( Coşkun Can Aktan ve Özlem Özkıvrak, Devlet mi, Piyasa mı?Ankara: Tosyöv Yayınları, 2000. adlı çalışmadan alıntı)

TÜRKİYE’DE 500 BÜYÜK FİRMA ARASINDA KAMU VE ÖZEL SEKTÖR PERFORMANS KARŞILAŞTIRMASI

-Ampirik Bulgular-

 

Prof.Dr.Coşkun Can Aktan ve Araş.Gör. Özlem Özkıvrak

 

Bu bölümde İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl yapılan Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu başlığını taşıyan çalışma esas alınarak kamu ve özel organizasyonların performans karşılaştırması yapılmaktadır. Aşağıda İstanbul Sanayi Odası’nın 1999 yılında yayınlanan “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 1998” adlı araştırmasına dayalı olarak karlılık ve verimlilik göstergeleri ile finansal göstergeler yönünden her iki kesimin karşılaştırması yapılmaktadır.

Tablo 46'da Türkiye'deki 500 büyük kuruluşa ilişkin karlılık oranları, özel ve kamu teşebbüsleri ayrımı içinde sunulmaktadır. Karlılık analizinde üç farklı karlılık tanımı dikkate alınmıştır (Özmucur ve Bayazıtoğlu, 1999, s.171):

Satış Karlılığı=Bilanço Karı/Satış Hasılatı x 100

Özsermaye Karlılığı=Bilanço Karı/Özsermaye x 100

Aktif Karlılığı=Bilanço Karı/Toplam Net Aktifler x 100

Tablo'dan görülebildiği gibi 1980-1998 döneminde, 1985 ve 1986 yılları hariç, özel kesimin satış karlılığı değerleri, kamu kesimi satış karlılığı değerlerinden daha yüksek olmuştur. Aynı şekilde özsermaye karlılığı değerleri ve 1985 yılı hariç aktif karlılığı değerleri de özel kesimde kamu kesimine göre daha yüksek bir düzeyde gerçekleşmiştir. İncelenen dönem içinde özel kesimin karlılık oranlarının kamu kesimi karlılık oranlarına göre daha istikrarlı bir seyir izlediği de görülmektedir.

Tablo 46'dan izlenebileceği üzere, satış karlılığında özel kesimin 1980-1998 ortalaması % 7.7 iken, kamu kesiminin ortalaması sadece % 2.1'dir. Diğer yandan, kamu kesiminde satış karlılığının 1991 yılında negatif bir değere indiği ve ancak 1995 yılında yeniden pozitif bir değere ulaşabildiği de görülmektedir.

Kamu ve özel kesimin karlılık oranları arasındaki farklılık özellikle özsermaye karlılığında daha çarpıcıdır. Tablo 46'da görüldüğü gibi, 1980-1998 döneminde özel kesimin ortalama özsermaye karlılığı % 40.7 iken, kamu kesiminde bu değer % 5.4'tür. Kamu kesiminde, 1991-1994 döneminde satış karlılığında olduğu gibi özsermaye karlılığında da negatif değerlerin söz konusu olduğu görülmektedir.

Tablo 46'da sunulan aktif karlılığı değerlerine bakıldığında da özel kesimin kamu kesimine göre yine üstün bir durumda olduğu görülmektedir. İncelenen dönemde özel kesimde ortalama aktif karlılığı % 11.3 iken kamu kesiminde % 1.8'dir. Kamu kesiminde 1991-1994 döneminde aktif karlılığı değerlerinin de yine negatif olduğu görülmektedir.

Tablo 46'da sunulan veriler, genel olarak karlılık kriteri dikkate alındığında özel kesimin kamu kesiminden çok daha etkin olduğunu göstermektedir. Aslında, 1991 yılında hem kamu hem de özel kesimde karlılık oranları, incelenen dönemin en düşük değerlerine ulaşmıştır. Ancak, özel kesim kamu kesiminden çok daha kısa bir zamanda toparlanarak, 1992 yılında karlılık oranlarını yine eski düzeylerine yükseltmiştir.

Tablo 46

500 Büyük Sanayi Kuruluşu İçerisinde Kamu ve Özel Firmaların Karlılık Oranları (%)

 

Satış Karlılığı

Özsermaye Karlılığı

Aktif Karlılığı

 

Toplam

Kamu

Özel

Toplam

Kamu

Özel

Toplam

Kamu

Özel

1980

7.3

4.8

10.5

28.3

16.2

50.7

-

-

-

 

1981

5.8

3.8

8.2

31.7

22.0

42.9

-

-

-

 

1982

6.0

5.5

6.5

31.1

25.3

37.6

6.7

4.8

9.4

 

1983

5.7

4.4

6.9

24.2

18.0

31.0

6.1

4.0

9.3

 

1984

6.7

6.4

7.0

24.5

20.6

30.7

8.7

7.9

9.6

 

1985

8.6

10.8

6.1

28.7

26.8

33.6

9.6

9.9

9.0

 

1986

6.9

7.8

6.1

24.6

19.6

35.3

7.5

6.7

8.8

 

1987

8.2

7.1

9.1

30.9

18.5

54.4

8.8

5.9

13.0

 

1988

7.5

6.3

8.5

27.4

16.8

46.4

8.1

5.3

12.3

 

1989

6.3

4.4

7.8

20.7

10.1

39.0

7.3

3.8

12.2

 

1990

4.7

0.9

7.5

16.2

2.3

37.0

5.5

0.8

11.5

 

1991

-2.3

-12.0

4.8

-10.0

-44.5

24.8

-2.8

-11.3

7.5

 

1992

0.2

-10.1

7.2

1.0

-38.2

42.3

0.3

-10.0

12.0

 

1993

2.2

-7.7

8.1

12.3

-32.2

56.4

2.8

-7.3

12.9

 

1994

4.1

-4.6

9.8

20.4

-20.1

54.3

5.1

-4.4

15.1

 

1995

7.3

3.7

9.2

33.1

12.9

48.4

10.0

3.8

14.8

 

1996

7.0

4.0

8.5

31.1

14.2

43.0

9.8

4.5

13.4

 

1997

6.7

2.3

8.8

30.3

8.1

46.1

9.4

2.8

13.5

 

1998

4.8

2.8

5.6

14.7

6.6

20.2

5.9

2.8

7.9

 

ORTALAMA

5.5

2.1

7.7

22.2

5.4

40.7

6.4

1.8

11.3

 

Not: Burada verilenlerle İSO Araştırma Dairesi rakamları arasında farklar mevcuttur. İSO araştırma Dairesi sadece kar eden firmalarla ilgili oranları vermektedir. Burada ise bütün firmalar kapsanmaktadır.

Kaynak : Süleyman Özmucur ve S.Berna Beyazıtoğlu., “500 Büyük Kuruluş’ta Mali ve Ekonomik Göstergeler”, İSO Dergisi, Ağustos, 1999. S.171.

Tablo 47’de ise kamu özel sektör ayrımına göre Türkiye’deki 500 Büyük Sanayi Kuruluşunun 1982-1998 dönemindeki verimlilik rakamları sunulmaktadır. Kuruluşların verimlilik özellikleri incelenirken iki kavrama yer verilmiştir (Özmucur ve Bayazıtoğlu, 1999, 171) :

İşgücü verimliliği = 1987 Fiyatlarıyla Net Katma Değer / Çalışanların Sayısı

Sermaye verimliliği = 1987 Fiyatlarıyla Net Katma Değer / 1987 Fiyatlarıyla Toplam Net Aktifler

İşgücü verimliliği kriterine göre, işgücü sayısının aynı olduğu varsayımı altında daha fazla üretimi olan kuruluşun daha verimli çalıştığı kabul edilir (Özmucur ve Bayazıtoğlu, 1998, 198). Tablo 47'den izlenebileceği gibi, incelenen dönemde 1987 fiyatlarıyla çalışan başına ortalama net katma değer özel kesimde 12.4 milyon TL, kamu kesiminde ise 7.4 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Özellikle 1990 sonrasında, iki kesimin işgücü verimliliği arasındaki fark, özel kesim lehine daha da artmıştır.

Sermaye verimliliği kriterine göre ise, toplam net aktiflerin aynı olduğu varsayımı altında daha fazla üretimi olan kuruluşun daha verimli çalıştığı kabul edilir (Özmucur ve Bayazıtoğlu, 1998, 198-199). Tablo 47’de görüldüğü gibi, söz konusu dönemde sermaye verimliliği açısından da özel kesim kamu kesiminden daha üstün durumdadır. Kamu kesiminin en yüksek verimlilik değeri (0.182), özel kesimin en düşük verimlilik değerinin (0.210) oldukça altındadır. 1982-1998 döneminde ortalama sermaye verimliliği kamu kesiminde sadece 0.150 iken, özel kesimde 0.279 olarak gerçekleşmiştir.

Sonuç olarak, verimlilik kriteri esas alındığında, özel kuruluşların kamu kuruluşlarından çok daha etkin bir şekilde faaliyette bulundukları görülmektedir.

Tablo 47

500 Büyük Sanayi Kuruluşu İçerisinde Kamu ve Özel Firmaların İşgücü ve Sermaye Verimliliği

 

İşgücü Verimliliği

Sermaye Verimliliği

 

Toplam

Kamu

Özel

Toplam

Kamu

Özel

1982

7.6

6.1

9.3

0.238

0.171

0.335

1983

6.3

4.3

9.0

0.185

0.122

0.279

1984

7.2

5.5

9.2

0.205

0.155

0.269

1985

7.4

6.9

8.2

0.192

0.158

0.256

1986

7.9

6.3

9.9

0.200

0.151

0.278

1987

10.0

8.1

12.3

0.224

0.170

0.301

1988

9.9

8.4

11.8

0.232

0.182

0.308

1989

9.1

7.6

10.8

0.233

0.181

0.305

1990

8.9

6.9

11.1

0.218

0.161

0.293

1991

9.0

5.8

12.7

0.212

0.138

0.302

1992

10.4

7.0

14.7

0.232

0.159

0.316

1993

11.9

8.5

15.5

0.228

0.166

0.290

1994

10.6

7.8

13.4

0.186

0.136

0.238

1995

11.9

8.3

14.5

0.205

0.135

0.260

1996

13.3

9.0

16.0

0.197

0.120

0.249

1997

14.4

9.4

17.4

0.208

0.130

0.254

1998

13.5

9.3

15.8

0.172

0.111

0.210

ORTALAMA

10.0

7.4

12.4

0.210

0.150

0.279

Verimlilik hesaplamalarında deflatör olarak Devlet İstatistik Enstitüsü "sanayi deflatörü" kullanılmıştır.

Kaynak : Süleyman Özmucur ve S.Berna Beyazıtoğlu., “500 Büyük Kuruluş’ta Mali ve Ekonomik Göstergeler”, İSO Dergisi, Ağustos 1999. S.171.

Bu açıklamalardan sonra 500 Büyük Sanayi Kuruluşu içerisinde kamu ve özel firmaların başlıca finansal göstergeler açısından durumunu inceleyelim. Tablo 48’de, 1990-1998 dönemi için Türkiye’deki 500 Büyük Kuruluşun başlıca finansal oranları, kamu-özel sektör ayrımı içerisinde sunulmaktadır. İlk olarak cari orana ilişkin değerlere baktığımızda, özel teşebbüslerin daha üstün bir durumda olduğunu görmekteyiz. Bilindiği gibi bu oran, firmanın kısa süreli borçlarını ödeme gücünü ölçmek ve net işletme sermayesinin yeterli olup olmadığını saptayabilmek amacıyla kullanılmaktadır. Esasen, cari oranın % 200 olması uygun görülmekle beraber, gelişmekte olan ülkelerde likiditenin çok yüksek olmaması ve ticari bankaların genellikle kısa vadeli kredi verme eğiliminde olmaları, şirketleşmenin yeterli düzeyde olmaması, finans kurumlarının bankalar dışında yeterince gelişememesi gibi kurumsal nedenlerden dolayı firmalar daha çok kısa vadeli yabancı kaynaklar kullandığından, bu ülkeler için cari oranın % 150 civarında olması yeterli görülebilmektedir (Akgüç, 1994, 23). Görüldüğü gibi, incelenen dönemde kamu teşebbüslerinin cari oranları % 100'ün çok az üstünde bir değerde gerçekleşmiştir. 1991-1994 döneminde ise bu oranın % 100'ün altına düştüğünü görüyoruz ki, bu da kamu firmalarının parasal açıdan gerekli ödemeleri artık karşılayamayacak bir duruma geldiğinin göstergesidir.

Yabancı kaynak/özkaynak oranının genel olarak 100 olması beklenir ve bu oranın 100'ün üzerinde gerçekleşmesi, firmanın ağır bir faiz yükü altında bulunduğunu ve alacaklılar için emniyet payının düşük olduğunu yani borcun zamanında ödenememesi gibi risklerin meydana gelebileceğini gösterir (Akgüç, 1994, 34). Bu oran ne kadar küçükse, işletme o derece alacaklıların baskısından kurtulmuş demektir (Hiçşaşmaz, 1982, 63). Tablodan izlenebileceği gibi, yabancı kaynak/öz kaynak oranı incelenen dönemde kamu kesiminde düşerken, özel kesimde ise yükselmiştir. Ancak, dönem içinde özel sektörün, kamu sektörüne göre daha düşük bir yabancı kaynak/özkaynak oranına sahip olduğu görülmektedir. Diğer bir deyişle, özel kuruluşlar dönem içinde daha az borç baskısı altında bulunmuşlardır.

Tablo 48

500 Büyük Sanayi Kuruluşunda Başlıca Finansal Oranlar [1990 – 1998 (%)]

Oranlar

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

Cari Oran

137.0

118.7

121.6

119.8

121.5

124.2

120.7

121.7

121.3

-Kamu

116.6

94.2

98.7

89.0

92.2

106.7

100.0

101.1

114.0

-Özel

 

159.9

147.9

146.9

157.0

158.1

136.3

134.4

133.5

125.3

Yabancı Kaynak/                  
Özkaynak

134.7

190.7

183.8

264.8

179.1

157.3

151.0

157.2

148.9

-Kamu

142.1

239.6

236.6

286.1

260.8

177.6

165.0

158.7

135.7

-Özel

 

125.7

147.9

140.4

158.3

125.5

143.3

142.0

156.3

157.9

Yabancı Kaynak/                  
Net Varlık Top.

57.4

65.6

64.8

67.7

64.2

61.1

60.2

61.1

59.8

-Kamu

58.7

70.6

70.3

74.1

72.3

64.0

62.2

61.4

57.6

-Özel

 

55.7

59.7

58.4

61.3

55.6

58.9

58.7

61.0

61.2

Kısa Süreli                  
Yabancı Kaynak/                  
Net Varlık Top.

36.5

42.6

42.5

44.0

43.7

44.6

45.3

45.5

44.6

-Kamu

34.1

42.4

41.7

47.7

47.4

41.3

43.6

43.9

41.3

-Özel

 

39.5

42.8

43.4

40.3

39.7

47.2

46.4

46.5

46.6

Uzun Süreli                  
Yabancı Kaynak/                  
Net Varlık Top.

20.9

23.0

22.3

23.7

20.5

16.5

14.9

15.6

15.2

-Kamu

24.6

28.1

28.6

26.4

24.9

22.7

18.7

17.5

16.3

-Özel

 

16.2

16.8

15.0

21.0

15.9

11.7

12.3

14.5

14.6

Özkaynak/                  
Net Varlık Top.

42.6

34.4

35.2

32.3

35.8

38.9

39.8

38.9

40.2

-Kamu

41.3

29.4

29.7

25.9

27.7

36.0

37.7

38.6

42.4

-Özel

 

44.3

40.3

41.6

38.7

44.4

41.1

41.3

39.0

38.8

Duran Varlıklar/                  
Özkaynak

129.6

158.1

156.9

177.0

164.2

114.8

114.0

114.7

114.3

-Kamu

156.6

215.9

207.4

235.7

239.4

155.3

150.0

143.4

124.6

-Özel

88.9

99.6

103.7

118.8

101.4

86.9

91.0

97.2

107.3

Not: (1) Oranlar, yılsonları rakamlarına göre hesaplanmıştır.

(2) Özkaynağa 1995 yılından, itibaren dönem net karı, önceki yıllarda ise bilanço net karı dahildir.

(3) Dönem zararları özkaynak tutarından indirilmiştir.

(4) Duran varlıklar, net/özkaynak oranı hesaplanırken, özkaynak tutarına 1995 yılından itibaren dönem net karı dahil edilmiştir.

(5) Kısa süreli yabancı kaynak tutarına, 1995 yılından itibaren dönem net karı üzerinden ödenecek vergilerde dahildir.

Kaynak: Öztin Akgüç, “500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun Finans Yapısı”, İSO Dergisi, Ağustos 1999. S. 194.

 Özkaynak /net varlık oranı da, aslında yabancı kaynak/özkaynak oranı ile aynı anlama gelmektedir. Tabloda görüldüğü gibi, incelenen dönemde hem özel hem de kamu kesiminde söz konusu oran istenen düzeyde olmamakla birlikte, varlık finansmanı içinde özkaynağın payı, özel kuruluşlarda son yıla kadar daha fazladır. Özellikle 1991-1995 döneminde kamu ve özel kesime ilişkin oranlar arasındaki fark, özel kesim lehine daha da artmıştır. Ancak 1998 yılında söz konusu oranının kamu kesiminde özel kesimdekinden daha yüksek gerçekleştiği görülmektedir. Genel olarak, bu durum dönem boyunca kamu kuruluşlarında özkaynak yetersizliğinin daha fazla olduğunun bir göstergesi olup, üstelik kamu kesiminde özkaynağın büyük bölümünün değer artış fonundan kaynaklanması da aslında özkaynak yetersizliğini görüntüde gizlemektedir (Akgüç, 1999, 187).

Yabancı kaynak/net varlık ilişkisi ise, varlıkların ya da diğer bir deyişle işletmenin toplam yatırımının yüzde kaçının borç fonlarla finanse edildiğini gösterir. Kaldıraç oranı olarak da bilinen bu oranın, gelişmiş ülkelerde % 50'nin üzerinde olması bir tehlike işareti olmakla beraber, gelişmekte olan ülkelerde finans piyasalarının yeterince gelişmemesi gibi nedenlerle öz sermaye bulmadaki güçlükler karşısında, bu oranın % 50'yi aşması olağan karşılanmalıdır (Akgüç, 1994, 31). Tablodan izlenebileceği gibi, incelenen dönemde hem kamu hem de özel teşebbüsler için yabancı kaynak/net varlık oranı olması gerekenden daha yüksek bir değerde gerçekleşmiştir. Bu oranın kamu kuruluşlarında özel kuruluşlardan daha yüksek olduğu, ancak 1998 yılında özel kesimde söz konusu oran kamu kuruluşlarınınkinden daha yüksek bir değere ulaştığı görülmektedir. Bununla birlikte, dönem içinde özel kesime ait oranın kamu kesimine ait olandan daha düşük olduğu ve özellikle 1991-1994 döneminde aradaki farkın özel kesim lehine artmış olduğu görülmektedir.

Kısa süreli yabancı kaynak/net varlık ilişkisi ise, firmanın aktiflerinin yüzde kaçını kısa vadeli borçla finanse ettiğini gösterir. Gelişmiş ülkelerde bu oranın 1/3'ü ya da % 33'ü aşmaması gerekli görülmektedir (Akgüç, 1994, 36). Ancak gelişmekte olan ülkelerde gerek finans sektörünün kurumsal yetersizlikleri, gerekse yüksek enflasyon nedeniyle bu oranının daha yüksek bir değer alması beklenir. Tablodan izlenebileceği gibi, 1993 yılından önce özel kuruluşlar kamu kuruluşlarına göre daha yüksek oranda kısa süreli yabancı kaynak kullanırken, kamu kesimine ait oranın 1990 yılından sonra yükseldiği, 1993 ve 1994 yıllarında ise özel kesime ait oranları aştığı görülmektedir. 1994 yılından sonra kamu kesiminde kısa süreli yabancı kaynak/net varlık oranı, özel kesimdekinden yine daha düşük bir değer almakla birlikte, iki kesime ait oranlar arasındaki fark azalmıştır. Diğer yandan, hem yukarıda belirttiğimiz yapısal nedenlerle hem de kamu teşebbüslerinin uzun süreli borçlanma hususunda özellerden daha avantajlı olması nedeniyle özel kesime göre daha üstün bir durumda olduğu düşünülebilir (Akgüç, 1998, 220).

1990-1998 döneminde, kamu ve özel kesime ilişkin uzun süreli yabancı kaynak/net varlık oranlarını incelediğimizde, kamu kuruluşlarının varlık finansmanında özel kuruluşlara göre daha yüksek oranda uzun süreli kaynak kullandıklarını görmekteyiz. Ancak son yıllarda iki kesime ait oranlar arasındaki farkın azaldığı görülmektedir. Aslında kamu kesiminde duran varlıkların toplam varlıklar içindeki payı özel kesimdekinden büyük olduğu için uzun süreli yabancı kaynak/net varlık oranının da özel kesimden daha yüksek olması tutarlıdır (Akgüç, 1998, 220). Kamu kuruluşlarının finansmanında uzun süreli borçların özel kesimdekine göre daha önemli bir yer tutması, kamu kuruluşlarının varlık yapıları yanında yukarıda belirttiğimiz gibi uzun süreli borçlanma olanaklarının daha fazla olmasıyla da açıklanabilir.

Duran varlıklar/özkaynak ilişkisi ise, teşebbüsün özkaynaklarından ne kadarının aktife bağlı bir kıymet halini aldığını gösterir. Yani, özkaynağın hangi ölçüde yatırımlara tahsis edildiği bu oranla anlaşılır. Bu oranın % 100 hatta daha düşük olması finans açısından sağlıklı kabul edilirken, Tablo 48'den görüldüğü üzere, kamu teşebbüslerinde % 120'nin üzerinde olması, bu kuruluşlardaki özkaynak yetersizliğinin diğer bir göstergesi olmaktadır. Kamu kuruluşlarında söz konusu oranın özellikle 1991-1994 döneminde % 200'ün üzerine çıktığı görülmektedir. Özel kuruluşlarda ise bu oran, 1990-1998 döneminde normal değerine yakın bir düzeyde gerçekleşmiştir.

1990-1998 döneminde 500 Büyük Kuruluş içinde yer alan kamu kuruluşlarının likidite durumları ve finansal yapıları bir ölçüde bozulmuş, özel kuruluşların mali yapılarında ise belirgin bir iyileşme sağlanamamıştır (Akgüç, 1999, 187). Bununla birlikte, genel olarak, Türkiye'de 500 Büyük Kuruluş içinde yer alan özel kuruluşların kamu kuruluşlarından daha sağlıklı bir finansal yapıya sahip olduklarını söyleyebiliriz.