Yeni İktisat Tarihi (Klimetri)

Doç.Dr.Ahmet Uzun

Klimetrik (Cliometric) tabiri en basit şekliyle iktisat teorisi ile kantitatif tekniklerin tarih araştırmalarına uygulanması anlamına gelmektedir. Tarih düşüncesi –clio- ifadesinin ölçme tabiriyle birleşmesinden elde edilen cliometric kelimesini ilk defa matematiksel iktisatçılardan olup ilk klimetrik iktisat tarihçilerinden Lance Davis ve Jonathan Hughes ile ortaklaşa çalışmalar gerçekleştirmiş Stanley Reiter kullanmıştı. Bu tarihten sonra yeni iktisat tarihi akımı klimetrik ekol olarak da anılmaktadır. 

GİRİŞ

        İktisat tarihi yeni bir bilim dalı olma özelliği taşımaktadır. Bir bilim olarak iktisat tarihinin doğuşu hakkında farklı tarihler öne sürülmüştür. İktisatçılar, uzun süre iktisadi olayları ayrı bir bilimin konusu olarak ele almışlardı. Ancak zamanla özellikle de on sekizinci yüzyıldan itibaren iktisatçılar ele aldıkları olayların tarihi arka planını da inceleme ihtiyacı duydular. Bu aşamada özellikle Tarihçi ekole bağlı iktisatçıların çalışmaları bir hayli etkili ve belirleyici olmuştu. Böylece on dokuzuncu yüzyılın ortalarına doğru giderek bağımsız bir bilim olmaya başlayan iktisat tarihinin bu özelliği yirminci yüzyılın başlarında belirgin bir hal almıştı.

İktisat tarihinin doğuşunda olduğu gibi inceleme alanının ne olduğunda da farklı görüşler bulunmaktadır. Nitekim iktisat tarihini genel tarihin iktisadi olaylarıyla ilgilenen özel bir dalı olarak gören tarihçilere karşı, iktisat teorisinin gerçekler karşısında test edilmesini sağlayacak yardımcı bir bilim dalı olarak gören iktisatçılar bulunmaktadır. Tarihçiler iktisat tarihini yazılı tarih boyunca insanoğlunun içinde bulunduğu koşulları inceleyen bir bilim dalı, iktisatçılar ise geçmiş dönemlerin uygulamalı iktisadı olarak görmektedirler (Güran, 1991, 2). Bu görüş farklılığına rağmen gerçekte iktisat tarihi hem tarih hem de iktisat bilimi açısından önem taşımaktadır. Çünkü belirli sınırlar içerisinde iktisat tarihiyle iktisat bilimi hem aynı sorunları ele alırlar hem de aynı kavramsal araçları ve analitik kategorileri kullanırlar (Cipolla, 1991, 8). İktisat tarihi kendi araştırma sonuçlarıyla tarih ve iktisat bilimlerine katkı yaptığı gibi bu iki bilimin verilerinden de yararlanmaktadır. Çünkü iyi düzeyde bir iktisat tarihi yazımı ve öğretimi için iktisat teorisine ve kantitatif metodolojiye gerek vardır. Fakat aynı şekilde iktisat tarihi ve tarihsel istatistikler de iyi bir iktisat teorisi yazımı ve öğretimi için gereklidir. Ayrıca iktisat tarihinin tarih bilimini iyi düzeyde öğretmek ve yazmak açısından büyük önem taşıdığına da vurgu yapmak lazımdır (Sutch, 1991, 272).

Hem tarih hem de iktisat bilimi açısından taşıdığı önem iktisat tarihinin kısa sürede gelişmesine ve ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasına katkı yapmıştır. Bugün bir çok üniversitenin iktisat bölümlerinde iktisat tarihi ayrı bir bilim dalı olarak yer almakta ve değişik ülkelerde spesifik olarak iktisat tarihiyle ilgili bir hayli dergi yayınlanmaktadır. İngilizce olarak çıkan bazı dergiler arasında Journal of Economic History, Economic History Review, Journal of European Economic History, Explorations in Economic History, Research in Economic History ve Journal of Economic and Social History of the Orient sayılabilir. Bunların haricinde iktisatla ilgili diğer dergilerde de iktisat tarihi çalışmalarına rastlanmaktadır. İktisat tarihinin bu aşamaya gelmesinde hem bu disiplin içerisinde hem de genel tarih biliminde ortaya çıkan ekollerin önemli katkısı bulunmaktadır. Bu çalışmanın ana konusunu oluşturan yeni iktisat tarihi akımı iktisat tarihi disiplini içerisinde gelişmiş olup, sadece iktisat tarihi yazımına değil, aynı zamanda genel tarih incelemelerine de katkılar sağlamıştır. Fransız orijinli Annales tarih ekolü ile Marksist tarih ekolü de iktisat tarihi için faydalı sonuçlar doğurmuştur. Bu çalışmada tarihsel metodolojiyle ilgili ayrıntılı tartışmalara girmeden sadece yeni iktisat tarihi hakkında genel bir inceleme yapılması hedeflenmiştir.

Marksist ekol, tarihsel olayları analitik olarak analiz etmiştir. Üretim yapısı ve diyalektik materyalizm Marksist düşüncenin özünü oluşturur. Sınıf çatışmasını tarihin itici gücü olarak görmelerin rağmen, çoğu Marksist tarihçi tarihsel gelişmenin sınıf çatışmasına indirgenmesine karşı çıkar. Marksistler için tarih, materyalist bir temele dayanır ancak bundan meta-ekonomik ya da maddi olmayan faktörlerin ihmal edilmesi anlaşılmamalıdır. Marx, kapsamlı bir tarih bilgisine sahip iyi bir teorisyen olmakla beraber teori ve yorumda hatalar yapmıştı. O yüzden iyi bir Marksist iktisat tarihçisinin Marx’ın genel yaklaşımına bağlı kalması beklenir, fakat bunun her aşamada olmaması gerektiği belirtilmiştir. Bu açıdan Marksizmin her şeyden önce sosyal ilişkilerin analiz edildiği bir metot olarak görülmesi gerekmektedir (Cohen, 1978, 29-32). Literatürde iktisat tarihine yönelik Marksist yaklaşımlar konusunda Marksist teorideki gelişmelerin ışığında yeniden formülasyon yapma çabalarına rastlanması bu anlayışın örneği olarak görülebilir (Resnick-Wolf, 1982, 53-59). Bu tür çabalar tarihsel olayların değerlendirilmesinde teorilerin etkinliğini ve başarısını olumlu etkilerken, iktisat tarihi yazımına da katkıda bulunmaktadır.

Annales ekolü esas itibariyle ekonomiye yönelik bir metot değildir. Bu gruba mensup tarihçiler ağırlıklı olarak toplum ve uygarlıkların tarihleri üzerinde çalışmaktadırlar, ancak 1929’dan beri ekol bünyesinde yaşanan gelişmeler, ekonomik ve sosyal tarih arasında yakın bir bağlılığı beraberinde getirmiştir. Bu ekol, tarih araştırmalarında birbirine yakın disiplinlerin sağladığı bilgi ve araçları bir araya getirerek değişik seviyelerde analizler gerçekleştiren total bir tarih anlayışına sahiptir (Forster, 1978, 58). Marksist ve Annales ekolleri tarihin ilgi alanını siyasal olaylardan ekonomik ve toplumsal olaylara kaydırarak farklı bir zaman kavramının ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Siyasal olayların kısa dönemli niteliğine karşılık toplumsal ve ekonomik olayların uzun vadede biçimlenmeleri daha farklı bir zaman kavramını gerekli kılmıştı (Pamuk, 1988, 15). Böylece iktisat tarihi araştırmaları için önemli bir analiz aracı olarak uzun dönem kavramı ortaya çıkmıştır.

horizontal rule

Kaynak:Ahmet Uzun, "Yeni İktisat Tarihi Akımı Ve İktisat Tarihi Yazımına Katkıları", Cumhuriyet Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi.