KURAL VE KURUM KAVRAMLARININ BENZER KAVRAMLARLA KARŞILAŞTIRILMASI

Coşkun Can Aktan & Tarık Vural

 

 

Kural ve kurum kavramlarının ihtiva ettikleri anlamları daha iyi kavrayabilmek için bu kavramlarla yakın benzerliği olan kavramları açıklamamızda yarar bulunmaktadır.

Kural ve kurum kavramları ile çok benzer kavramlardan birisi “norm” kavramıdır. Bazı yazarlar norm kavramı ile kural kavramını aynı manada kullanmaktadırlar. Duverger’e göre norm, bir toplumda kabul görmüş ortak davranış kurallarıdır. Norm kavramı birden fazla anlama gelebilir. Norm, hem büyük bir çoğunluğun bilfiil uyduğu bir davranış kuralını (örneğin genç bir kişinin yaşlı birine yer vermesi, karşı karşıya gelen iki kişinin selamlaşması gibi), hem de kültürel bir modele göre uyulması gereken ama, her zaman uyulmayan bir davranış kuralını ifade etmek üzere kullanılır (Duverger, 2002:76-77).

Norm insan davranışlarında kendiliğinden oluşan ve genel kabul gören kuralları ifade etmek için kullanılır. Normlar, esasen insanların sosyalleşme sürecinde uymaları beklenen informel kurallardır. Normda yasalardan farklı olarak yaptırım gücü ve yetkisi bir yüksek otoriteye bağlı değildir. Normlara uyulmaması, her ne kadar yasal cezalar öngörmese de toplumsal tepkilere neden olabilir (Blackburn, 2004).

Kural ve kurum kavramı ile “gelenekler” (folkviews) ve “etik kurallar”(mores) kavramları arasında da sıkı bir ilişkiden söz edebiliriz. “folkviews) William Graham Sumner tarafından kullanılan ve popüler olan bir kavramdır. Sumner’e göre toplumsal gelişme zamanla deneme ve yanılma yoluyla bazı bireysel ve toplumsal alışkanlıklara (geleneklere) neden olur. İşte “folkviews” bu alışkanlıkları ifade eder. Bir diğer kavram olan “mores” ise, toplumda kendiliğinden oluşan ve kabul gören ahlaki kuralları ifade eder (Marshall,2004). Kısacası her iki kavram da kural ve kurumlarla benzer kavramlardır.   

Kural ve kurum kavramı ile kültür kavramı arasında da bir ilişkiden hatta benzerlikten söz edebiliriz. Kültür, geçmişten miras kalan ve öğrenilebilir olan değer, norm ve davranış kalıpları toplamından oluşur (Erkan & Erkan, 1998:3). Yani bir bakıma toplumda kabul görmüş kural ve kurumların toplamı toplumsal kültürün belli bir kısmıdır.

Kurum ve kültür arasındaki benzerlikleri aşağıdaki gibi sırlamak mümkündür (Erkan & Erkan, 1998:3-4).

 

Normlar, gelenekler, alışkanlıklar, etik değerler genellikle yazılı olmayan informel kuralları ifade eder. Öte yandan, yazılı/formel bazı kuralları ifade eden hukuk, anayasa, yasa, regülasyon vs. kavramların da manasını kısaca açıklamamızda karşılaştırma yapabilmek açısından yarar bulunmaktadır.

Hukuk, toplumsal yaşamı düzenleyen ve devletçe uygulanan yaptırımlarla etkinliği sağlanan toplumsal kurallar bütünüdür. Daha kısa ve öz bir tanımla, hukuk, toplumsal düzeni sağlamak için oluşturulmuş kurallar bütünüdür. Bu manada hukuk, hem bir kural hem de bir kurumdur.

Kural ve kurum kavramları ile benzer bir başka kavram kanundur. Kanun, yasama organı tarafından usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş genel, soyut, objektif ve yazılı hukuk kurallarıdır. Anayasa ise bir ülkedeki en üstün hukuk kurallarıdır. Ülkede uygulanan diğer kanunlar anayasaya aykırı olamazlar. Bu manada anayasa da  kurallar kümesidir. 

Öte yandan, yönetim bilimi açısından organizasyon ya da örgüt anlamına gelen “kurum” (organizasyon) ile bizim bu çalışmada açıklamaya çalıştığımız sosyolojik açıdan “kurum” (institution)  kavramı tamamen farklı kavramlardır. Yönetim bilimi açısından kurum maddi bir varlıktır. Bu manada kurum bir tüzel kişiliği temsil eder. Sosyolojik açıdan kurum ise fiziki bir varlığa sahip olmadığı gibi tüzel bir kişiliği de yoktur. Sosyolojik açıdan kurum kavramı denildiğinde bir topluluk yaşamında kendiliğinden oluşmuş gelenekler-görenekler, değerler, alışkanlıklar vs. anlaşılmaktadır. Bu çerçevede kurumlar bireysel ve toplumsal ihtiyaçlardan genellikle kendiliğinden doğmuş olan toplumun temel yapılarını ifade eder. Yani sosyolojik anlamda kurum, toplumda zamanla kabul görmüş kurallar bütünüdür. Aile, din, hukuk vs. sosyolojik açıdan kurumlara örnek teşkil eder.

Kural kavramı ile karşılaştırabileceğimiz bir diğer kavram da “regülasyon” kavramıdır. Regülasyon kelime olarak düzenleme anlamına gelmektedir. Daha geniş bir ifade ile regülasyon, belli bir faaliyete ilişkin olarak oyunun kurallarının belirlenmesi (düzenleme), bu kurallara riayetin sağlanması (denetim) ve sektörü veya bir alanı düzgün bir rekabet ortamına ve rekabetçi bir yapıya doğru sevk etme (yönlendirme) olarak tanımlanabilir (Ulusoy, 2003:21). Görüldüğü gibi regülasyon kavramı da iyi bir oyun için oluşturulmuş kurallar kümesidir. Ancak regülasyon kavramında ilgili regülasyon kurumu, koyduğu kurallara uyulmasını sağlamakta ve etkin bir piyasa sisteminin oluşturulması için yönlendirici faaliyetlerde bulunmaktadır. Kurumda ise kurumsallaşmış bir davranışa uymayı zorlayıcı bir otorite çoğunlukla yoktur. Örneğin, din kurumunun emrettiği davranışları uygulamayan bir kişiyi en azından bu dünyada cezalandıracak bir otorite yoktur.  

Yaptığımız açıklamalardan da anlaşıldığı gibi kural kavramı tüm benzer kavramların temel unsurunu oluşturmaktadır. Açıklanan her kavram temelde kural kavramına dayanmakta ve bir bakıma tüm kavramlarda kural ortak paydayı oluşturmaktadır.

Kural kavramı ile kurum kavramı arasında da çok sıkı bir ilişki vardır. Kurum çok basit bir anlatımla kurallar kümesidir. Örneğin tek tek din kurallarının bütünü din kurumunu oluşturur. Bu manada kural kavramı kurum kavramının da ortak paydasıdır. Kural ve kurumlar arasındaki ilişki bir bütün ve onun parçaları arasındaki ilişkiye benzer.

© 2005, C.C.Aktan