MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞI ve ENFLASYON İLİŞKİSİ

-Uluslararası Bazı Ampirik Araştırmaların Özetleri-

C. C. Aktan & S. Togay & U. Utkulu

 

   

 Cukierman-Webb-Neyapti Araştırması

Genel Değerlendirme ve Temel Bağımsızlık Kriterleri

Para politikası alanında çalışan iktisatçı, bilim adamları ve politikayı uygulayanlar merkez bankasının hükümetin diğer birimlerinden bağımsızlık derecesinin/düzeyinin özellikle para ve kredi hacminin genişleme hızını ve bu kanalla enflasyon ve bütçe açığı düzeyi gibi diğer makro değişkenleri de etkilediğini düşünmektedirler.

Fiyat istikrarı çabaları zaman zaman merkez bankalarının yerine getirdikleri diğer görevlerle uyumsuzluk göstermekte, hatta çatışabilmektedir. Hükümetin mali yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, mali açıkların para basımı ile finanse edilmesi, kalkınma projelerinin finansmanı vb. işlevleri açıkça merkez bankasının fiyat istikrarı sağlama göreviyle çatışabilmektedir. Çoğu hükümet fiyat istikrarı sağlamanın uzun-dönemli yararlarını kabul etmekle birlikte kısa dönemde diğer bazı fonksiyonlar daha ağır basmaktadır. Bu nedenle fiyat istikrarının temini merkez bankasının hükümetin baskısı ile yukarıda belirtilen bu diğer fonksiyonlarının (hiç değilse eğer enflasyonu artırıcı etkileri varsa) uygulanmamasını gerektirmektedir. Özellikle, hükümetin fiyat istikrarı dışında kalan alanlara daha önem ve öncelik verdiği durumlarda merkez bankasının fiyat istikrarı politikası izlemedeki bağımsızlığı önemli ve etkili bir kurumsal araç olarak değerlendirilmektedir.

Cukierman vd. (1992a) çeşitli merkez bankası bağımsızlık ölçütleri geliştirmekte ve bunları hem merkez bankalarının bağımsızlık düzeylerine göre sıralamasında, hem de gerçekleşen enflasyon ve bağımsızlık arasındaki ilişkilerin araştırılmasında kullanmaktadır. Dahası Cukierman vd. (1992a) bu alanda önceki çalışmalarda yapılan analizlere üç ayrı yenilik getirmekte ve daha ileri götürmektedir. Öncelikle, çalışmanın ülke seti daha geniştir (veri seti 21 gelişmiş ve 51 gelişmekte olan toplam 72 ülkeden ibarettir). Bu geniş veri seti gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankası bağımsızlığı arasında sistematik farklılıklar bulunup bulunmadığının araştırılmasına imkan vermesi yönünden önemlidir. İkinci olarak, çalışmanın kapsadığı zaman dilimi 1950 lere dek uzanmaktadır. Nihayet, çalışmada alışılmışın dışında büyükçe bir kaynak ağından beslenen çok geniş bir merkez bankası bağımsızlık enformasyonundan yararlanılmıştır. Yasaların ruhu ve gerçek yaşamdaki uygulaması genelde yasaların lafzından yani söylediklerinden daha önemlidir. Bu yüzden çalışma merkez bankası yasalarının belirleyici özelliklerini ele almanın yanısıra, 23 ülke için banka başkanlığına atanma sıklığını ve para politikaları alanındaki uzmanların konu ile ilgili anket yanıtlarını da değerlendirmeye almaktadır. Anket çalışması özellikle merkez bankası yasa ve yönetmelikleri ile bunların gerçek yaşamdaki uygulamaları arasındaki fark ve çelişkileri irdeleme ve açıklamaya yöneliktir. Merkez bankası bağımsızlığının bu çok yönlü anlamı nedeniyle çalışmada her bir yönü ayrıca ele alan farklı bağımsızlık göstergeleri kullanılmaktadır.

Çalışma, yalnızca kullandığı yöntem ve veri setindeki üstünlükler nedeniyle değil aynı zamanda ulaştığı anlamlı sonuçlar açısından da konu ile ilgili araştırmacıların başvuru kaynaklarından en önemlisi olarak kabul edilmektedir. Yazarlar herşeyden önce burada sözü edilen bağımsızlığın hükümete karşı kayıtsız şartsız bir bağımsızlık olmaktan çok fiyat istikrarı amacını izleyebilmedeki bağımsızlık (hükümet için daha önemli olabilecek diğer amaçlar pahasına dahi olsa) olduğunun özellikle altını çizmektedirler. Çalışmanın merkez bankasını karakterize etmedeki sistematik yapısı gelecek çalışmaların sistematize çalışmalar olabilmesinde önemli bir katkıda bulunmaktadır. Bu sistematik yapı içerisinde makale merkez bankalarının bağımsızlığına ilişkin dört farklı kriter getirmektedir:

·      yasal bağımsızlık,

·      guvernörün görevde kalma süresi (diğer deyişle guvernörün değişme sıklığı),

·      uzmanların konu ile ilgili ankete verdikleri yanıtlar ve

·      birinci ve ikinci sıralamaların toplamı (yani 1+2).

Yasal bağımsızlık kriteri, çalışmadan çıkan sonuçlara göre, gelişmiş ülkelerde fiyat istikrarının önemli ve istatistiki olarak anlamlı bir belirleyicisidir. Ancak, yasal bağımsızlığın gelişmekte olan ülkelerde anlamlı bir etkisi genel olarak görülmemektedir. Öte yandan, ampirik sonuçlar, merkez bankası başkanlarının (guvernörün) değiştirilme oranının/sıklığının yalnızca enflasyon olgusunu açıklamada anlamlı bir değişken değil, aynı zamanda ülkeler arasında enflasyonun farklılık göstermesinin anlamlı bir belirleyicisi olduğunu açıklamaktadır. Sonuçlar yasal ve gerçek bağımsızlık arasındaki sapmanın gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelere nazaran daha fazla olduğunu göstermektedir. Gelişmiş ülkeler grubunun kendi içerisinde enflasyon oranındaki farklılıkların açıklanmasında ise guvernörün değiştirilme oranı

istatistiki olarak anlamlı ve dolayısı ile belirleyici değildir. Uzmanların anketlere verdikleri yanıtların, ülkeler arası enflasyon farklılığının açıklanmasında guvernörün değiştirilme oranına ilişkin (yasal bağımsızlığa ilişkin değişkenler değil) önemli ek enformasyon sağladığı ortaya çıkmaktadır.

Alınan sonuçlara göre enflasyon ile merkez bankası bağımsızlığının düşük düzeyde bulunması arasında bir tür kısır döngü vardır: yani bu iki değişken (bankanın bağımsızlığını gösteren en uygun gösterge olarak burada guvernörün değiştirilme oranı kullanılmıştır) arasında iki-yönlü pozitif nedensellik mevcuttur. Düşük bağımsızlık düzeyi gelecekte daha yüksek enflasyona yol açmakta ve izleyen zaman diliminde bankanın gerçek bağımsızlık düzeyini azaltmaktadır. Çalışmadan çıkan sonuçlar, bu ilişkinin sadece tek yönlü olmadığını ve enflasyonu kontrol edebilmede sağlanan başarının bankanın bağımsızlık düzeyini artırdığını ortaya koymaktadır.

 

Yasal Bağımsızlık Ölçüleri

Yasal bağımsızlık şüphesiz gerçek bağımsızlığın ayrılmaz temel bir parçasıdır. Ancak, yasal bağımsızlığı ilgi odağı haline getiren başka nedenler de vardır. İlk olarak, yasa koyucunun Merkez Bankasına yüklemek istediği bağımsızlığın derecesini göstermektedir. İkinci olarak, Merkez Bankası bağımsızlığını sistematik olarak açıklamaya yönelik ve uygulamalı literatürdeki tüm çalışmalar sadece bağımsızlığın yasal tarafını dikkate alıp diğer yönleri ihmal etmişlerdir.

Cukierman vd. (1992a), yasal bağımsızlık endeksinin elde edilmesi sürecinde iki önemli ilkeye sadık kalmıştır. Birincisi, yalnızca kesinlik oranı yüksek ancak nispeten daha dar kapsamlı yasal özellikler dikkate alınıp, puanlamaya dahil edilmiştir. İkincisi ise, sadece yasada yazılı olan bilgi esas alınmıştır. Bu genel ilkelere bağlı kalınarak Merkez Bankasının yasal özellikleri öncelikle dört grupta toplanmıştır (bkz. Tablo IV.1). Bunlar;

·      guvernörün atanma, görevden alınma ve görev süresine ilişkin grup,

·      para politikasına ilişkin olarak Merkez Bankası ile hükümet arasındaki uyuşmazlıkların çözümüne ve Merkez Bankasının bütçe sürecine katılımına ilişkin politika oluşturma grubu,

·      Bankanın görevlerine ilişkin grup,

·      Bankanın kamu kesimine borç verebilme yeteneğine ilişkin kısıtlamalar; bu tür düzenlemeler kamunun doğrudan borçlanması ile ilgili miktar, vade, faiz oranı ve diğer koşullar ile kamu kesiminin menkul kıymet ihracı yoluyla Merkez Bankasından borçlanabilmesini sınırlamaktadır.

Daha detaylı bilgi için aşağıdaki kaynağa müraacaat ediniz..

 

 

 

 

© 2005, C.C.Aktan , S.Togay, U.Utkulu

 Kaynak: C.C. Aktan, S. Togay ve U.Utkulu,  Nasıl Bir Para Sistemi? İstanbul: İMKB Yayını.1998.