FREIBURG İKTİSAT OKULU PERSPEKTİFİNDEN

EKONOMİK DÜZEN VE

EKONOMİK DÜZENİN KURALLARI (EKONOMİK ANAYASA)


Prof.Dr.C.Can Aktan

 

Ekonomik düzenin sağlanması için kural ve kurumların önemi üzerinde duran ve bu konuyu kendisine araştırma konusu olarak seçen ilk iktisat ve hukuk okulu Freiburg okuludur. Freiburg İktisat ve Hukuk Okulu, Almanya’ da Freiburg Üniversitesi'nde 1930'lu ve 1940’lı yıllarda Alman İktisatçı Walter Eucken ve hukukçu Franz Böhm’ün önderliğinde  ekonomik ve sosyal düzen üzerine yapılan çalışmalar neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu iktisatçı ve hukukçular amaçlarının politik ve ekonomik düzenin temel kural ve kurumlarını içerecek bir Ekonomik Anayasa oluşturmak olduğunu belirtmişlerdir. 

Freiburg okulu mensuplarının eserlerinde sıkça kullanılan ve üzerinde durulan temel kavramlara kısaca değinmekte yarar bulunmaktadır. "Ordnungsrahmen",  adı verilen kavram ile yasal kuramsal düzenin temel çerçevesi ifade edilmektedir.  Bu kavram yerine zaman zaman "Ordnungstheorie" adı verilen bir kavram da kullanılmaktadır. Türkçe’ye "Ekonomik Düzen" olarak çevirebileceğimiz bu kavramekonomik düzenin gereğini ve teorik temellerini inceler.  "Ordnungspolitik" (Ekonomik Düzen Politikası) kavramı ise, ekonomik düzen konusunda temel ekonomi politikası önerilerini araştırır. 

Freiburg Okulu mensuplarına göre sosyal düzen bütünüyle kendiliğinden oluşan,  gelişen ve ahenk içerisinde işleyen bir düzen değildir.  Bu yönüyle Freiburg Okulu mensupları Fizyokratların Doğal Düzen düşüncesine ve "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" sloganına karşıdırlar.  Onlara göre,  sosyal düzenin tüm alanlarında düzenin varlığından söz etmek mümkün değildir.  Sosyal düzenin bir alt alanını oluşturan ekonomik düzenin de bütünüyle kendiliğinden oluştuğunu ve ahenk içinde işlediğini söyleme imkanı yoktur.  Örneğin,  piyasa ve mübadele kendiliğinden oluşmuş düzenlerdir.  Ancak piyasa kendi doğal işleyişine bırakıldığında bazı olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Örneğin,  piyasada rekabeti engelleyecek bazı oluşumlar neticesinde ekonomik düzen ve ahenk bozulmaktadır.  Özetle,  Freiburg Okulu mensuplarına göre ekonomik düzenin kendi doğal işleyişine bırakılması sözkonusu olamaz.  Bu düzenin ilke, temel kural ve kurumlarının devlet tarafından oluşturulması,  kurumsallaştırılması ve düzenlenmesi gereklidir. 

Freiburg iktisat ve hukuk okulunda çok önemli bir yeri olan ekonomik düzen kavramı üzerinde biraz daha ayrıntılı durmakta yarar bulunmaktadır:

Ekonomik düzen nedir? Ekonomide niçin bir düzenlemeye ihtiyaç vardır? Ekonomik düzenin temel yapısını oluşturan piyasa kendiliğinden ahenk içerisinde işleyemez mi? Ekonomide bir düzen oluşturulmasının yararları nelerdir? Freiburg Okulu’nun ekonomik düzen teorisinde bu soruların analizi önemli bir yer tutmaktadır. 

Ekonomik Düzen, ekonomik birimlerin karar alanları ve faaliyetlerinin uzun dönemde yerleşmiş çevresel koşullarını belirleyen kural, norm ve kurumlar bütününü ifade etmektedir. (Thieme,1991;22) Ekonomik Düzen Teorisi ise ekonomik düzenin gerekliliğini,  işleyiş biçimini ve ekonomik düzenin temel ilke,  kural ve kurumlarını teorik düzeyde inceler.  En geniş anlatımıyla Ekonomik Düzen Teorisi,  ekonomik süreç içerisindeki insan davranışlarının temellerini oluşturan kural ve kurumların işleyiş biçimini araştırır.  

Bu açıklamalardan sonra ekonomide niçin bir düzene ihtiyaç olduğunu açıklayalım: Ekonomi; kıt kaynaklarla sınırsız insan ihtiyaçları arasında bir denge kurmaya çalışan bir bilim dalıdır.  Ekonomide kaynakların kıtlığı ve insanların ihtiyaçlarının sınırsız olması ekonomideki dengesizliklerin ve sorunların temelini oluşturur.  İnsanlar,  iş bölümü ve uzmanlaşma sayesinde kıt kaynakları en etkin bir biçimde kullanma imkanına sahiptirler.  Ancak kaynakların etkin kullanılabilmesi için ekonomide koordinasyon, yani bir düzene gerek vardır.  Son derece kompleks bir yapıya sahip olan piyasada  iş bölümü ve uzmanlaşmadan yararlanabilmek, ekonomide kaynakların etkin dağılımını ve kullanımını sağlamak, üretimle talep arasındaki dengesizlikleri ortadan kaldırmak, üretimin paylaşımındaki adaletsizlikleri mümkün olduğu ölçüde azaltmak gibi sorunların üstesinden gelebilmek için  ekonomik faaliyetlerin koordinasyonu düzenlenmesi gereklidir. 

Piyasada hangi malların,  nerede,  ne zaman,  nasıl,  hangi araçlarla kim tarafından ve kim için üretileceği gibi sorunlar ekonomide bir koordinasyon düzenine ihtiyaç gösterir.  Piyasada ekonomik birimlerin ekonomik faaliyetlerinin koordinasyonu, bir sistem ve düzen içerisinde yürütülmesi için ekonomik birimlerin uyması gereken bazı kural,  norm ve kurumlara ihtiyaç vardır.  Bu kural norm ve kurumlar bütünü, modern toplumlarda genellikle yasalarla belirlenmektedir.  Bu yasal düzenlemeler dışında ekonomik birimlerin faaliyetlerini ve davranışlarını düzenleyen bazı gelenek, örf ve adetler de bulunmaktadır. 

Walter Eucken ekonomik düzen teorisi alanındaki çalışmalarında piyasa ekonomisinin "kurumlaştırıcı ve düzenleyici" ilkelerini ortaya koymaya çalışmıştır.  Eucken’ e göre,  piyasa ekonomisinin "oluşması ve kurumsallaşması" için başlıca yedi ilke gereklidir.  Bu ilkeleri kısaca inceleyelim (Thieme,  1991; 39 vd):

1.Tam Rekabet:  Mal ve hizmet piyasalarında fonksiyonel işlerliğe sahip bir fiyat ve rekabet sistemi varolmalıdır.  Piyasaların arz ve talep cephelerinde ne satıcı ne de  alıcıların piyasa fiyatını kendi lehlerine etkileyemeyeceği koşullarını içeren bir ortam yaratılmalıdır. 

2.Parasal İstikrar:  Fiyatlar genel seviyesinin istikrarı için parasal istikrar gereklidir.  Ekonominin ihtiyaç duyduğu para arzı,  kısa dönemli amaçlara bağlanarak değil, mümkün olabildiğince bunlardan bağımsız ve otomatik olarak belirlenmelidir. 

3.Piyasaya Giriş-Çıkış Serbestisi:  Piyasa ekonomisi düzeninde piyasalara giriş ve çıkışın serbest olması ve garanti edilmesi önem taşımaktadır.  Devletin piyasaya girişi engelleyecek uygulamaları

(örneğin; ithal yasağı,  piyasalara girişin sınırlandırılması vb. ) ve özel kesimin kartel,  tröst gibi oluşumlarına izin verilmemelidir. 

4.Özel Mülkiyet:  Eucken’ e göre serbest piyasa düzeninde,  tüketim malları ve özellikle üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet hakkı güvence altına alınmalıdır.  Bir başka ifade ile,  Eucken’ in piyasa ekonomisi düzeninde merkezi olmayan planlama ve yönlendirme görevi ekonomik birimlere bırakılmıştır.  Dolayısıyla kıt üretim faktörleri üzerindeki kullanım hakkı da adem-i merkeziyetçi olarak bireylere bırakılmıştır. 

5.Ekonomik Birimlerin Faaliyetlerinden Kendilerinin Sorumlu Olması: Üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet,  mülkiyet sahibinin tam sorumluluğu ilkesini de birlikte içerir.  Özel mülkiyet sahibini aldığı yanlış kararların sonuçlarını, diğer birimler üzerine yansıtması önlenmelidir. 

6.Sözleşme Özgürlüğü: Piyasa ekonomisinin oluşturulabilmesi ve kurumsallaştırılması için bir diğer ilke sözleşme özgürlüğüdür.  Piyasa ekonomisinde ekonomik birimlerin bireysel kararları sözleşmelerle yapılır ve bu sözleşmeler devlet güvencesi altında olmalıdır. 

7.Ekonomi politikalarında İstikrar ve Öngörebilirlik:  Ekonomi politikalarında kararların etkili olması,  sık sık değiştirilmemesi ve öngörülebilirliği önem arzetmektedir. 

Eucken yukarıda belirtilen ilkeler dışında bir de piyasa ekonomisinin "düzenleyici" ilkelerinden söz etmektedir. Eucken’ e göre düzenleyici ilkelerin devlet tarafından gerçekleştirilmesi gerekmektedir.  Bu ilkeleri  şu şekilde özetleyebiliriz:

1.Monopol Denetimi:  Devlet, rekabet düzeninin hukuki çerçevesi- ni oluşturarak monopol ve diğer aksak rekabet piyasalarını önlemeli ve rekabeti teşvik etmelidir. 

2.Gelir Dağılımının Düzeltilmesi:  Piyasa ekonomisinde sosyal hasılanın dağılımı adil değilse,  bunun devletin maliye politikası ve diğer ekonomi politikası araçları ile düzeltilmesi gereklidir. 

3.Asgari Fiyat (Taban Fiyat) Uygulaması:  Bazı piyasalarda arz,  fiyat değişmelerine kural dışı tepki gösterir.  Daha açık bir ifadeyle artan fiyatla arz azalabilir veya düşen fiyatla arz artabilir.  Bu duruma örnek olarak iş gücü piyasası gösterilebilir.  Böyle bir piyasada asgari ücret düzenlemesi gerekli olabilir. 

4.Dışsal Maliyetlerin Ortadan Kaldırılması:  Piyasa ekonomi- sinde ekonomik birimlerin karar ve faaliyetleri üzerinde dışsal maliyetler ortaya çıkabilir.  Bu tür negatif dışsallıklar, sorunun çözümü için devletin düzenleyici kararlar almasını gerektirir.     

5.Ekonomik Düzenin Hukuki Çerçevesi: Freiburg Okulu’ nun geliştirdiği Ekonomik Düzen Teorisi’  sinde ekonomik düzenin hukuki çerçevesini oluşturan kural, norm ve kurumlar bütünü Ekonomik Anayasa olarak adlandırılmaktadır.  Bir başka ifadeyle Ekonomik Anayasa, ekonomik birimlerin karar ve faaliyet alanlarını düzenleyen her türlü hukuki norm,  kural ve kurumlar bütününe verilen isimdir.  Hemen belirtelim ki, ekonomik düzen ile ekonomik anayasa farklı kavramlardır.  Ekonomik düzen,  ekonomik yaşama ilişkin hukuki norm kural ve kurumlar (Ekonomik Anayasa) olmaksızın da varolabilir.  Ekonomik yaşamda kendiliğinden oluşmuş kurallar (örneğin,  iş ahlakı kuralları) ve kurumlar ekonomik düzeni oluşturabilir.  Ekonomik anayasa ile ekonomik düzenin daha iyi işlemesi amaçlanmaktadır. 

Ekonomik anayasanın kapsamı ana hatlarıyla Tablo-VI.3’de gösterilmiştir.  Anlaşıldığı üzere  Ekonomik Anayasa,  ekonomik birimlerin karar ve faaliyetlerini etkileyen ve düzenleyen her türlü hukuki norm,  kural ve kurumlardan oluşmaktadır.

 

 

Tablo: Ekonomik Düzenin Hukuki Çerçevesi (Ekonomik Anayasa Hukuku)

1. Piyasa düzenine ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar

  • -Rekabet düzenine ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar (Rekabet Hukuku)

  • -Mülkiyet düzenine ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar (Mülkiyet Hukuku)

  • -Miras düzenine ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar (Miras Hukuku)

  • -Ticaret düzenine ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar (Ticaret Hukuku + İcra ve İflas Hukuku)

2. Çalışma ve hizmet düzenine ilişkin hukuki norm kural ve kurumlar (İş Hukuku)

3. Sosyal güvenlik düzenine ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar (Sosyal Güvenlik Hukuku)

4. Mali düzene ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar (Maliye Hukuku)

5. Parasal düzene ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar (Para ve Bankacılık Hukuku)

6. Dış ticaret düzenine ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar (Dış Ticaret Hukuku)

7. Entelektüel mülkiyet hakları düzenine ilişkin hukuki norm, kural ve kurumlar (Patent Hukuku)

Ve ilişkin diğer düzenlemeler....

Not: Ekonomik düzenin hukuki çerçevesi yukarıda sayılan alanlarla sınırlı görülmemelidir. Yukarıda yaptığımız tasnifin daha da genişletilmesi mümkündür.

 

Buraya kadar yaptığımız açıklamalardan anlaşıldığı üzere Freiburg okulu, ekonomide düzenin sağlanması için kurumsal altyapının (kural ve kurumların oluşturulması) önemi üzerinde duran bir yaklaşımı temsil etmektedir.  Freiburg okulu gibi kural ve kurumların önemi üzerinde duran bir diğer iktisat okulu kurumsal iktisat okuludur. Şimdi bu iktisat okulunun temel görüşlerini özetlemeye çalışalım.

 

 


 


 

Kaynak: C.Can Aktan, “Freiburg Okulunda İktisadi Düşünce: Ekonomik Düzen Teorisi, Ekonomik Anayasa Hukuku ve Sosyal Piyasa Ekonomisi”, İçinde: C.Can Aktan, Politik İktisat, İzmir: Anadolu Matbaacılık, 2000. s. 153-181