ülkelerin ihraç ettikleri tüm ürünler sınıflandırıldıktan sonra, göstermiş oldukları performansa göre bir endeks oluşturulmakta ve yükselen ekonomilerin ihracat rekabet gücü açısından dünya pazarındaki ve yükselen ekonomilerin kendi içindeki yerleri gösterilmektedir. Daha sonra, yükselen ekonomiler arasından örnek ülke olarak Türkiye alınıp, ürünlerin ihracat rekabet gücü (performansı) ve ürünün katma değeri, ihracat teşvikleri, istikrarlı ihracat yapılıp yapılmadığı ve taşıma maliyetleri gibi faktörler arasındaki ilişki araştırılmaktadır. Bu ilişkinin ortaya çıkarılmasındaki amaç, ülkenin ihracat rekabet gücünü etkileyen faktörlerin belirlenmesidir. Bu aşamada aradaki ilişkinin ortaya çıkarılması için regresyon analizi kullanılmıştır.

Mikro düzeyli diyebileceğimiz çalışmayla ürün bazlı sonuçlara ulaşılabilmek amaçlanmaktadır. Böylece dış ticaret ile ilgili stratejiler üreten kamu ve özel sektör yetkililerine ihraç edilen ürünlerin performansları hakkında bilgi verilerek, kaynakların doğru ve etkin kullanılması amaçlanmaktadır.


 

[1] A. Rugman ve J. D’Cruz (1989) Fast Forward: Improving Canada’s International Competitiveness, Toronto: Faculty of Management, University of Toronto ve

H. W. Arndt, (1993) “ Competitiveness” Discussion Paper, No: 20, Center for Economic Policy Research, Australian National University.

[2] A. Cas (1988) “Productivity Growth and Changes in the Terms of Trade in Canada” Empirical Methods for International Economics, ed. : R. Feenstra, Cambridge: MIT Press.

[3] J. R. Markusen (1992), Productivity, Competitiveness, Trade Performance and Real Income: The Nexus Among Four Concepts, Minister of Supply and Services, Canada.

[4] F. Ezeala-Harrison (1995) “Canada’s Global Competitiveness Challenge: Trade Performance versus Total Factor Productivity Measures” American Journal of Economics and Sociology,  no: 54 (1), ss. 57-78.

[5] M. Celasun ve Dani Rodrik (1989) “Debt, Adjustment and Growth: Turkey”, Developing Countries’ Debt, ed.: J. Sachs, Chicago: University of Chicago Press and NBER.

[6] R. Anand, A. Chhibber, R. Rocha ve S. van Wijnbergen (1990), “External Balance and Growth in Turkey: Can They Be Reconciled?” The Political Economy of Turkey:Debt, Adjustment and Sustainability, ed.: Aricanli and D. Rodrik, New York: MacMillan Press.

[7] R. Anand, A. Chhibber, R. Rocha and S. van Wijnbergen (1990), age.

[8] Bu bölümde yapılan analizler ve hesaplamalar konusunda metodolojik açıklamalar için çalışmanın sonunda yeralan Ek’e bakınız.

[9] SITC: Standart International Trade Classification.

 

Kaynak: Prof.Dr. C.Can Aktan, Yrd.Doç.Dr.Emin Çivi ve Yrd.Doç.Dr.İstiklal Y. Vural " İhracat Stratejisi", (II. Muhammet Külünk İhracat Araştırmaları Yarışması, Birincilik Ödülü.)