BİRLEŞMİŞ MİLLETLER,

ÖLÜM CEZASI İLE KARŞILAŞANLARIN HAKLARININ KORUNMASINI GÜVENCE ALTINA ALACAK

TEDBİRLER BİLDİRGESİ*

 

25 Mayıs 1984

 

1. Ölüm cezasını kaldırmamış olan ülkelerde, sadece en ağır suçlar için idam cezası verilebilir; bu ağır suçlar, kasten işlenen ve ölüm veya diğer çok ciddi  sonuçlar doğuran suçların dışında başka suçları kapsamaz.

2. İdam cezası, sadece suçun işlendiği tarihte kanunda ölüm cezası öngörülen suçlar için verilebilir; suçun işlendiği tarihten sonra, kanunda yapılan değişiklikle daha hafif bir cezanın getirilmesi halinde, fail bu değişiklikten yararlanır.

3. Suçun işlendiği tarihte on sekiz yaşın altında olan kişilere ölüm cezası verilemez; hamile kadınların veya yeni doğum yapmış kadınların veya akıl hastası olan kişilerin ölüm cezaları infaz edilmez.

4. İdam cezası sadece, kişiye isnat edilen suçun, olayların başka türlü

açıklanmasına imkan vermeyecek bir biçimde açık ve ikna edici delillerle dayanması halinde verilebilir.

5. İdam cezası sadece adil bir yargılama için gerekli bütün güvencelerin tanındığı bir yargılama usulünden sonra yetkili mahkeme tarafından verilen kesin karar gereğince infaz edilir; bu güvenceler en azından Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 14. maddesinde yer alan güvencelere eşdeğerde olup, ölüm cezası verilebilecek bir zanlı veya sanığın yargılamanın her aşamasında sahip olduğu yeterli hukuki yardımdan yararlanma hakkını da kapsar.

6. Ölüm cezasına mahkum edilen bir kimse hakkında verilen kararı daha yüksek bir mahkemede temyiz etme hakkına sahiptir. Böyle bir temyizin zorunlu olması için gerekli tedbirler alınır.

7. Ölüm cezasına mahkum edilen bir kimse af edilmesini veya cezasının değiştirilmesini isteme hakkına sahiptir; bütün idam cezaları af edilebilir veya dönüştürülebilir.

8. Temyiz veya diğer başvuru süreçleri devam ederken veya af talebi veya idam cezasının değiştirilmesi istemi karara bağlanmadan, idam cezası infaz edilmez.

9. İdam cezası infaz edilecekse, bu ceza mümkün olan en az acıyı verecek bir biçimde uygulanır.



* Bu metin sayın Doç.Dr.Osman Doğru tarafından tercüme edilmiştir. Metnin burada tekrar yayınlanmasına izin verdikleri için kendilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.