SİYASAL SÜREÇTE AKTÖRLER: SEÇMENLER

Coşkun Can Aktan & Dilek Dileyici

 

Bir toplumda bireylerin kamu ekonomisi kararlarına katılmaları çeşitli şekillerde olabilir. Bunun en basit şekli oy kullanmadır. Oylama ile bireyler (seçmenler) en fazla yarar sağlayacaklarını umdukları siyasal partiye oy verirler.

Seçmen olma dışında bireyler, parti, dernek ve sendikalara üye olma, grev, boykot, gösteri yapma gibi değişik eylemlerle kamusal kararların kendi istekleri doğrultusunda alınmasına çalışabilirler.

Seçmenler siyasal karar alma sürece katılmaları, çoğunlukla bir çıkara dayalıdır. Seçmenlerin kamusal kararlara katılmaları ancak, katılma sonucu elde edecekleri net faydanın pozitif olması sonucu gerçekleşir (Bkz. Bulutoğlu, 1988: 122):

Seçmenin siyasal karara aktif olarak katılması (partiye üye olma, aday olma vb.) bu katılma sonucu elde edilen faydanın siyasal karara katılım sonucunda katlanacağı maliyetten fazla olmasına bağlıdır. Aynı şekilde seçmenin pasif bir şekilde karar alma sürecine katılması da yine oyunu kullanması sonucu umduğu faydanın oy kullanma maliyetinden (seçim sandığına gitme maliyeti) fazla olmasına bağlı olacaktır. Matematiksel olarak izah edecek olursak (Bulutoğlu, 1988: 134);  seçmen İ’nin oylamaya katılmakla beklediği fayda Fi, oylamaya katılmanın maliyeti Mi, vazgeçtiği faaliyetin değeri Fio ise;

Fi – (Fio + Mi) > 0

olduğu zaman seçmen oylamaya katılacaktır.

Bunun dışında seçmenlerin oylamaya katılma oranları başka birçok faktörlerin de etkisi altında olabilir. Örneğin; siyasal partilerce oylamaya katılan bireylerin mükafatlandırılacağı, katılmayanların ise cezalandırılacağını (iktidara gelen partilerin oy vermeyenlere fazla hizmet vermemesi gibi) bilmesi halinde bireylerin katılma oranları fazla olur. Bazen de bireyler bunların dışında katılmayı bir vatandaşlık görevi olarak yerine getirme düşüncesindedirler. Şu halde formül şu şekli alacaktır:

(Fi + Öi + Oi + Ci) – Fio + Mi > 0

Burada  seçmen İ’nin oy vererek seçim sonuçlarını etkilemeden beklediği fayda Fi, kendisine  sandığa gitmesi için sağlanan özel çıkar Öi, oy verme eyleminden duyduğu tatmin  (vatandaşlık görevi) Oi ve cezalandırmanın gerçekleşmesine bağladığı ağırlık ise Ci olarak gösterilmiştir.

Öte yandan seçmen tercihlerinin rasyonel olması, uygulanacak politika seçenekleri konusunda doğru bilgilendirilmelerine bağlıdır. Ancak bu sayede seçmen tercihlerinden toplumsal tercihlere ulaşılabilir. Fakat Anthony Downs, rasyonel seçmenin kullanacağı oylarla ilgili olarak çok iyi bilgilendirilmeyi pek önemsemeyeceğini belirmiştir. Nedeni, basitçe seçmenin refahının artmasında atılan oyun etkisinin çok az olacağıdır. Açıkçası seçmenler bunun her zaman farkında olmuşlardır. Seçmenlerin bilgisi üzerine yapılan ampirik çalışmalar, onların tamamen konuyla ilgilenmediklerini göstermiştir. Dahası, seçmenlerin bu genel bilgisizliği simetrik değildir. Seçmen herhangi bir özel çıkar noktası doğrultusunda bilgili olma durumundadır. Dahası organize çıkar grupları propagandaları ile seçmenleri bu çıkar alanlarına çekmek için güç sarfedeceklerdir. Ayrıca seçmen, yalnızca kötü bir şekilde bilgilendirilmekle kalmayıp, sahip olduğu bilgi de ya tamamen kendisiyle ilgili olacak ya da ilgisinin dışında kalacaktır (Tullock, 1997: 106).

 

 

   
 

Kaynak: C.Can Aktan ve Dilek Dileyici , "Kamu Ekonomisinde Karar Alma ve Oylama Yöntemleri" Kamu Tercihi ve Anayasal İktisat dergisinde yayınlanmıştır. ( Yıl 1, Sayı 1, Ocak-Şubat-Mart-2001.)