GLOBAL SUÇLAR SORUNU


COŞKUN CAN AKTAN & İSTİKLAL Y. VURAL


 

Globalleşme ile global düzeyde işlenen suçlarda (uyuşturucu, silah kaçakçılığı, terör, çocuk ve kadın ticareti gibi organize suçlar) ciddi artışlar olduğu gözlemlenmektedir.  Bu tür faaliyetlerin genişlemesi ile “kara ekonomi” (black economy) adı verilen bir yasa dışı ekonomik faaliyet alanı ortaya çıkmış ve bu tür yasadışı ve kayıtdışı faaliyetlerden elde edilen gelirlerin (kara para) aklanması çabaları yoğunlaşmıştır.

Globalleşme, birçok kapalı ekonominin açık hale gelmesini sağlamakta, dünya ticaretini, dünya üretiminin üstüne çıkarmakta; uluslararası piyasaların gelişmesi, bireyler ve kurumların fonlarını sınırsız olarak en yüksek getiriyi alabilecekleri yerlerde değerlendirmelerine imkan tanımaktadır. Bunun yanında globalleşme, modern dünyamızın karakteristiklerinden biri olarak suç alanını da etkilemekte ve organize suçluluk artan ölçüde global bir boyut kazanmaktadır. Globalleşme bir yandan piyasaların işlem hacmini ve araç çeşitliliğini arttırarak, diğer taraftan da mal ticaretini arttırabilmek için gümrüklerdeki bürokrasiyi basitleştirmeye dönük uygulamalar yaparak, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi kara paranın elde edildiği suçların işlenmesini kolaylaştırmaktadır. Bu ortamdan ülkelerin kendisini koruyabilmesi her zaman mümkün olamamakta, bir ülkenin karapara aklaması diğer ülkeler ve global finansal sistem açısından sorun oluşturabilmektedir. Organize suç örgütleri ve sistemin açıklarını bilen bilinçli fertler, açık sınırlardan, özelleştirmeden, serbest ticaret bölgelerinden, sınır güvenliği sağlayamayan devletlerden, kıyı ötesi bankacılık hizmetlerinden, elektronik mali transferlerden, akıllı kartlardan, siber bankacılıktan faydalanarak her gün milyonlarca dolarlık kara parayı aklayabilmektedirler.[i]

Global düzeyde kara para faaliyetleri, bu faaliyetler sonucu elde edilen kazançlar ve bu kazançların mali sistem içerisinde aklanması işlemlerini kesin olarak tespit edebilmek oldukça güç, hatta imkansızdır. Uluslar arası Para Fonu, Uluslararası Mali İstatistikler Departmanı dünyadaki toplam karapara miktarını 700 milyar ile 1 trilyon dolar arası bir rakam olarak tahmin etmektedir. Karapara miktarında yıllık 80 ile 100 milyar dolar arası bir artış olduğu ifade edilmektedir. Sadece uyuşturucu ticaretinde yıllık yaklaşık 500 milyar dolarlık bir hacimden bahsedilmektedir. (Ergül,1998:31, Özsoylu, 1998:13).

Dünya üzerindeki mevcut kara paranın belli bir büyüklüğü her yıl mali sisteme dahil olmak için aklama operasyonlarına konu olmaktadır. Yine IMF’nin tahminlerine göre, kara para aklama miktarı global gayri safi milli hasılanın yaklaşık %2 ile %5’i oranındadır. G-7 ülkeleri (Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve ABD) ile Avrupa Komisyonu tarafından 1989 Temmuz’unda Paris’teki G-7 zirvesinde, kara para aklama ile mücadelede uluslararası işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla kurulmuş FATF (Financial Action Task Force on Money Laundering)’a göre, dünya bankacılık sisteminde her yıl 300 milyar dolar aklanmaktadır. FATF adlı kuruluş 1990 yılında Avrupa ve ABD’de kokain, eroin ve esrar satışlarının toplam tutarının yaklaşık 122 milyar dolar olduğunu ve bunun yaklaşık 85 milyar dolarının aklanmış olabileceğini tahmin etmektedir. Bu rakama dünyanın diğer bölgeleri ile silah ticareti, kadın ve çocuk ticareti, sentetik uyuşturucu ticareti gibi kara para miktarları dahil değildir. (Ergül,,1998:33.)

Organize suçlar sonucu elde edilen kazançların aklanmasında kıyı bankacılığı çok önemli bir rol oynamaktadır. Kıyı bankacılığı (off-shore banking) 1960’lı yıllardan itibaren, genellikle vergi cennetleri denilen ülkelerde oluşmaya başlamıştır. Bu ülkeler sağladıkları vergi avantajları ve denetimsizlik ile fon yatırımları ve finansal hizmetler bakımından bir cazibe merkezi oluşturmuşlardır. Vergi cennetlerinde sağlanan başlıca vergi avantajları şunlardır:  gelir ve sermayeden vergi alınmaması, banka ve ticari sırların korunması, aktif bir banka sektörü altyapısı bulundurulması, iyi bir iletişim ağı ve teknolojisine sahip olunması, istikrarlı bir politik ve ekonomik görüntü sergilenmesi, yabancı sermayeye ayrıcalıklı davranılması (Kızılot, 1999:173)[ii]

1970’li yıllarda kıyı bankacılığının gelişmesine paralel olarak uyuşturucu trafiğinde de bir artma görülmektedir. Karaparanın plasmanında en yaygın yöntem olarak kıyı bankacılığı sistemi kullanılmaktadır.

Vergi Cenneti olarak bilinen ülkelerde yerleşik kıyı bankalarında çok büyük miktarlarda fonlar tutulmaktadır. Citibank, Chase Manhattan, Swiss Bank and Trust Corporations, Schrodes, Midland, Barclays gibi dünyanın büyük ve saygın kuruluşlarının da bu merkezlerde şubeleri bulunmaktadır Son belirlemelere göre, yaklaşık 5 trilyon ABD Doları miktarındaki sermaye Off-shore’larda tutulmaktadır. Bu tutarın büyüklüğünü vurgulayabilmek için, 31 Aralık 1991’de dünyadaki bütün merkez bankaları rezervlerinin yaklaşık 1 trilyon ABD Doları olduğunu hatırlatmakta yarar vardır.[iii] 


 

[i] Bu konuda bkz: Ergül, 1998; Günay-Şahbazov, 1999:134; Özsoylu,1998; Muhammet Akdiş.,“Küreselleşmenin Finansal Piyasalar Üzerindeki Etkileri ve Türkiye: Finansal Krizler-Beklentiler”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/Ekim2002/akdis.htm

[ii] Dünyada geçmişte Vergi Cennetleri (Tax Havens) olarak isimlendirilen veya Kıyı Bankacılığının (Off-shore Banking) oluşumuna ve gelişimine destek veren, şu anda da Uluslararası Kıyı Ötesi Mali Merkezler (International Off-shore Financial Center-IOFC) olarak adlandırılan ülkeler veya adacıklar bulunmakta, bu merkezler sundukları çeşitli avantajlarla önemli miktarlarda fonun kendilerinde toplanmasını sağlayabilmektedirler. Bu sisteme Off-shore denmesinin sebebi, bu ülkelerin çoğunun İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı küçük ada devletleri olmalarındandır. Off-shore bankaların bir çoğu başlıca şu ülke, ada ve adacıklarda faaliyet göstermektedir: Andorra, Arubas, Bahamas, Barbados, Bermuda, British Virgin Islands, Cayman Islands, Costa Rica, Gibraltar, Guernsey, Isle of Man, Jamaica, Liberia, Liectenstein, Madeira, Hollanda Antilleri, Malta, Kıbrıs, Jersey, Panama, Manile, İsviçre, Lüksemburg, Bahreyn ve İrlanda. Ayrıca son yıllarda Turks and Caicos, Cook Adaları ile bazı büyük devletler de vergi cennetleri listesinde yer almaktadır. Muhammet Akdiş.,“Küreselleşmenin Finansal Piyasalar Üzerindeki Etkileri ve Türkiye: Finansal Krizler-Beklentiler”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/Ekim2002/akdis.htm

[iii] Muhammet Akdiş.,“Küreselleşmenin Finansal Piyasalar Üzerindeki Etkileri ve Türkiye: Finansal Krizler-Beklentiler”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/Ekim2002/akdis.htm

 


Kaynak: C.Can Aktan ve İstiklal Y. Vural, Globalleşme : Fırsat mı, Tehdit mi? , İstanbul: Zaman Kitap, 2004.