Vergi Dışı Piyasa Ekonomisinin Etkileri

 

 

Prof.Dr.C.C.Aktan

 

Vergi dışı piyasa ekonomisi, yasal olan ve yasal olmayan yollardan verginin ödenmemesine yönelik eylem ve işlemlerdir. Bu çerçevede vergi kaçakçılığı, vergi imtiyazları ve vergi sığınakları vergi dışı piyasa ekonomisinin kapsamını oluşturur.  Vergi kaçakçılığı, yasal olmayan yollardan verginin ödenmemesi eylemidir ve bu fiilin yasalarda öngörülmüş cezasının olması beklenir. Buna karşın, vergi imtiyazları, yasal yollardan sağlanan istisna ve muafiyetlerden yararlanarak hiç vergi ödememe ya da düşük miktarda  vergi ödeme  durumudur. Vergi sığınakları, ise yasal boşlukları (legal loopholes) ifade eder.

Vergi dışı piyasa ekonomisinin devlet açısından sonucu “vergi kaybı”dır. Vergi kaybı ise devlet gelirlerinin azalması anlamına gelir. Devletin vergi gelirlerinin azalması ise sürekli artış eğiliminde olan kamu harcamalarının finansmanı sorununu gündeme getirir. Vergi gelirleri,  kamu harcamalarını karşılamakta yetersiz kalınca bütçe açıkları sorunu gündeme gelir. Bütçe açıklarının finansmanı ise ya mevcut vergi oranlarının artırılması ya da yeni ve/veya ek vergi ve benzeri mali yükümlülükler getirilmesi sonucunu doğurur. Vergileme sınırına yaklaşılmışsa ya da ülkede genel ya da yerel seçimlerin yapılacağı takvim yakınsa o zaman, siyasal iktidarlar vergi-dışı finansman kaynaklarına başvurmayı yeğlerler. Kamu harcamaları vergi dışında,  ya borçlanma, ya da para basma ile finanse edilir.

Buraya kadar anlatılanlar çerçevesinde vergi dışı piyasa ekonomisinin devlet açısından vergi kaybına yol açtığını ve bunun da  bütçe açıkları sorununu gündeme getirdiğini tekrarlayalım.

Bütçe açıklarının vergi ve vergi dışı kaynaklarla finansmanı ayrı mikro ve makro-ekonomik sonuçlar ortaya çıkarır.  Vergi ile finansman yönteminin (yeni vergiler konulması ya da mevcut vergi oranlarının artırılması) başlıca sonuçları şunlardır:

·           Vergi oranlarının ve vergi yükünün artması bireylerin tüketimlerini azaltır ve bunun sonucunda toplam talep seviyesinde azalma olur. Toplam talebin azalması ise müteşebbislerin yatırımlarını ve gelirlerini azaltır. Sonuçta ekonomide resesyon ya da durgunluk ortaya çıkar.  Duruma göre ekonomi daha da şiddetli bir ekonomik kriz ortamı olan depresyona girebilir.

·           Vergi oranlarının ve vergi yükünün artması bireylerin tasarruf etme gücünü daraltır, tasarrufların azalması ise makro ekonomide “yurt içi toplam tasarruflar”ın azalması demektir. Bunun sonucunda da  ekonomide gayrisafi yurtiçi yatırımlar azalır. Sonuç yine ekonomide daralma ve işsizliktir. Ekonomik büyüme ve kalkınma üzerindeki bu olumsuz etki gelir dağılımı üzerinde de kendisini gösterir. Üretimin azalması, yoksulluğun artmasına neden olur.

·           Vergi oranlarının ve vergi yükünün artması bireylerin çalışma gayreti ve işgücü verimliliği üzerinde de olumsuz etkiler meydana getirir. Daha fazla çalışmanın cazibesi kalmaz ve bireyler daha az çalışmayı ya da duruma göre hiç çalışmamayı (boşta kalmayı) yeğleyebilirler. Çalışma gayretinin azalması makro ekonomi açısından toplam işgücünün azalması demektir. Bir ekonomide toplam işgücünün azalması ise üretim üzerinde olumsuz sonuçlar doğurur.

·           Vergi oranlarının ve vergi yükünün artması işletmeler için ek bir maliyet getireceğinden bunun uluslararası rekabet gücü üzerinde olumsuz etkileri ortaya çıkar.  Ek vergi maliyeti dolayısıyla işletmelerin mal ve hizmetlerinin fiyatlarında artış olur ve işletmelerin rakiplerine göre rekabet gücü zayıflar. Öte yandan, ağır vergi yükünden kurtulmak isteyen bireyler ve kurumlar vergi imtiyazları elde etmek için yarışırlar. Vergi imtiyazları ise, daha önce de belirttiğimiz gibi vergi dışı piyasa ekonomisinin genişlemesi demektir ve sonuçta devlet açısından vergi kaybına neden olur.

Özet olarak kamu harcamalarının yeni vergiler konulması ya da vergi oranlarının artırılması yoluyla finansmanı sonucunda;

bullet

ekonomik büyüme yavaşlar,

bullet

fiyat istikrarı bozulur,

bullet

gelir dağılımında  adaletsizlik ortaya çıkar ve yoksulluk artar,

bullet

uluslararası rekabet gücü azalır,

Vergi dışı piyasa ekonomisinin sonucu olan vergi kaybı ve bunun  sonucunda ortaya çıkan bütçe açıklarının ortadan kaldırılması için vergi dışında borçlanma ve/veya para politikalarının kullanılması halinde ise şu  sorunlar gündeme gelir:

·           İç borçlanma ülke içinde faiz oranlarını yükseltir ve bunun sonucunda  özel sektördeki verimli kaynaklar verimli yatırım alanlarından kamu sektörüne kaydırılmış olur. Buna iktisat biliminde  “dışlama etkisi” (crowding out effect) denilmektedir. Böylece üretim ekonomisi daralmış ve rant ekonomisi genişletilmiş olur. Üretim ekonomisinin daralması sonucunda ekonomik büyüme ve kalkınma yavaşlar ve ekonomide bunun yansımaları olarak yeni sorunlar gündeme gelir.

·           Dış borçlanmaya başvurulması ise ülkenin döviz kaynaklarının dışarıya aktarılmasına neden olur ve bu da netice olarak ülkenin ekonomik refah düzeyinin artmasını engeller.

·           Para basma ise mahiyeti itibariyle enflasyonist bir finansman kaynağıdır. Para arzının artırılması ekonomide satın alma gücünü artırarak toplam talep seviyesinin yükselmesine neden olur. Bunun sonucu da fiyatlar genel seviyesinin artmasıdır.

Kaynak: C.C.Aktan, Vergi Dışı Piyasa Ekonomisi, Ankara: TOSYÖV Yayınları, 2000.