İŞYERİNDE PSİKOLOJİK ŞİDDET (MOBBING) TÜRLERİ

Dr.Hasan Tutar

 

 

İşyerinde psikolojik şiddet uzmanı olan Leymann, psikolojik şiddetin örgütsel uygulama biçimini  “işyeri terörü” olarak nitelendirmektedir.[i] Örgütsel çatışma ve her tür gerilimin kaynağı olan psikolojik şiddet, “bir ya da birkaç kişinin bir tek kişiye sistemli olarak uyguladıkları düşmanca tutum, mağdura karşı yönelttikleri etik dışı davranış” ve her tür psikolojik kötü muameledir. İşyerlerinde psikolojik şiddet, mağdurları, genellikle yardımsız ve savunmasız olarak bırakılmaktadırlar.

Mobbingciler sadece kendi güçleriyle değil, kurumun olanaklarını kendi çıkarları için kullanarak, kurumsal bir güçle mağdura saldırmakta; mağdur sadece mobbingciyle değil, kurumun alet edilen gücüyle de baş etmek zorunda bırakılmaktadır.

İşyerinde psikolojik şiddeti, diğer şiddet türlerinden, kaba şiddet (bullying)’ten[ii] ayıran özellik, fiziksel olmaktan çok psikolojik (rafine), kaba olmaktan çok sofistike olmasıdır; ancak psikolojik olması, psikolojik şiddetin bir şiddet olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.

İşyerinde psikolojik şiddet tanımlarından çıkan bir sonuç da, bunun bir kez veya birkaç kez uygulanan bir eylem biçimi olmadığıdır. Mobbing sistemli bir şekilde uygulanan bir psiko-terördür ve mağdur devamlı olarak kendini psikolojik şiddetin  baskısında hisseder. Mobbingin kalıcı psikolojik hasar bırakmasının nedeni, söz konusu sürekliliğidir. İşyerinde psikolojik şiddetin bir diğer özelliği, bir örgüt politikası haline getirilmesidir.

Örgütte kişiler arası anlaşmazlık anlamına gelen örgütsel çatışma[iii], genellikle bir kez veya birkaç kez yaşanır ve çatışmanın tarafları kendilerini sürekli baskı altında hissetmezler. Mobbingte durum farklıdır; çatışmanın tarafları kendilerini sürekli bir baskı ve tehdit altında hisseder.

Mobbingcinin, psikolojik şiddet uygulama potansiyeli her zaman vardır ve kurbanın psikolojik şiddete maruz kalması her an söz konusudur. Aynı zamanda çatışma (conflict) hiçbir zaman örgüt politikası olarak benimsenmezken, mobbing bazı kişi veya kişilere karşı uygulanan bir örgüt politikası haline getirilebilir.

Psikolojik şiddet uygulayan kişi (mobbingci), genellikle diğer(ler)inden daha güçlüdür veya daha güçlü görünür. Gücünün kaynağı kişiliği değil, istismar ettiği mevkisidir. Yasal yetkisini ve örgütsel statüsünü psikolojik şiddet için kullanır. Mobbingci kendisini gerçek kişi değil, tüzel kişi (hükmü şahıs) olarak gördüğü için, ona yöneltilen bir karşı çıkış, kuruma yöneltilmiş bir tehdit olarak gösterilmeye çalışılır. Bu nedenle mobbing kurbanı, kendini çoğu kez savunabilecek durumda değildir.

İşyerinde mobbing iki farklı aşamadan oluşan bir süreci izler. Birincisi kontrolü alma ve tabi kılmaktır; bu aşamada zorba yukarıdaki davranışların bir kısmını ya da tümünü uygulayarak kurbanın öz saygısını, öz değerini ve öz güvenini azaltır. İkincisi, tasfiye etmektir; kurbanın iş yerinden uzaklaştırılmasıdır. Psikolojik şiddetin neden olduğu yıldırma ve zorbalık, örgütsel politika haline getirildiği için genellikle bir süre sonra başka bir kurbanda yeniden gündeme gelir.[iv]

Mobbingciye karşı çıkmak, kuruma karşı çıkmak!, mobbingi eleştirmek, kurumun yüce menfaatlerini! eleştirmek şeklinde gösterilir. Mağdurun kendini savunması, “kurumla çatışma” olarak gösterilerek, psikolojik şiddetin  sürmesi sağlanır. Kurumsal güçle mağdurun üzerine gidilir ve mağdur haklı iken haksız, hak ararken isyankâr olarak gösterilmeye çalışılır.

İşyerlerinde psikolojik şiddet, bir çok olumsuz sonuçlarıyla birlikte yayılan en yaygın örgütsel rahatsızlık biçimidir.[v] Mağdur, işinin hakkını vermesine ve tüm çabasına rağmen, yaptığı hiçbir iş takdir edilmez; toplantılara alınmayıp unutulur. Yetkileri elinden alınır ve sürekli işini kaybetme endişesi ile yaşamasına çaba gösterilir. Alaycı bakışlara veya iğneleyici sözlere maruz bırakılır.

Psikolojik şiddet kurbanı, işten ayrılmayı göze alamıyorsa, duygusal  ve bedensel acı çekerek ve zorlanarak yaşamını sürdürmeye çalışır. Kaygıyla, yitirmiş olduğu özgüven ile,  yüksek tansiyonla, depresyonla ve aşırı stres gibi psikosomatik rahatsızlıklarla  yaşamını sürdürmek durumunda bırakılır. 

 İşyerinde psikolojik şiddet kamu ve özel örgütlerde bir  örgütsel fenomendir ve mağduru aşağılama veya kötü bir isimle çağırma, alay etme, hafife alma, laf dokundurma, negatif eleştiri yapma, takip etme, ilişkileri dondurma, dışta bırakma, tehdit etme, fiziksel saldırıda bulunma (bullying), anlamsız görevler verme, aşırı iş yükü altında ezme, sorumluluk verip yetki vermeme, yetkilerini ve imkanlarını elinden alma, kasten yanlış bilgi verme, formalitelere mecbur bırakma, iftira atma, yeteneklerini ve başarısını küçümseme, dinlememe gibi davranışlarla ortaya çıkar.[vi]

Psikolojik şiddet eğer yöneticiden kaynaklanıyor ise, bu durumda yöneticinin yardımcıları kurbana karşı sistemli, uzun süreli ve zorbaca davranışlar içine girer. Bu durumu La Fontaine bir orman masalında güzel bir şekilde kurgulamaktadır. La Fontaine’in orman masalı, mobbingci yöneticiyle “avene”si arasındaki ilişkiyi ortaya koymak bakımından önemlidir.

Veba, ormanın hayvanlarını kırıp geçirmektedir. Aslan (yönetici) bu duruma çözüm bulmak için bir toplantı düzenler ve bir komisyon kurar. Kanısınca ormana vebayı, günahkarı (mağduru) cezalandırmak için tanrılar yollamıştır. Eğer herkes günah(lar)ını itiraf eder de, en günahkar tanrılara kurban edilirse, o zaman bütün ormanın (işyerinin) yaratıkları! veba (mobbing)dan kurtulacaklardır. Aslanın huzurunda günahlar dile getirilmeye başlanır. Örneğin aslan acıkınca koyunları ve kendini tutamayıp çobanı da yemiştir!. Heyetteki hayvanlar! hemen bunun günah sayılamayacağını söylerler. Ne de olsa, o ormanın kralıdır ve bu kadarına  hakkı olacaktır artık! Sonra kaplanlar ve ayılar aslanın günahından az olmayan günahlarını söylerler. En sona “eşek” kalır. O da acıkınca, mecbur kalıp tapınağın bahçesindeki otları! yemiştir. En büyük günahkar! bulunmuştur. Komisyon böylece en büyük günahkarın “eşek” olduğuna karar verir. Bu nedenle, tanrılara kurban edilmesi gereken (diğer günahkarlar kadar “dişli” olmayan) eşek olacaktır. 

Psikolojik şiddet, örgütsel bir politikaya dönüşünce, yukarıdaki orman masalında olduğu gibi, mağdur bir kişiyle değil, bir grup (çete) ile mücadele etmek durumunda kalır. Mağdur, yöneticinin ve onun kurumsal desteğini arkasına alan avenesinin· amansız bir hal alan psikolojik şiddetiyle başa çıkmak için umutsuzca çırpınır durur. 

 

İşyerinde Psikolojik Şiddet Türleri

 

Mobbing örgütsel yapıda dikey veya yatay olarak uygulanır. Dikey veya “hiyerarşik mobbing”te üstler astlarına veya astlar üstlerine mobbing uygular. Yatay veya “fonksiyonel mobbing”te ise, birbirleriyle kurmay-fonksiyonel ilişki içinde olan eşitler birbirine mobbing uygular. Bu mobbing türünde genellikle birkaç kişi bir araya gelerek bir kişiye mobbing uygularlar. 

 

Hiyerarşik (Dikey) Şiddet

 

Yukarıdan aşağıya doğru hiyerarşik biçimde örgütlenen ve emir verme-itaat bekleme anlayışıyla yönetilen kurumlarda çalışanlar; itaatin yerine inisiyatifi, kurala uyma yerine kurala bağlanmayı, sadece karara katılmayı değil, işin süreçlerine de katılmayı beklerler. İşgörenler, akıl güçlerinin ve fiziksel güçlerinin yanında, gönül güçlerinin de iş ortamına katılımını arzu ederler.

Çağdaş yönetim anlayışında yöneticinin bilişsel zekasının yanında, çalışanlarının gönül güçlerini örgütsel sinerjiye katabilecek bir “duygusal zeka”sının olması önem kazanmaktadır. Duygusal zekası yeterli olmayan yöneticiler tarafından yönetilen kurumlarda dikey veya “hiyerarşik mobbing” kaçınılmaz olmaktadır.

Çağdaş örgüt yöneticilerinin sadece zeki ve yetenekli olmaları yeterli olmamaktadır. Zekanın “duygusal körlük” üzerinde etkisi yoktur. Zeka yöneticilerin duygusal körlüğünü  engellemediği için, onların mobbingciler tarafından kullanılmaları zor değildir. Örgütsel sağlık[vii] için yöneticilerin bilişsel zekalarının yanında, duygusal zekalarının da gelişmiş olması gerekmektedir.

Sadece bilişsel zekaları olan yöneticilerin, mobbingciler tarafından yönlendirilmeleri ve kontrol altına alınmaları kolaydır. Eğer söz konusu yöneticilerin narsist ruh yapıları varsa, övgü ve itibarı kaybetmemek için kendilerini övenlere sürekli hizmet etmek durumunda kalabilirler. Bu özellikleri, kendileri farkına varmasalar bile, mobbingciler tarafından kolaylıkla kullanılır. 

                Duygusal zekanın yöneticilik açısından önemini kısaca vurguladıktan sonra hemen belirtelim ki, “dikey şiddet” sadece üst yönetimden alt kademelere yöneltilmiş bir şiddet değildir; “hiyerarşik şiddet” olduğu için, çift yönlü (yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya) olabilmektedir. Buna göre, dikey mobbing çalışanların bağlı oldukları üstlerine karşı uyguladıkları şiddet şeklinde de olabilmektedir.

Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre dikey şiddet daha çok yöneticilerden astlarına yöneltilmiş bir psiko-terör olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu araştırmada, yöneticilerin astlarına uyguladığı mobbing %85,5 iken, eşit statüde olanların birbirlerine uyguladıkları mobbing, %15,7 olduğu tespit edilmiştir.[viii] Bu rakamlar, “yönetici mobbingi”nin örgütsel güçle ve pozisyon gücüyle birlikte ortaya çıktığını  göstermektedir. 

Aşağıdan yukarıya yöneltilmiş psikolojik şiddette, çalışanların kendi aralarında birlik olarak, amirlerine mobbing uygulamaları, ender de olsa mümkün olabilmektedir.

Aşağıdan yukarıya doğru uygulanan psikolojik şiddet genellikle; dedikodu çarkının çevrilmesi, yapılan olumlu işleri üst düzeye iletmeme, sürekli olumsuz geribildirimler verme, işleri geciktirme, bazı işleri sabote etme şeklinde olabilmektedir. Üst yönetimin bu tür durumlara karşı koruyucu önlemler alarak, çalışanların güvende olduğunu hissettirmesi, örgütsel psikolojik sağlığı[ix] koruyucu tedbirler alması, örgütsel verimliliğin arttırılmasına önemli katkı sağlayabilir.

 

Yatay (Fonksiyonel) Şiddet

 

Klasik hiyerarşik örgütlenme biçimi alt kademe, orta kademe ve üst kademe şeklindedir. Bu tür bir örgüt yapısı hiyerarşik veya dikey örgüt modeli olarak ifade edilir. Kamu kurumları, genellikle dikey (hiyerarşik) esasa göre örgütlenmişlerdir. Bu nedenle, kamu kurumlarında yatay şiddet yaygın olmamakla birlikte, dikey şiddet kariyer programları, mevki ve makam edinme endişeleri nedeniyle, yaygın bir psikolojik şiddet biçimidir. 

Örgütlerde üst kademelerden alt kademelere veya alt kademelerden üst kademelere doğru yapılan psikolojik şiddette, dikey veya “hiyerarşik şiddet” denirken, eşit statüde bulunanlar arasında söz konusu olan psikolojik şiddete, “yatay şiddet”  denmektedir. Yatay şiddet, aralarında fonksiyonel ilişkilerin bulunduğu kişiler arasında söz konusu olan şiddet türüdür.  

Yatay şiddet; kıskançlık,· yarışma, çekemezlik gibi nedenlerden kaynaklanır. Örgüt yönetiminin yatay şiddette “taraf” olması, psikolojik şiddeti örgüt politikası haine getirir. Bu durumda mağdur sadece eşit statüdekilerle değil, aynı zamanda yönetim “erk”iyle de mücadele etmek durumunda kalır. Bu durum mağdurun örgütsel izolasyonunu hızlandıran, onun örgütsel kurallara karşı anomiye uğramasına ve örgütsel süreçlere karşı yabancılaşmasına neden olur. 

Üst kademeden alt kademeye doğru veya alt kademeden üst kademeye doğru uygulanan şiddet, genellikle açık ve görünür şiddet iken, yatay şiddet, dikey şiddet kadar belirgin değildir. Eşit statüde bulunanlar genellikle uyguladıkları şiddeti kabul etmez, bunu işlerin karşılıklı bağımlılığının getirdiği bir çekişme olarak görürler.

Yatay şiddet uygulayanlar, şiddet uygulamadıklarını, aksine bunu mağdurun iyiliği için, onu uyarmak için yaptıklarını söylerler. Bunun arkasındaki temel motivasyonun örgütsel verimliliği artırmak gibi “ulvi!” bir amaca hizmet etmek olduğunu ileri sürerek, mobbinglerini haklı ve gerekli bir nedene dayandırmaya çalışırlar.  



 

[i] Heinz Leymann, “The Content and Development of Mobbing at Work” European Journal of Work and Organizational Psychology. 5 (2), 1996, ss. 165-184. Erişim. 24.04.2004. ss.165-184.

[ii] Unacceptable Behavıour - The unıson Workplace Bullying Survey

http://www.library.psa.org.nz/collection/other/UNISON+Workplace+Bullying+Survey .Erişim.04.05.2005

[iii]Daniel Katz, “Approaches to Managing Conflict” in Kahn and Bounding, Power and Conflict, s.. 105’den aktaran Richard H. Hall, Organizational Structure and Process, (Printice Hall. Inc. Englewood Cliffs, New Jerseu, 1977)., s.230

[iv] Jane Clarke; “Maymuncuk: İşyerinde İletişim ve Politika”, (İstanbul: MESS Yayınları, Çev. Z. Dicleli, 2002), s. 72

[v] Unacceptable Behavıour - The Unıson Workplace Bullying Survey

[vi] Bullying in your Workplace. www.bulliesdownunder.com. Erişim. 02.05.2004

[vii]M.P Ransom.,  “A Study To Determine The Reletionship Between Elements Of Participative” Management And Organizational Health. Dissertation Abstracts International, (May.1991) 51 (11), 3587-A 

[viii]‘Unacceptable Behavıour- The Unıson Workplace Bullying Survey.’http://www.library.psa.org.Erişim 04.05.2004

[ix]Martin Shain, “Stress and Satisfaction” Occupational Health and Safety Canada, Vol. 15, No. 3, ss. 38-47