Klimetrik Ekole Yönelik Eleştiriler

Doç.Dr.Ahmet Uzun

Klimetrik ekolün iktisat tarihi yazımına olan katkıları yanında önemli sorunlara neden olduğu da iddia edilmektedir. Bunlardan birisi ekolün neoklasik iktisadı kullanılması nedeniyle iktisat tarihi analizlerini önemli ölçüde sınırladığı yönündedir. Ekol ilk günlerinden beri teorik çerçeve olarak neoklasik iktisadı kullanmaktadır. Neoklasik yapı ise iktisat tarihi analizlerinin ilgisini piyasaların önemli olduğu tarihsel olaylara ve konulara kaydırmıştır. Girişimcilik, işletme organizasyonu, hükümetlerin ekonomideki rolü gibi konulara daha az ilgi duyulmuştur.

Neoklasik iktisadın aynı tercih, teknoloji ve kaynak donanımının tüm tarihsel olaylarda aynı ekonomik sonuçları doğuracağı şeklindeki ahistorik yaklaşımı problemin esasını oluşturmaktadır. Çünkü bu yaklaşım ampirik gözlemlerden çok teorik varsayımları yansıtmaktadır. Böylece tabiat, piyasa dışı kurumların rolü, kültür, girişimcilik, teknik ve örgütsel yenilikler, siyaset, sosyal faktörler, ekonominin geliştiği ya da gerilediği tarihsel süreçler gibi iktisat tarihçilerinin ilgi odağı haline gelmiş olan hususların incelenmesi önemli ölçüde sınırlanmıştır. Bu noktada eleştirilerin neoklasik teorinin iktisat tarihi analizlerinde kullanılmasından ziyade onun, geçmiş ve bugünün ekonomilerinde var olan tüm sorunların ekonomik tarih analizleri için tek bir teori bütünü olarak kullanılmasına yönelik olduğunu belirtmek gerekir (Greif, 1997, 400-401). Bu durum sadece incelenebilecek konular dizisini azaltmakla kalmamış, aynı zamanda iktisat tarihinin iktisat teorisine olan katkısını da sınırlamıştır.

Ekole yönelik bir başka eleştiri hipotezlerin daima iktisat teorisinden çıkarılmasına ve onların doğrulanmasında istatistiki testlerin kullanılmasına yöneliktir. Bu yöntemin sağladığı faydanın aşırı ölçüde sınırlı olduğu ve dolayısıyla teorik hipotezlerin istatistiki testinin tarihsel bilgi içerisinde genel uygulanabilirlikten yoksun kaldığı iddia edilmektedir. İddianın sahipleri Hill ve Ende’e göre eski iktisat tarihi geçmişi geleceğin amaçları için, insanlığın gelecekte geçmişte olduğundan daha iyi bir hayat kalitesine ulaşabilmesi amacıyla kullandığı görüşündedirler. Bu daha genel ve önemli amaçlara ise sadece eski iktisat tarihinin insan tecrübesinin seyrine uygulanmasıyla ulaşılabilir. İddialarını doğrulamak için Polanyi kardeşlerin öğretilerini kullanan yazarlar, Karl ve Michael kardeşlerin düşüncelerinin tarihsel bilgiyi yeni iktisat tarihi sınırlarının ilerisine ulaştırdığı kanısındadırlar (Hill, Ende, 1994, 17-26).

Klimetrik ekol, tarih araştırmalarına getirdiği karşıtgerçek (counterfactual) yaklaşımıyla da eleştirilmiştir. Bir karşıtgerçek gerçeğe aykırı bir hadise olup, bazı gerçek hadiselerin etkilerini açıklamada kullanılmaktadır. Bu yaklaşımın en meşhur örneklerinden birisi Fogel’ın demiryollarının Amerikan ekonomisi üzerindeki etkilerini incelemesi esnasında demiryollarının olmadığını varsaymasıdır. Böylece 1890 yılındaki milli gelirle demiryollarının olmaması halinde ortaya çıkan hipotetik milli gelir arasındaki fark ölçülerek demiryollarının etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Geleneksel iktisat tarihçileri bu tekniği gerçek tarihin sadece gerçekleşmiş hadiselerle ilgilendiğini belirterek eleştirmişlerdir. Ekolün mensuplarının kullandıkları modellerin aşırı ölçüde karmaşık olduğu diğer bir eleştiri konusudur (Meiners-Nardinelli, 1986, 516). Buna göre klimetrik yaklaşımın sadece birkaç değişkenli, çerçevesi daraltılabilecek nispeten önemsiz problemler için uygun bir teknik olduğu öne sürülmektedir.

Yeni iktisat tarihi akımının içerisinde gelişmiş olan mülkiyet hakları okulu da çok küçük şeylerden çok büyük açıklamalar yapmakla eleştirilmektedir. Bu görüşe göre tarihi olaylar, önemli şahıslardan geniş sosyal trendlere kadar oldukça karışık faktörlerin sonucudur. Tarihi uygun bir tarzda yazmak için tarihsel fenomenleri tüm zenginliği içerisinde değerlendirmek gereklidir.

Klimetrik yaklaşım her geçen gün daha farklı eleştirilere maruz kalmaktadır. Örneğin klimetrisyenlerin, teorilerini ve istatistiki testlerini ekonomi disiplininin içerisinden aldıkları, bu yönüyle de (insancıl köklerine rağmen) onların daha çok iktisat bölümlerinde ikamet eden metodolojik pozitivistler oldukları söylenmektedir (Davis, 1998, 274). Klimetrisyenler kendilerine yönelik eleştiriler hakkında değişik cevaplar ortaya koymuşlardır. John Meyer, yapılan eleştirilere pek katılmamakla beraber onların gayet üretici yönlerinin olduğuna dikkat çekmektedir. Ona göre geçmiş kırk yıl içerisinde iktisat ve tarih hem klimetrisyenler hem de onları eleştirenler tarafından zenginleştirilmiştir. Meyer tüm siyasi öneri ve tavsiyelerin niteliği itibariyle karşıtgerçekler olduğuna işaret ederek, eleştirilere rağmen bu yöntemin klimetrisyenler tarafından ileride kullanılmaya devam edileceği ümidinde olduğunu belirtmektedir. Akımın, iktisat teorisi ve ekonometriyi tarihe katarak tarih incelemelerini dehümanize ettiği eleştirisine karşı Meyer, kendilerinin tarihçi değil, iktisatçı olmaları nedeniyle en iyi bildikleri şeylere önem verdiklerini ve klimetrisyenlerin sadece kantitatif alanda değil kalitatif olarak da gayet başarılı olduklarını ifade etmektedir (Meyer, 1997, 409-10).

Goldin yeni iktisat tarihi akımının karşılaştığı eleştiri ve direnişleri model kullanmaya ve istatistiki tekniklere olan yabancılıkla birlikte, elde edilen sonuçların halihazırdaki bilgilere zıt olmasına bağlamaktadır. İktisat tarihinde diğer ampirik iktisat alanlarından çok daha fazla geçmiş olaylarla ilgili fosilleşmiş bilgi bulunmaktaydı. Özellikle Amerikan ekonomik tarihiyle ilgili çalışmalar neticesinde bir çok farklı bilgiye ulaşılmıştı. Örneğin Fogel demiryollarının ekonomik büyüme için vazgeçilmez olmadığını, Temin Başkan Jackson’ın bankacılık politikalarının 1830 ve 1840’lı yılların ekonomik kargaşalığının sebebi olmadığını, Conrad ve Meyer köleliğin kârsız olmadığını, Engerman iç savaşın Kuzey eyaletlerinin sanayileşmesinde temel bir dürtü olmadığını, Thomas denizcilik yasalarının doğrudan Amerikan devrimine yol açmadığını ortaya koymuşlardır (Goldin, 1995,194, 205). Kısaca yeni çalışmalarla eski bilgilerin revize edilmesi direnişin sebeplerinden birisini oluşturmaktaydı.

horizontal rule

Kaynak:Ahmet Uzun, "Yeni İktisat Tarihi Akımı Ve İktisat Tarihi Yazımına Katkıları", Cumhuriyet Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi.