KOLONİLERİN İLK KONGRE BİLDİRGESİ

14 EKİM 1774

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son savaşın sona ermesinden beri Britanya Parlamentosu Amerika’da yaşayan halkları yönetme hakkına sahip olduğunu iddia ederek bir çok konuda doğrudan yasalarla ve aşikar bir şekilde ve bazen de hileyle ve gelirlerin artırılmasını amaçlayarak  kolonilerin ödemesi gereken çeşitli vergiler ihdas etmiş; anayasaya aykırı yetkilerle bir komisyon teşkil etmiş ve bahriye mahkemesinin sadece adı geçen vergileri toplamakla ilgili yetkilerini değil; bunun yanı sıra ülkedeki çeşitli organlar arasında ortaya çıkan davalarla ilgili yetkilerini de  artırmıştır.

Çeşitli kanunlar marifetiyle ... yargıçlar maaşları açısından hükümdara bağımlı bir hale getirildi.

Bir kanunun gücü ile Kral 8. Henry’nin saltanatı döneminde Parlamentoda alınan bir karar ile koloniciler İngiltere’ye götürüldüler ve vatan hainliği, vazifeyi suiistimal ve kolonilerde kalkışılan çeşitli ihanet suçlamaları ile yargılandılar...

...

Meclisler sıklıkla feshedildi; vatandaşların şikayetleri üzerinde değerlendirmeler yapılırken halkın hakları dikkate alınmadı ve meselelerin çözümü için krallığa vatandaşlar tarafından sunulan saygılı, alçakgönüllü, sadık ve makul dilekçeler sürekli olarak Majestelerinin bakanları tarafından hakir görüldü.

Çeşitli kolonilerin iyi insanları Parlamento ve yönetimin bu tip keyfi muameleleri ile ilgili tehlikelere işaret ettiler ve dinlerinin, kanunlarının ve özgürlüklerinin ortadan kalkmaması için gerekli olan kurumları oluşturmak için, Philadelphia kentindeki büyük kongrede toplanmak ve karar vermek üzere temsilcileri seçtiler ve tayin ettiler.

Bu şekilde atanan temsilciler, bu kolonilerin tam ve özgür temsilcileri olarak, özgürlüklerini ve kendi haklarını savunmak ve muhafaza etmek için ataları olan İngilizlerin daha önceleri yaptıkları gibi belirlenen amaçlara ulaşmada en iyi araçları hesaba katarak ilan etmektedirler ki Kuzey Amerika’daki İngiliz kolonilerinin sakinleri, değişmez doğal kanunlar, İngiliz Anayasasının ilkeleri ve çeşitli sözleşme ve anlaşmalarla, aşağıdaki haklara sahiptirler:

1. Yaşama, özgür olma ve mülkiyet haklarına sahiptirler ve kendi rızaları olmaksızın bu haklardan hiç biri her hangi bir egemen güce terk edilemez.

2. Bu kolonilere ilk olarak yerleşen atalarımız anavatandan göç ettikleri zaman İngiltere’de olduğu gibi özgür vatandaşların bütün hak, özgürlük ve imtiyazlarına sahiptiler.

3. Bu göç nedeniyle hiçbir şekilde bu haklarından her hangi birisini kaybetmemişlerdir ve bunlardan feragat da etmemişlerdir ve onlar ve onların soyundan gelenler şimdi de yerel koşulların ve diğer şartların onları kullanmalarına olanak tanıdığı ölçüde bu haklarının tümünden yararlanma hakkına sahiptirler.

4. Halkın kendi yasama meclislerine katılması hakkıdır. İngiliz kolonicileri temsil edilmediğinden ve yerel ve diğer koşullardan Britanya Parlamentosunda da yeterli bir düzeyde  temsil edilemediklerinden, daha önce yapıldığı ve alışıldığı gibi sadece kendi egemenlerine tabi olacakları ve vergileme ve iç politika gibi tüm konularda temsil haklarının korunacağı bir düzenleme ile farklı eyalet yasama meclislerinde tam ve özgür bir yasama gücüne sahip olmaya hakları vardır. Ancak, şartların gerekli kılması halinde ve her iki ülkenin karşılıklı çıkarlarının gerektirmesi durumunda, rızaları olmaksızın Amerika’daki tebaadan toplanacak gelirleri artırmak için iç ve dış vergi salınması fikri hariç olmak koşuluyla anavatanın ve imparatorluğun ve üyelerinin ticari çıkar ve avantajlarını korumak amacıyla dış ticaretimizi düzenlemek için ve iyi niyetle kısıtlayıcı nitelikteki kanunların Britanya Parlamentosu tarafından yürürlüğe konulmasına rıza göstereceğiz.

5. Her bir koloni İngiltere genel hukukunu ve kanunlara uygun olmak koşuluyla kanun önünde aynı haklara sahip olan kişilerin yararlandığı çok değerli ve önemli imtiyazları uygulamaya yetkilidir.

6. Kolonileştirildikleri zamanda mevcut olan İngiliz kanunlarının sağladığı yararlardan faydalanmak haklarıdır ve bu kanunları, tecrübe ile, kendi yerel koşullarına uygun bir hale getirmeye de yetkilidirler.

7. Majestelerinin kolonileri, aynı şekilde, kraliyet sözleşmeleri ile tasdik edilen ve bağışlanan ya da eyalet kanunları ile sağlanan her türlü imtiyaz ve muafiyetten yararlanma hakları vardır.

8. Barışçıl bir şekilde toplantı yapmak, şikayetlerini dile getirmek ve krala dilekçe vermek haklarına sahiptirler ve bütün takibatlar, yasaklayıcı bildiriler ve benzeri kararlar yasadışıdır.

9. Barış zamanında ordunun barındırıldığı koloninin yasama meclisinin onayı olmaksızın kolonilerde daimi olarak silah altında ordu bulundurmak yasalara aykırıdır.

10. Yasama meclislerinin her bir branşının birbirlerinden bağımsız olmaları hem İngiliz anayasası açısından hem de iyi bir devlet için son derece gereklidir ve bu nedenle kolonilerde yasama gücünün kralın iradesiyle atanmış meclislerce kullanılması anayasaya aykırıdır, tehlikelidir ve Amerikan yasamasının özgürlüğünü tahrip edici niteliktedir.

Yukarıda adı geçen temsilcilerin hepsi, hem kendi namlarına hem de seçmenleri adına, kendi rızaları olmaksızın hiçbir gücün yasal olarak onlardan alamayacağı, değiştiremeyeceği ya da mahrum edemeyeceği hak ve özgürlükleri kendilerinin şüphe götürmez hak ve özgürlükleri olarak isteyebilirler, talep edebilirler ve ısrar edebilirler.

Tahkikatımız süresinde, karşılıklı sevgi, uyum ve çıkarın yeniden tesis edilebilmesini sağlayacak hakların ihlal edildiğini tespit ettik. Ancak, mevcut durumu bir kenara bırakarak Amerika’yı köleleştiren sistemi ortaya koyan ve son savaştan beri benimsenen tedbir ve kanunların izini takip edelim.

Parlamento tarafından çıkarılan aşağıdaki kanunlar kolonicilerin haklarını ihlal etmektedir ve bu kanunların feshedilmesi Büyük Britanya ile Amerikan kolonileri arasındaki uyumun yeniden sağlanması için özellikle gereklidir.

Amerika’dan toplanan gelirlerin artırılması amacıyla çeşitli vergileri yürürlüğe koyan ....gibi çeşitli kanunlar bahriye mahkemesinin daha önceki yetki sınırlarını artırmakta, Amerikan vatandaşlarını jüri ile yargılanmaktan mahrum bırakmakta ... ve Amerikan haklarını ortadan kaldırmaktadır.

 David Brooks (Ed.), From Magna Carta to the Constitution (Documents in the Struggle for Liberty), New York: Fox and Wilkies, 1993: 51-55.