MERKANTİLİZM VE FİZYOKRASİ

purp.gif (1116 bytes)

 

document.gif (356 bytes)

Bu konuda İNGİLİZCE VE TÜRKÇE KAYNAKLAR'a ulaşmak  için lütfen yandaki ikonu tıklayınız.

 

MERKANTİLİZM

Merkantilizm, 1450-1750 yılları arasında yani Ortaçağ ve Fizyokrasi arasındaki dönemde gelişen iktisadi düşüncelerin bütünüdür. Merkantilistlerin temel ilkeleri şöyledir:

- Merkantilizm, moneter bir doktrindir. Amaç, para miktarını arttırmaktır. Değerli madenlerin hakimiyeti esasına dayanan bu görüşte milli servet değerli madenlerin çokluğuyla ölçülür.

- Müdahaleci bir doktrindir. Devletçiliği benimseyen bu görüşte devlet, iktisadi faaliyetleri belirlemeli ve yönetmelidir.

- Yukarıdaki iki ilke, beraberinde «dış ticarete önem verme» ilkesini getirir. Buna göre dış ticaret, ülkeye daha çok değerli maden girmesi için yapılmalıdır. Amaç, aktif (ihracat>ithalat) bir dış ticaret bilançosudur.

- Merkantilizmin sanayileşme anlayışı, nüfus artışını da beraberinde getirir. Çünkü, emek arzının artışı ücretleri düşüreceğinden sanayi üretimi ve ihracat artar.

- Nüfus hareketleri ve tarımsal üretim ilişkisi (tarımsal üretimin arttığı dönemlerde toplam tarımsal gelirin düşmesi) şeklindeki King Kanunu ilk kez bu dönemde ortaya konmuştur.

- Paranın miktar teorisinin çok ilkel bir ifadesi burada yer alır. Buna göre; MV=PT şeklindeki Fisher denkleminde V' nin etkisi açıkça belirlenmemekle beraber lüks mal talebinin yükselişinin fiyat artışlarını körüklemesi dolayısıyla harcamaların hızlanması (J. Bodin) şeklindeki tespit, V' nin kavranmış olduğu şeklinde yorumlanabilir.

- Paranın değeriyle ilgili olarak da madeni paraların ayarındaki değişmelerin piyasalarda dengesizliğe yol açacağını savunan «kötü para iyi parayı kovar» ilkesi de bu dönemden kalan bir görüştür.

 FİZYOKRASİ

- Doğal düzeni savunan bu görüşe göre toplumsal ve ekonomik kurallar doğal bir kanun gücüyle oluşur.

- Üretimde tek verimli alan tarımdır. Tarım, tüketilenden daha fazla üretime yol açar. Oluşan bu fazlalık Fizyokratlar' ca «net hasıla»olarak ifade edilir. Diğer faaliyetler (ticaret, sanayi) ise kısırdır, çünkü net hasıla oluşturmazlar.

- Gelir dağılımı teorisi açısından net hasılaya dayanarak toplum üç sınıfa ayrılır. Verimli sınıf (çiftçiler), toprak sahipleri, kısır sınıf (sanayici ve tüccarlar). Quesnay tarafından oluşturulan «ekonomik tablo»ya göre bu sınıflararası gelir dağılımı şöyledir: Çiftçiler, topraktan sağladıkları net hasılayı toprak sahiplerine kira olarak verirler. Toprak sahipleri, toprağın işletilmesinin bedeli olan bu net hasılayı alırlar. Kısır sınıf ise hammaddeyi işlenmiş maddeye dönüştürmek için imalathane ve işçiye ihtiyaç duyar. Bu yüzden bu sınıfın elde ettiği net gelir, diğer iki sınıfa dönmek zorundadır. Bu «ekonomik tablo», genel denge modellerinin» başlangıcı sayılır.

- Tek verimli alan tarım olduğuna göre vergi, sadece tarımdan alınmalıdır.

- İhracat, tarımsal ürünlere dayanmalıdır.

- Değerin kaynağı tarımdır.

- Sermaye sadece tarımsal yatırımlarda kullanılmalıdır.

- Faiz, tarımsal sermayenin kazancıdır.

 

Kaynak: Coşkun Can Aktan, Politik İktisat, İzmir: Anadolu Matbaası, 2000. adlı kitaptan alıntılarla hazırlanmıştır.

bullet Ayrıntılı bilgi için yukarıda belirtilen kitaba başvurabilirsiniz.