Milli
varlığın çeşitli şekillerdeki tezahürü her yerde demokrasinin avantajına
dönüşmektedir. Bütün insanlar, kendi çabalarıyla demokrasiye destek olmaktadırlar.
Bu harekete gönüllü ya da gönülsüz olarak destek olanlar, bu hareket için
savaşanlar ve bu harekete muhalif olanların hepsi aynı yolda ilerlemektedirler;
isteyerek veya istemeyerek aynı amaç için çalışmaktadırlar ve hepsi Tanrı’nın
ellerinde birer araç konumundadırlar.
Bu nedenle
koşulların eşit hale gelmesindeki yavaş gelişme aslında iyi bir durumdur ve kutsal
bir kararın bütün özelliklerine sahiptir: evrenseldir, süreklidir, insanlar
tarafından gerçekleştirilen bütün müdahaleleri sürekli olarak bertaraf eder ve
insanlar gibi bütün olaylar da onun gelişmesine katkıda bulunur. O halde çok eskilere
uzanan bir sosyal saikin bir neslin çabalarıyla kontrol edilebileceğini hayal etmek
akıllıca bir şey olur mu? Feodal sistemi yok eden ve kralların hakkından gelen
demokrasinin vatandaşlara ve kapitalistlere saygı göstereceğine itimad edilmektedir.
Hiç kimse hangi yöne gideceğimizi söyleyemez: koşulların eşitliği günümüzdeki
Hıristiyan ülkelerde dünyanın her hangi bir kısmından ya da her hangi bir zamanda
olduğundan daha fazla mükemmel bir hale gelmiştir. Bu nedenle halı hazırda mevcut
olan şeylerin boyutu henüz ulaşamadığımız şeyleri görmemize engel olmaktadır.
Kaynak: C.Can Aktan
ve İ.Yaşar Vural (Derleyen ve Çeviren) , Özgürlük Yazıları, Çizgi
Kitabevi, 2003. (Metnin tercümesi Aktan ve Vural tarafından
yapılmıştır. İzinsiz kullanılamaz.)
J. Salwyn Schapiro, Liberalism-Its Meaning and
History, London:1958. S. 158-159.