Mali ve Parasal Saydamlık



  

   Mali ve Parasal Saydamlığın Önemi

 

 

  C.Can Aktan & İstiklal Y. Vural & Y. Tuğrul Karaaslan

 

Mali saydamlık, sadece kamu harcamalarının izlenmesine ve kontrolüne imkan sağlayan bir araç değil, daha geniş bir anlamda kamu ekonomisine ve kamu mali yönetimine ilişkin bilgilerin ve hesapların halka sunulmasını hedefleyen bir politikadır. Bunun yanısıra, iktisat politikalarına ilişkin planların, niyet ve projeksiyonların kamuoyunun bilgisine sunulması da mali saydamlık kavramı içerisinde değerlendirilmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde mali saydamlığın ne derece önemli olduğu anlaşılabilir. Mali saydamlık, her şeyden önce kamusal kaynakların doğru ve yerinde harcanması ve yapılan harcamaların halk tarafından izlenmesi açısından önemlidir. Mali saydamlık, milletin, devlete emanet edilen kaynakların nasıl kullanıldığını izlemesini sağlar. Milletin devleti daha iyi izleyebilmesi, politikacıların ve bürokratların kamu yararına daha uygun davranmasını teşvik eder.  Bu yüzden saydamlık, kamusal kaynakların dağılımında etkinliğin ve verimliliğin sağlanmasını özendirir ve kamu yönetimini yetkinleştirir. (Atiyas & Sayın, 2000)

Mali saydamlığın önem kazanmasında globalleşme ve dolayısıyla uluslararası sermaye hareketleri de etkili olmuştur. Globalleşme ve beraberinde ortaya çıkan “global piyasa başarısızlıkları” neticesinde  mali saydamlık global ölçekte önem kazanmıştır. Globalleşme sürecinde başlıca üç tür global piyasa başarısızlığı gündeme gelmiştir. Bunlar; asimetrik enformasyon, negatif dışsallıklar ve uluslararası hukuk ve uluslararası yaptırımların yetersizliği başlıkları altında toplanabilir. (Emil & Yılmaz, 2004:12.)

İlk olarak, uluslararası yatırımcılar borç verdikleri ülkelerin ekonomisi ve kamu maliyesinin genel durumu hakkında borçlanan ülke otoritelerine göre daha az bilgi sahibidirler. Uluslararası alanda ortaya çıkan bu “asimetrik enformasyon” olgusu uluslararası yatırımcılarının daha fazla bilgilendirilmesine imkan sağlayacak kurallar oluşturulmasına ihtiyaç doğurmuştur.

İkinci olarak, eksik enformasyon dolayısıyla bir ülkede ortaya çıkacak bir krizin diğer ülkelere bulaşması ve yayılması yüksek ihtimal dahilindedir. Bu tür “negatif dışsallıklar” da, global sermaye piyasalarında bazı kuralların oluşturulmasının gerekli olduğu inancını kuvvetlendirmiştir.

Global  piyasa başarısızlığının üçüncü unsuru borç verenlerin herhangi bir olumsuzluk durumunda alacaklarını garanti altına alabilmelerine yardımcı olabilecek bir uluslararası sözleşme ve yaptırım hukukunun bu piyasalarda geliştirilememiş olmasıdır.

İşte başlıca bu üç tür global piyasa başarısızlıkları dolayısıyla ortaya çıkabilecek muhtemel krizlere önleyici bir tedbir olarak mali ve parasal politikalarda saydamlık ilkeleri gündeme gelmiştir. Özellikle, 1990’lı yıllarda ortaya çıkan ve etkileri neredeyse tüm dünyada hisedilen Asya Pasifik krizi sonrasında uluslararası kuruluşların global sermaye piyasalarına yönelik bazı ilkelerin benimsenmesi ve uygulanması yönünde çalışmaları hızlanmıştır. Bu konuda ilk çalışmalar Uluslararası Para Fonu (IMF) girişimleri ile başlatılmıştır. IMF tarafından mali ve parasal politikalarda saydamlık ilkeleri ve ayrıca muhtelif uluslararası organizasyonlar tarafından, genel olarak ekonomi politikası yönetimine ilişkin kurallar ve ilkeler oluşturulmuş ve yayınlamıştır. Bu çalışmanın asıl konusu mali ve parasal politikalarda saydamlıktır.

 

 

© COPYRIGHT 2007 ALL RIGHTS RESERVED CANAKTAN.ORG

Tüm hakları saklıdır. Bu web sayfasında C.Can Aktan & İstiklal Y. Vural & Y. Tuğrul Karaaslan tarafından yayınlanan "Mali ve Parasal Politikalarda Saydamlık" adlı makalenin bir kısmı yeralmaktadır. Bu web sayfasındaki bilgilerden yararlanıldığında bilimsel araştırma etik ilkeleri gereğince kaynak gösterilmesi gerekir.  Bu web sayfasındaki metinlerin tamamı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası hükümleri gereğince yazılı izin alınmaksızın hiç bir şekilde kullanılamaz.