ÖZELLEŞTİRMEDE İHALE POLİTİKASI : TEORİ VE İSPATI (*)

 

Yazan: Keith Hartley and Meg Huby

Çeviren : Haluk Egeli

 

I - GİRİŞ

İhale yöntemi, halihazırda devletin özelleştirme politikalarında yer alan unsurlardan biridir. Bu yöntem, özel kesim tarafından sağlanan bazı hizmetlerin yerel veya merkezi hükümet tarafından finanse edilmesi ile ilgilidir. İhale yöntemi, ilke olarak devletin geleneksel şekilde kendi içinde üstlendiği kamu kesimi hizmetlerinin çok geniş bir alanına uygulanabilir. Halen, ulusal sağlık hizmetleri ve savunma (Tablo 1) hizmetlerindeki başlıca politik önceliklerin odak noktası ihale yöntemidir. Bu yöntem politikalarından ötürü, muhtemelen kar elde etme veya kaybetme durumunda olan farklı grupların görüşlerini yansıtan makul bir çekişmenin sonucudur. Bu konu ispat edilmesi gerekli bazı iddia ve karşı-iddialar ile bazı duygu ve söylentilerin egemenliği altındadır. Test edilmesi gereken bir çok hipotez mevcuttur. Bu makale tartışmalardan ortaya çıkan başlıca sonuçları ortaya koymaktadır. Belli bir hizmet düzeyi için her iki kesimin birbiriyle rekabet ettiği bir durumda kamu kesimi ve özel kesimin etkinliğini mukayese etmeye yarayacak tek fırsat rekabet eğilimidir.

Öncelikle, rekabet eğilimine yönelik bazı politika kurallarının taslağı çizilmiştir. Bunlar ihale yöntemi için geçerli olan politikaların tayininde bir ölçüt olmaktadır. Son zamanlardaki dikkatli incelemeler neler yapıldığını gerçekten ortaya koymaktadır. Sonuçta hangi ölçütlerde nelerin yapılması gerektiği öğütlenmektedir.

Tablo 1

Kamu Kesiminde İhale Yöntemi Hizmetlerinin Uygulanabileceği Alanlar

Yerel Otoriteler

-) Mevcut uygulama örnekleri daha çok çöplerin toplanması, büroların temizlen-mesi ve tabldotların sağlanması ile okul ve caddelerin temizlenmesinden oluşmaktadır.

-) 1980' deki yasal değişmelerden sonra, doğrudan işgücü kuruluşları kendi bakım ve inşaat işlerinde özel firmalarla yarışır hale gelmişlerdir. -) Devlet, arazilerin ve araçların bakımında, cadde ve binaların temizlenmesinde, yiyecek temininde ve çöplerin toplanmasındaki yükümlülüğü yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır.

-) İhale yöntemi içinde yer alan diğer muhtemel alanlar, muhasebecilik ve mimari hizmetler, mesleki danışmanlık, bilgi işlem hizmetleri, bina takdir ve satış komisyonları, itfaiyecilik ve boş binaların idaresi şeklinde sıralanabilir.

Ulusal Sağlık Hizmetleri

-) Mevcut uygulamalarda DHSS politikası hastanelerde yiyecek temini, temizlik ve çamaşırların temizlenmesi hususlarında bir rekabet başlatmıştır.

-) Ambulans ve ulaşım hizmetleri, özel hastanelerde hasta bakımı ve başlıca cerrahi hizmetler, hastane bakımı, ihtiyarların mahcur ve zihinsel özürlülerin bakı-mı hizmetleri de diğer ihale imkanları arasındadır.

Savunma Bakanlığı

-) Mevcut uygulamalar arasında bazı savunma kuruluşlarının temizlenmesi ve tabldot hizmetleri, savaş gemilerinin tamiri, bazı sınırlı uçak hizmetleri ve araç tamiri, hava taşımacılığı ve bazı dükkanların işletilmesi sayılabilir.

-) Muhtemel alanlar ise hava trafiği denetimi, silah ve motorlu araçların bakım ve onarımı, silahlı kuvvetlerin ve sürücülerin, müzisyenlerin, pilotların ve teknisyenlerin eğitimi.

 

II - Rekabet Politikasının Kuralları

Devlet mümkün olduğu anda ihale yöntemine başvurmaktadır. Eğer, başlangıçta devlet etkinliğini arttırmak istiyorsa ihale yöntemi yeterli olmayacaktır. Gerçek bir rekabet ortamı gereklidir. Bunun için rekabet politika-sının bazı kurallarını ortaya koymak gerekmektedir.

* Gerçek bir rekabet ortamında yani firmaların pazara girmesine fırsat vermek gerekir. Eğer fırsat verilmezse kamu tekellerinin yerine özel tekeller ortaya çıkacak ve kartelleşme tehlikesi oluşacaktır.

* Belli ve farklı düzeylerdeki hizmetler için rekabet gereklidir. Etkinliğin gerçekten gelişimi, kamunun alımlarında maliyetler hakkında biraz daha az veya biraz daha fazla tam doğru bilgi elde edebilmesi alıcıya, hizmetin mevcut kalite ve düzeyinin zahmete değer olup olmadığı veya daha yüksek ya da daha düşük düzeylerin daha karlı olup olmadığı hakkında karar verme hakkı tanır.

* İhaleler en düşük teklifi verene verilmelidir. Başarılı bir ihaleyi alanlar, özel firmalar ve bağlı kuruluşlar ceza maddeleri de birlikte sabit bir ihale fiyatı vermelidir. Sabit bir ihale fiyatı ve bütçe tahditleri olmaksızın, özel firmalar ve bağlı kuruluşlar ihaleye ortak olmak için her türlü teşviklerden yararlanırlar ve fiyat kalite ve dağıtım bakımından daha uygun teklifler yapabilirler. Bu teklifleri bertaraf edebilmek için kamusal üretim kuruluşlarının rekabete açık ve sabit fiyatlı ihalelere düşük kalite ile geç dağıtımı önleyebilecek cezai maddelerde gönüllülüğe ihtiyaçları vardır. İlke olarak ihalelerde başarılı olan bağlı kuruluşlar özel firmalara tanınan teşviklerle aynı cezalara mecbur tutulmalıdır.

* İhale sonuçları kamuya açık olmalıdır. Kazanma ile ilgili ayrıtılar ve rekabet teklifleriyle ilgili detaylar basılmış olmalıdır. Vergi ödeyenler paralarının nasıl harcandığını öğrenme hakkına sahiptir. Dahası, basının gücü ihalelerin verilmesinde politik korumacılık tehlikelerini azaltmaktadır. Bilgi akımı rekabet sürecine yardımcı olmaktadır ve kazananlar ile kaybedenler mukayese yapmak istemektedirler.

III - Açıklık İhtiyacı

İhalelere nasıl katılınacağını belirleyen kendi kriterlerimizle politikanın nasıl mukayese edileceği ve gerçekten neyin yapıldığını göstermesi açısından açıklık getirmektedir. İlave olarak, ihale yöntemi makul bazı tartışmalarla sonuçlanabilir ve lehte ve aleyhteki (bkz Tablo 2) tartışmalar ampirik testler yardımıyla çözümlenebilir. Bazı tartışmalar bu politika sonucundan kazanç elde eden veya kaybeden çıkar gruplarının açık suçlamalarından oluş-maktadır.

Muhtemelen kazançlı durumda olan özel sanayi kuruluşları hür teşebbüs ve rekabet ortamındaki kazançların üzerine baskı yapacaktır. Gerçekte ise, iş adamları iş hayatında daha serbest ve daha rahat bir hayat sürebilmeleri için devlet sübvansiyonları, korunma ve tekelleşme peşinde koşturmak gibi tuhaf isteklere sahiptir. Benzer bir şekilde, ihale yöntemine ihale politikasından büyük bir olasılıkla olumsuz olarak etkilenip kaybedecek durumda bulunan ticari birlikler ve profesyonel kuruluşlarının bulunmadığı gerçekten mükemmel bir kamu kesimini işaret ederek, ihalelere katılan özel firmalara ait, düşük verimlilik, kötü kalite ve grev örneklerini anında rapor edeceklerdir. Bu fikri tartışanlar ideal ekonomik modelde, yani mükemmel sosyalizm ile mükemmel rekabet arasında mukayese yapıp yapmadıklarını veya gerçek kurumlarla birlikte bu ideal yapıların bir tanesini mukayese edip etmediklerini ya da iki tane mükemmel olmayan fakat dünya gerçeklerine uygun örgütsel düzenlemeler arasında mukayese yapıp yapmadıklarını ortaya koymak zorundadırlar. Dahası, ihalenin takdiri veya kuruluşların şartları kamu politikasının amaçları hakkında soruların ortaya çıkmasına neden olabilir. Örneğin, National Healt Service (NHS) insan sağlığıyla etkin bir şekilde ilgilenmekte midir veya İngiltere'nin işsizlik ve fakirlik sorunlarının çözümü ve çalışmalarının korunması ile ilgilenmekte midir ? Kıymet artışı açıklığa olan ihtiyacı gözardı edemez.

Bu ihtiyaç bir çok alanda özellikle maliyet tasarruflarının büyüklüğü üzerinde mevcut olan açıklık ile desteklenmekte olup aynı zamanda Amerikan deneyimine sık sık dayandırılarak sınırlandırılmakta, birbiriyle mukayese edilebilmesi güçleşmekte, politik eğilimleri yansıtmakta ve genellikle nedensel ampisizme dayandırılmaktadır. Diğer bir deyişle, son zamanlardaki politik insiyatifin sonuçları üzerindeki güvenilir açıklıkta genel bir boşluk mevcuttur. Hangi hizmetlerin ihale edileceğini bilmek bizim de hakkımızdır. Tekliflerin bizim ölçülerimize göre olup olmadığı, rekabet tekliflerinin kamu kesimine maliyeti ve sonucun maliyet tasarrufu sağlayıp sağlamadığını öğrenmek bizim için de gereklidir.

Bu soruların bazılarını cevaplamak için, NHS ve bazı firmalar ile yerel otoriteleri teste tabi tuttuk. NHS ve yerel otoriteler için, 1982' nin Ocak ayından itibaren en azından spesifik bir hizmet için olmak üzere ihale yöntemiyle ilgili gerçek deneyimleri hakkında bilgi toplamak asıl amacımızdı. Cevaplayıcı verilen bilgiler çerçevesinde hangi ihaleyi seçeceğini kendi belirleyecekti. Herhangi bir şekilde ihale yöntemiyle ilgili olmayan otoritelere ise, rekabet tekliflerinden dolayı elde edilebilecek muhtemel maliyet tasar-ruflarına inanıp inanmadıkları ile birlikte önlerindeki iki yıl içinde herhangi bir hizmeti ihale etmeyi planlayıp planlamadıkları sorulmuştur. Firmalar için ise maliyet tasarruflarının ölçüsü ve kaynağı hakkındaki kendi düşünceleri sorulup bilgi toplanmaya çalışılmıştır.

Soru kağıtları 1984 sonu ile 1985 arasında dağıtılmıştır. İngiltere' deki tüm yerel otoritelere bir soru kağıdı gönderilmiştir. Gönderilen 410 soru kitapçığının 213 tanesi (Toplamın % 52' si) cevaplanmış, 75 tanesi (% 18' i) tamamen cevaplanmış ve 112 tanesi (% 27' si) 1982' den beri hiç bir hizmeti ihaleye açmadıklarını belirtmişlerdir. Geri kalanlar ise cevap vermekten kaçınanlar ve verdikleri bilgilerde elle tutulur bir sonuç bulunmayan kişilere aittir. Ulusal Sağlık Hizmetleri ile ilgili olarak soru kağıtları İngiltere' de Bölgesel Sağlık Birimlerine gönderilmiştir. Dağıtılan 192 soru kağıdından 119' u (% 62) cevaplanmıştır. Sadece 10 kişi (% 5) gerçek ihale deneyimleri ile ilgili bilgi verirken öteki 80 kişi (% 42) kendi planlarını açıklamış ve bu sayede sağlanabilecek muhtemel tasarruflar hakkında görüş ve önerilerde bulunmuşlardır. Diğerleri ise konunun henüz sağlık otoriteleri arasında tartışma aşamasında olduğunu iddia ederek cevap vermemişlerdir. Asıl önemli olan, sonuçların tecrübe olarak kabul edilebilmesidir. Çünkü gerçek deneyimler dayandırılabilecek güvenilir genelleştirmeler yapabilecek cevaplar yetersizdir ve beklentilerle ilgili cevaplar kişisel düşüncelerin, inançların ve eğilimlerin tüm standart sorunlarını kapsamaktadır. Soru kağıtları 81 adet firmaya gönderilmiştir.

Bunların içinden 41 tanesi Sağlık Bakım Hizmetleri ile ilgili temizlik ihaleleri ve bakım-onarım ihalelerine giren kuruluşlardır. 11 tanesi İngiliz Otelleri, restoranları ve yiyecek temin işi yapan kuruluşları halkasına dahil kuruluşlardır. Diğer 29 kuruluş ise İhale Servisi Dergisinden seçilmiştir. 81 soru kağıdı dağıtılmış ve 26 tanesi (% 31' i) cevaplanmıştır. 19 tanesi (% 23) tamamen cevaplarken geri kalanlar ihale yöntemiyle ilgili deneyimleri olmadığını ifade etmişlerdir. Neredeyse verilen bütün cevaplar ticari birliklerin üyeleri tarafından gerçekleştirilmiştir. En çok da hastane ve okul temizliğiyle ilgili kuruluşlardan gelmiştir.

 

Tablo No : 2 TARTIŞMALAR

İhale Yöntemini Savunanlar

* Kamu Kesimindeki tekeller tüketicilerden çok üretici gruplarının isteklerini tatmin eden yetersiz bürokrasilerdir.

* Kamu kesiminin yetersizliği, kamu harcamaları, parasal teşvikler ve vergi oranları üzerindeki etkileriyle birlikte düşük verimlilik ve işgücü uygulamalarındaki kısıtlamaları yansıtır.

* Kamu kesimi içindeki birimler için sonucu bağlanmamış mali bir taahhüt mevcuttur.

* Bu birimler maliyetleri düşünme-den "Rolls-Royce" standartlarında hizmet vermeye çalışırlar.

* Rekabet kamusal üretim birimleri tarafından her şeyin düzenli olarak yeniden ele alınmasına yardımcı olur.

* Rekabet, yeni fikirlerde ve modern donanımlarda ve çalışmanın geleneksel yöntemlerinde değişmelere yol açar.

* Rekabette başarılı olan firmalar sabit fiyatlı bir sözleşmenin cezai müeyyideleri ve teşvikleri ile işe başlar.

* İhaleyi alanlar, güvensizlik, gecikmeler ve düşük kalite yüzünden cezalandırılabilir.

İhale Yöntemine Karşı Çıkanlar

* Özel kesim ihaleleri alınca düşük kaliteli ve güvenilmez hizmet ve-rir.

* Bu ihaleleri alan özel kuruluşlar ihmal ve iflaslardan sorumludur ve acil ihtiyaçlara cevap verebilme imkanları çok azdır.

* Özellikle ulusal sağlık hizmetle-rinde özel kuruluşlar insandan önce karlarını düşünür, böylece hastaları riske atarlar.

* İhalelerin özel firmalara verilme-si endüstriyel ilişkilerde sorunlara, grevlere yol açar.

* İhaleye giren özel firmalar cazip ihaleleri almak için düşük teklifler verirler ve özel bir tekele kamu otoritesini bağımlı kılmak için mevcut kapasiteyi ortadan kaldırırlar.

* Rakip tekliflerin bir maliyeti var-dır. Kamu otoritesi için ihaleleri yürütme, gözleme ve tayin etmek-ten kaynaklanan bir maliyet söz konusudur.

* Özel firmalar, çalışma koşullarını kötüleştirerek, maaşları düşürerek, işi keserek maliyet tasarrufu yaparlar.

Sonuç : Maliyet tasarrufu ve paranın değerinin iyileşmesi Sonuç : Eğer bir maliyet tasarrufu varsa, bu kısa sürelidir ve sağlanan hizmetin kalitesi düşünülerek bu tasarruf gerçekleştirilmiştir.

 

IV. Nedir Bütün Bu Olanlar ?

Başlangıçta, üzerinde önemle durulan husus araştırmamızın sonuçlarının özellikle temsili bir örnek elde etme güçlüğü nedeniyle postayla gönderilen soru kağıtlarını cevaplayanlar için standart limitler hedeflemiş olmasıdır. Yerel otoritelerden alınan cevaplar bu alanla yapılan önceki incelemelere oranla daha güvenilir genelleştirmeler yapılabilmesi açısından önemlidir. Mevcut ihale politikasını ilgilendiren başlıca sorulara verilen cevaplarla sonuçlar şu şekilde özetlenebilecektir.

i) Hangi Hizmetler İhale Tekliflerine Açılmıştır ?

Bu soruya cevap veren 75 yerel otoriteden, 32 tanesi binaların idame ve onarımı, 22 tanesi temizlik ihaleleri, 9 tanesi çöplerin toplanması, 7 tanesi zararlı haşerelerle mücadele ve geri kalanlar güvenlik hizmetleri, idari hizmetler ve bahçıvanlıkla ilgili seçenekleri işaretlemişlerdir. NHS ile birlikte ve DHSS politikasının bir sonucu olarak birçok yerel sağlık otoritesi temizleme, tabldot ve yıkama hizmetlerinin gelecek iki yıl içinde ihale edileceğini planladıkları ortaya çıkmıştır. Bazı sağlık otoriteleri de ulaşım, liman hizmetleri, bahçıvanlık, araç bakımı, boyama, tıbbi mühendislik ve idari hizmetlerin ihaleye çıkarılması için planlar yapmaktadırlar.

(ii) Rekabet Mümkün müdür?

İhale yöntemi, sanayinin rekabete cevap vermesine bağlıdır. İhale yöntemiyle ilgili gerçek deneyimleri olan yerel otoriteler ve sağlık otoriteleri ortalama sekiz firmanın teklifini istemişlerdi ve altı teklif gelmiştir. Gayet ilginçtir ki cevap veren yerel otoritelerin %25' nin rekabet politikası açık rekabet politikasıdır. Yerel sağlık otoritelerinin gelecekteki politikaları ile ilgili inançlarına göre çoğunluk beş altı firma ile etkin bir rekabeti muhtemel görmekte ve dışarıdan katılan firmaların, talepteki artışa çabuk cevap verebileceklerini düşünmektedirler. Rekabette, bağlı kuruluşların rolleri ile ilgili sorular artış göstermiştir. 75 yerel otorite ihalelerinden 57 tanesine bu kuruluşlar katılmış ve 35 tanesini kazanmışlardır. Diğer bir deyişle, rekabetin olduğu yerde bağlı kuruluşlar ihaleleri kazanmış olmaktadırlar. Ayrıca rekabet her zaman baştan belirlenmiş koşullarla sınırlanmıştır. 75 yerel otorite ihalesi içinde sadece 4 firma iş için alternatif koşullar önermiştir. Bu önemli bir bulgudur, çünkü eğer rekabet hizmetlerin farklı düzey ve kalitelerini içine alacak şekilde genişlemiş ise herhangi bir maliyet tasarrufunun büyüklüğü diğerlerini de etkileyebilir.

(iii) İhaleler Her Zaman En Düşük Teklifi Verene mi Verilir?

Araştırmamız göstermiştir ki ihaleler her zaman en düşük teklifi verenler üzerinde kalmamaktadır. 75 yerel ihaleden 18 tanesi en düşük teklifi verenlere verilmemiştir. Firmaların kazandığı 40 ihaleden 29 tanesi en düşük teklife; aynı şekilde konseylere verilen 35 iadeden 28'i en düşük teklife aittir. Firmaların ve bağlı kuruluşların mücadele ettiği 57 ihalede 43 ihale en düşük teklifi veren üzerinde kalırken 28 tanesi bağlı kuruluşlara, 15 tanesi firmalara verilmiştir. İhale yöntemine karşı olanlar ve savunanlar ihalelerin en düşük teklifi verene verilmediği yerde tercihler, davranışlar, himayecilik, taraf tutma, peşin hükümlü davranma gibi iddialarda bulunacaklardır. Özel kesim ve kamu kesimi kuruluşlarının girdiği 57 ihalede 14 ihalede en düşük teklifi verenlere verilmemiş ve bunlar eşit olarak firmalar ve bağlı kuruluşlar arasında paylaştırılmıştır. Ancak araştırmamız 75 yerel ihalenin tamamında bağlı kuruluşların niçin katılmadığına bir açıklama getirmemiştir.

iv ) Tipik Bir İhale Nasıl Olur ?

Cevap verenler içinde ihale tutarı 1.656 £ ile 12.6 milyon £ arasında değişirken, süre ise 2 ay ile 65 ay arasındadır. 75 yerel otorite içerisinde ortalama ihale süresi 27 ve ortalama ihale değeri 1.3 milyon £' dir. Küçük sayıdaki NHS ihaleleri için ortalama süre 36 ay ve ortalama değer 600 bin £ dir. Firmalarda ise bu süre yine 36 ay iken ortalama ihale değeri 846 bin £ dir. İhaleler genellikle bir firmanın sabit fiyatı ile veya enflasyona bağlı bir değer ile sabit tutarına göre belirlenmiştir. İşgücü maliyetleri genelde kazanan teklifin % 68'ini malzeme giderleri % 14'ünü oluşturmaktadır.

v) Verilen Tekliflerin Maliyeti Nedir ?

Yerel otoriteler tekliflerinde işletmelerin karşı karşıya olduğu bazı maliyet unsurları ile ilgili bilgiler vermişlerdir. Bu maliyetler rekabetin organizasyonunda teklifin hazırlanması yerlerin gezilmesi ve diğer tekliflerin incelenmesi için harcanan insan-zamanını kapsamaktadır. Böyle maliyetler yerel otoriteler için ortalama 10 bin £ 'dir ve verilen teklifin hazırlanmasından sonuçlanmasına kadar geçen süre ortalama 5 aydır. Ayrıca firmalar NHS ihaleleri için 1000-3000 £ ve yerel ihaleler için 4000-5000 £ ödemek zorundadırlar.

(vi) İhaleye Katılanlar Daha mı Etkindir?

Bizim sonuçlarımız bir firmanın daha önce bağlı kuruluş tarafından sağlanan hizmet düzeyi ile aynı düzeyde bir üretimde bulunduğu durumlara dayandırılmaktadır. Bu gibi durumlarda yerel otoritelerin ve NHS'nin kanıtı olarak daha önceki yılda aynı hizmeti sağlama maliyeti ile ihalenin yıllık değerinin karşılaştırılmasından sağlanan sonuca göre verilen tekliften sağlanan tasarrufun yıllık ortalama oranı % 26'dır. Değişik şekillerde % 68'lik mevcut tasarruflardan % 28'lik ekstra maliyetlere kadar sıralan-maktadır. Bir başka konu olarak inançlar ve beklentiler karşılaştırılabilir. İhale yöntemiyle ilgili olarak son yıllarda pek tecrübesi olmayan yerel otoritelere bu politikadan sonuçta maliyet tasarrufu bekleyip beklemedikleri sorulmuştur. Bu soruya verilen 59 cevaptan 23 tanesini % 11-20, 27 tanesi % 10 ve daha aşağı bir oranda maliyet tasarrufu beklediklerini yazmışlardır. Sonuçlarımıza göre sağlık otoriteleri arasında muhtemel maliyet tasarruflarının hesabı hakkında kötümser bir tablo mevcuttur. Firmalara ihalelerdeki tasarruf oranları sorulduğunda, ortalama % 30'luk bir hesap yapmışlardır. Bu oran yerel otoritelerinin NHS'nin oranından yüksektir.

vii) Maliyet Tasarruflarının Kaynağı Nedir ?

Maliyet tasarruflarının; istihdamı azaltmak, part-time çalışan kadroları artan oranda kullanmak düşük oranda ödemeler yapmak, işçiye ücreti dışında yapılan ödemeleri uzaltmak, daha modern malzemeler kullanmak ya da daha iyi bir yönetim ve örgütlenme ile mi sağlanacağı ile ilgili sorular sorulmuştur ? Ancak gayet açıktır ki, tüm bu faktörlerin tek tek maliyet tasarrufuna katkısı hesaplanmasa bile bütün faktörler maliyet tasarrufu sağlamaktadırlar. Bazı firmalar "daha etkin örgütsel yöntemlerin" tasarrufun asıl kaynağı olduğu iddiasında bulunmuşlardır. Bir firma ise gayet kesin bir açıklama ile " daha az işçiyi daha kısa sürede çalıştırma" suretiyle tasarruf sağlanabileceğini belirtmiştir. Bizim örneğimizdeki firmalarda kapasitesinin % 50'si part-time çalışanlardan oluşmaktadır. İhaleye girenler kesinlikle part-time çalışanları full-time çalışanlara tercih etmektedir. Çünkü böyle çalışanlar daha esnektirler. Firmalar tarafından kazanılan 40 yerel ihalenin hiçbirinde ihaleyi alanlar aradaki kamu işçilerini full-time çalıştırmamıştır. 33 ihalede % 10'unun altında kamu işçisi ve 26 ihalede yine % 10'unun altında kendi işçileri part-time olarak istihdam edilmiştir. Şüphesiz ihaleye katılanlar kamu kadrolarının büyük bir kısmını tekrar istihdam etmeyi teklif ederler. Ancak işçiler ücret oranlarını çalışma saatlerini ve özel kesimde hizmet şartlarını kabul etme konusunda isteksizdirler. Aynı zamanda ihaleye girenler düşük ücret ödemektedirler ve bunun örnekleri mevcuttur. Firmalar üzerindeki incelemelerimizde yerel ve NHS ihalelerinin firmalarca kazanılmış olduğu halde düşük ücret ödedikleri görülmüştür. Yine aynı şekilde ihaleye girenler sürekli olarak hizmet şartlarını, özellikle emekli maaşlarını, tatil ücretlerini ve hastalık ödemelerini kısarak giderlerini azaltmaya çalışırlar. Bir sanayi temsilcisinin iddiasina göre ihaleye katılanların aynı işgücü girdilerini ödeme oranlarını ve hizmet koşullarını kullanmaları gerekse dahi özel firmalar bağlı kuruluşlarla mukayese edildiğinde % 10-15 tasarruf sağlamaktadırlar.

viii) Dışarıdan İhaleye Katılanlar Aynı Düzeyde Hizmet Verebilir mi ?

Genellikle, ihaleye girenler ve bağlı kuruluşlar kamusal üretim birimleri tarafından belirlenen hizmet düzeyi üzerinde rekabet ederler. Bazı durumlarda firmalardan teminat mektubu istenir. Bu mektuplar teklif edilecek fiyatı %5 arttırır. Bütün firmalar ihalelerin mutlaka cezai yaptırımlar içerdiğini belirtmişlerdir. Yerel ihalelerden 40'ını firmalar kazanmış olduğu durumda, 9 örnekte düşük kalite ve çalışma nedeniyle cezai yaptırımlara başvurulmuş ve 7 durum da ise işin tamamlanması geciktiği için cezai yaptırım uygulanmıştır. Bağlı kuruluşlar ise kendi kazandıkları ihaleleri en iyi şekilde tamamlamışlardır. Bağlı kuruluşların kazandığı 35 ihaleden 26 tanesinin şartnamesine yerel otorite cezai yaptırım koyarken 9 tane ihalenin şartnamesinde bu yaptırımlar yoktur.

V- SONUÇ, SORUNLAR VE BEKLENTİLER

İhale politikası mevcut deneyimlerin kıymetini artırmakta ve yeni deneyimler için yaygın fırsatlar tanımaktadır. Sorulan soruların ve test edilen hipotezlerin haddi ve hesabı yoktur. Ancak bu politikanın kabulü veya reddi eninde sonunda toplumun bu politikanın kendisinin arzu edilebilirliği hakkındaki görüşlerine bağlıdır. Kim ne kadar ne kazanacak ve kim ne kadar kaybedecektir ? Örneğin; kamu kesiminde maliyetlerin randımanının düşüklüğü derecesi iş kayıplarının büyüklüğünü yansıtacaktır. NHS ile birlikte, biraz etkinlik artışı hastaların sağlığına daha fazla önem verilmesi ile mi sonuçlanacaktır ? Hastanelerde yardımcı hizmet diğer bölgelerdeki hastalar da faydalanacak mıdır veya doktorlar hastalardan çok kullanıcılarına faydası dokunan yüksek teknolojik pahalı ekipmanları satın almak için daha fazla fonlar elde edecek midir ? Gelir dağlımı ve eşitliği konusu kesinlikle gözardı edilemez. Eğer ihaleler el emeği ile çalışan gruplara kısıtlanırsa profesyonel grupların randımanları düşük iken, tasarruflar toplumun fakir insanlarının ödediği harcamalar düzeyinde olacaktır.

İhale politikası hakkındaki kriterimizle birlikte gerçek tecrübelerimizin bir mukayesesi yapıldığında rekabet ve rekabetten kaçınma önemli maliyet tasarrufları sağlayabilmiştir. Ne var ki mevcut politikada eksiklikler mevcuttur ve ihale politikası ile ilgili ölçütlere ulaşmak için aşağıdaki faaliyetler gereklidir.

* İhaleye yeni girecek olanlara fırsat verme ihtiyacı : Kamu tekellerinin yerini alabilecek hileli ortaklıklara ve özel kartellerin tehlikesine karşı koruyucu önlemler gereklidir. Açık rekabet politikaları ile birlikte yeni firmaların ihalelere girmesi teşvik edilmelidir ve bazı teklifler ticari birliklerin üyesi olmayan firmalardan alınmalıdır. Dahası düzenli ihaleler tekelcilik sorunlarından uzak kalmalıdır. Bunun için düzenli aralıklarla örneğin üç yılda bir rekabete fırsat verilmelidir.

* Rekabet, hizmetin hem belirli hem de alternatif düzeyleri için gereklidir. Sadece belirli bir tanım açısından ihale yöntemi üzerinde durursak, mevcut politika etkinlik artışı için tüm fırsatları kötüye kullanma yolunda başarısız olmuştur. İhaleye girenler ve kamusal üreticiler hizmet düzeyinin biraz altındaki veya üstündeki maliyetler üzerinde bilgi toplamaya teşvik edilmelidir.

* İhaleyi kazanan bağlı kuruluşlara, özel kesim firmalarına tanınan tüm teşvikler ve cezai yaptırımlar aynen tanınmalıdır. Bir ihtimal olarak bağlı kuruluşlara birer işçi kooperatifi gibi çalışmaları için izin verilecektir. Daha önce de ifade edildiği gibi böyle bir teklif beraberinde birçok güçlüğü de getirir. Ancak bu sorunun farkına varılamaması, bağlı kuruluşları daha düşük tekliflerde bulunarak sahiplerini bertaraf etmeye yöneltir ve ardında daha büyük bir bütçe peşinde koşmaya başlarlar.

* İhale politikası mevcut yasal çerçevesi tekeller, birleşmeler ve kısıtlayıcı uygulamalar üzerinde hakim kılmalıdır. Kamu kesimi otoritelerinin davranışı, bağlı kuruluşların performansı, ihalelerde rekabet edebilme serbestisi ve ihalelerin kazanılması Office of Fair Trading ve onun düzenleyici birimlerinin incelenmesine tabi olmalıdır. Diğer bir deyişle, tamamen açık olmamakla birlikte, dürüst rekabetin sonuçları veya amaçlarını mantıksız bir şekilde başa çıkartan veya fesheden otoritelere karşı hareket eden bir kişiye Secretary of State (Eyalet Sekreteri) yetkisi verilmesi gerekmektedir. Kamu otoritelerince rekabete karşı alınan kararlar, ihalelerin düşük teklifi verenlere verilmemesi örneğinde olduğu gibi genel bir sorun olarak kabul edilmelidir ve kimse Çevre Bakanlığını kısıtlamamalıdır. Bu tip sorunlar bu nedenle, İngiliz rekabet politikasının araçları durumundadır. Eğer bu politika yetersiz ise, eksikliklerin kapatılması için bazı şeylerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.

(*) Keith HARTLEY and Meg HUBY; "Contracting-Out Policy; Theory and Evidence.",  Public Money.